Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında tüm dünyanın merakla beklediği konuşmasını yaptı ve Suriye’ye, “Yaklaşma vururum” mesajı verdi.
“Dostluğumuz ne kadar değerliyse, gazabımız da o kadar şiddetlidir, kahredicidir” diyen Erdoğan özetle şöyle konuştu:
13 mil belgelidir
“Uçağımızın Suriye karasularında değil, 13 deniz mili açıkta uluslararası sularda saldırıya uğradığı kesindir ve tarafımızca belgelenmiştir. Vurulduktan sonra Lazkiye’nin 8 deniz mili açıklarında Suriye sularına düşmüştür. Uçağımız radarlarımızın tespitine yönelik, önceden planlanmış ve başka hiçbir bölge ülkesine yönelik olmayan bir test görevini tek başına, silahsız ve tanımlanma sistemi açık olarak yapmaktaydı. Uçağımız Suriye karasularına yanlışlıkla ve çok kısa bir süre için girmiştir. Bu ihlal derhal pilotlarımıza bildirilmiştir, pilotlarımız da hava sahasından çıkmıştır. Uçağımız saldırıya uğradığı yer ve zaman diliminin ihlalle hiçbir ilgisi yoktur. İçeride ve dışarıda bunu saptırma gayreti içerisinde olanlar var. Tek başına uçan, hasmane bir görevi bulunmayan, tehdit oluşturmayan bir keşif uçağımızı düşürdükleri bu olayda Türkiye sonuna kadar haklıdır.
Suriye’den 5 ihlal var
Dünyanın her ülkesinde, her sınırda böyle kısa süreli ihlaller yaşanabilmektedir. 1 Ocak’tan bugüne kadar farklı ülkelerin askeri uçakları tarafından Türkiye hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir. 5 kez de Suriye helikopterleri hava sahamızı ihlal etmiştir. Yerleşik uygulama ve angajman usullerine göre, ülkelerine hava sahasına izinsiz giren yabancı veya tanımlanamayan araçlara radarla keşif, uçakla irtibat kurulması, pilotun uyarılması, cevap alınamıyorsa gözle tespit ve önleme uçuşu yapılması gibi unsurlar var. Suriye makamları tarafından bunların hiçbiri yapılmamıştır.
Uçağı kasıtlı düşürdüler
Uçağımız bir yanlışlık sonucu değil, tamamen kastı mahsusayla, hasmane bir tutumla hedef alınmıştır. Olayın ardından Suriye makamları ve onlarla yapılan telsiz görüşmeleri, arama kurtarma çalışmaları sırasında Casa tipi uçağımıza yapılan taciz ateşi, takınılan tavır, yapılan propaganda aynı şekilde bu saldırıda kasıt olduğunun ispatıdır. Suriye tarafından en ufak bir ikaz, en ufak bir nota tarafımıza yapılmamıştır. Yapılmadan uygulamaya gidilmiştir. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan dost olarak gördüklerini söylüyorlar. Bu hasmane bir tutumdur. Kısa süreli bir ihlali kimse haksız, hukuksuz, vicdansız bir saldırı için gösteremez.
Dünyaya açıkça söylüyorum
Buradan dünyaya açık açık şunu ifade ediyorum. Türkiye yerini, zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek bu haksızlığa karşı uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak, gereken adımları kararlılıkla atacaktır. Bu son olay, Esed yönetiminin kendi halkıyla birlikte Türkiye’ye, Türkiye’nin güvenliğine açık ve yakın tehdit haline geldiğini ortaya koymuştur. Bu son olaydan sonra artık yeni bir aşamaya geçilmiştir. Türkiye olarak Suriye yönetiminin sınırlarımızda oluşturduğu güvenlik risklerini hiçbir şekilde tolere etmeyecek, karşılıksız bırakmayacağız. TSK’nın angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak her askeri unsur, bir tehdit olarak değerlendirecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir.
Sınamayın, ispat ederiz
Buradan Suriye rejimini bir hata yapmaması, Türkiye’nin kararlılığını ve dirayetini sınamaması yönünde uyarıyoruz. Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu ya da husumeti test edilecek bir ülke değildir. Eğer bunu bugüne kadar anlamayanlar varsa, biz hiç tereddüt etmeden Türkiye’nin sınanamayacağını, test edilemeyeceğini, çok açık, net ve kararlı şekilde ispat ederiz ve edeceğiz.”.
Kalemler satılmış olabilir
İfadelerimi bazı köşe yazarları sert buluyor, ‘çok sert, köşeli konuşuyor’ diyorlar. Gelin özel bir ders verin de nasıl konuşacağımızı da sizden öğrenelim. Sizin köşenizde yaptığınız dalkavukluğu biz Türkiye Cumhuriyeti’nin başında yapamayız. İstisnalar bir tarafa kalemleriniz belki belli yerlere satılmış olabilir. Ama bu siyasi irade belli bir yere değil, hakka ve halka teslim olmuş bir siyasi anlayıştır. Birileri çıkıyor, Türkiye bu katliamları, zulümleri görmezden gelseydi, niye bu kadar önde diyor. Kendi ülkesine maşa, taşeron gibi ifadelerle hakaret edenler var. Cürmü ne kadar yer tutar diye baktığınız zaman da bir şey tutmaz ama bunları alıp da paye verenler var. Kim kimsenin maşası, taşeronu değiliz.
Gazabımız şiddetlidir, kahredicidir
Türkiye’nin dostluğu son derece değerlidir. Arkasına Türkiye’nin dostluğunu alan her ülke bilsin ki onun sırtı sağlamdır. Türkiye’nin dostluğu ne kadar değerliyse herkes bilsin ki gazabı da o kadar şiddetlidir, o kadar kahredicidir. Biz tarih yaparız, onu kimin yazacağına, kimin okuyacağına, kimin ders alacağına karışmayız. Güçlü Türkiye’den rahatsızlık duyanlar, karşılarında nasıl bir devlet olduğunu iyi anlasınlar. Bölgede kadastro mühendisliği yapılmasına, Türkiye asla gözyummayacaktır. Biz büyük Türkiye’den rahatsızlık duyan çevrelerin taşeronluğunu, tetikçiliğini yapan kanlı terör örgütüne karşı tek bir geri adım atmadan mücadele vereceğimiz gibi, Türkiye’ye hasmane tutum sergileyen çevrelere karşı da şunu söylüyorum. Yakıcı bir azap olmaya devam edeceğiz.
Çil çil altına Kudüs’ü satan çapulcular
Bundan 100 yıl önce, çil çil altınlar karşılığında hem kendi ruhunu hem de Kudüs’ü satan çapulçular, nasıl ki bizim Arap kardeşlerimizi temsil etmiyorlarsa, bugün Suriye’deki yönetim de asla ve asla bizim Suriyeli kardeşlerimizi temsil etmiyor. Suriye halkı bu zulümden, bu katliamdan, bu eli kanlı diktatör ve çetesinden kurtuluncaya kadar Türkiye ve Türk halkı gereken her türlü desteği verecektir. Suriyeli kardeşlerimizi yürekten sesleniyorum. Muhakkak ki Allah’ın yardımı yakındır.
Rusya, Suriye diliyle konuşuyor
RUSYA Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un “Suriye’nin eylemi kasti ve kışkırtıcı eylem olarak algılanmamalı” sözlerini gazetecilere değerlendiren Başbakan Erdoğan şunları söyledi: “Ben sayın Lavrov’un açıklaması neye dayalıdır bilmiyorum. Dün Dışişleri Bakanımızla yaptıkları görüşmeler daha farklıydı. Buradaki açıklaması herhalde Suriye mahfilleri ile yaptığı görüşmeden hareketle, onların dili ile biraz konuşmuş olsa gerek.” Erdoğan, NATO’nun kararını nasıl değerlendirdiği sorusunu da “NATO’nun tavrından doğrusu memnunuz. 28 ittifak üyesi Suriye’yi şiddetle kınamışlardır ve saldırının kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır. NATO süreci değerlendireceğini ve takip edeceklerini de ortaya koymuşlardır” diye yanıtladı. Sefa ÖZKAYA