Ümit Zileli
Amaç Halkı Hizaya Getirmek!..
Dağlıca’da 8, Belen’de 1 evladımız şehit edilmiş, 19 askerimiz yaralanmış, Tayyip Bey Meksika’dan, G20 zirvesinden mesaj veriyor:
– Yaklaşan barışa PKK engel olamayacak!..
Gözlerime, kulaklarıma inanamadım; hangi yaklaşan barış?..
– Eğer “yaklaşan barış” diye, Leyla Zana’nın, “Bu işi ancak Başbakan çözebilir” çıkışını, bir zamanların “amiral gemisi”, şimdilerin “ehlileştirilmiş” gazetesinin bu çıkışa çarpıcı bir “sürmanşetle” çanak tutuşunu, AKP kurmaylarının Zana’ya neredeyse “ilan-ı aşk” edişini kastediyorsanız…
– Eğer “yaklaşan barış” diye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Öcalan’a ev hapsi uygulanabilir” açıklamasını işaret ediyorsanız…
– Eğer “yaklaşan barış” diye, Kandil’deki terörist başı Karayılan’ın, buluştuğu gazeteciye verdiği olumlu, hatta sıcak mesajları gösteriyorsanız…
– Eğer “yaklaşan barış” diye, okullarda seçmeli Kürtçe ders başlatılmasını gerekçe olarak kabul ediyorsanız…
Kusura bakmayın ama çok safsınız, bunlar yalnızca elma şekeri… Bunlarla barışa gidilemeyeceğini herkesten çok bu sözcüğü kullananlar biliyor.
– Oyun çoktan bitti, şimdi uzatmalar oynanıyor!..
***
Ortada ne yazık ki yaklaşan bir barış filan yok!..
Ama perde arkasında yapılan pazarlıklar, Türkiye’nin fiilen bölünmesi için atılan adımlar, tutulan tutanaklar var!.. Tabii, eğer bölünmenin kod adı “barış” konmuşsa orasını bilemem!.. Öncelikle Silvan saldırısının hemen ardından ortalığa dökülen Oslo’daki PKK-MİT görüşmesini bir kez daha dikkatle okumak gerekiyor. O görüşmede tarafların imzaladıkları tutanaktaki gizlenen bir maddeyi The Taraf’ın polislikten ayrılma yazarı Emre(ullah) Uslu neredeyse iki hafta önce köşesinde, üstelik Başbakan’a hitaben “Mert ol” çağrısıyla yazmıştı:
– Güneydoğu’da PKK’ye karşı savaşan subaylar savaş suçlusu olarak yargılanacak!
Geçen hafta bu iddiayı köşeme taşıyıp iktidarın mutlaka açıklama yapması gerektiğini belirtmiştim. TSK’yi terör karşısında neredeyse tamamen sıfırlayacak böylesine vahim bir iddia karşısında hâlâ tıs yok, iyi mi?.. Demek ki doğru!..
F tipi cemaatin dergisi Aksiyon’un son sayısında ABD’nin Adana Konsolosu Daria Darnell başkanlığında bazı Kürt liderlerle İncirlik üssünde toplantılar yapıldığını ve Kürtlerin geleceğine ilişkin kararlar alındığını yazdı. Neydi bu kararlar acaba?..
– Kürtler için demokratik özerklik modeli!..
Şimdi bunların ışığında soralım: Dağlıca’ya ellerini kollarını sallayarak gelen 300 terörist nasıl oldu da görülemedi?.. Hani 35 kaçakçıyı şıp diye tespit eden ABD istihbaratı, insansız hava araçları?.. Peki, nereden geldi bu alçaklar?.. Kuzey Irak’tan, yani ABD’nin kontrolündeki bölgeden. Türk ordusu niçin sıcak takip yapamıyor?.. BM’nin 51. maddesini kullanıp sınır ötesi harekat yapamıyor?.. Meksika’da Obama ile şakır şakır Suriye’yi konuşan Tayyip Bey niçin bu konuyu konuşamıyor?..
– Çaresiz de ondan!..
***
Sözü fazla uzatmadan, bu kanlı oyunu özetlemek gerekirse; kâğıt üzerinde alan almış, satan satmış kardeşim!.. Bir tarafta kuşatma altındaki TSK’nin savaşçı komutanlarının tutsak edilmesi yetmemiş, tüm orduyu paralize edecek, vatan savunmasını neredeyse sıfırlayacak anlaşmalar açık edilmiş. Diğer tarafta büyük efendi kararını vermiş, taraflar “tamam” demiş. Ancak çözülmesi gereken ufak bir sorun var:
– Türk halkını hizaya getirmek!..
İşte Silvan’da, Dağlıca’da yapılan bu… Amanos dağlarında özellikle Hatay ve İskenderun’da birçok asker ve polisimizi şehit eden teröristleri etkisiz hale getiren subay ve astsubayların “PKK’lileri teslim olduktan sonra öldürdüler” iddiasıyla tutuklanmalarının ardında yatan nedir sizce?.. Oslo’da MİT görevlisi PKK’li teröriste ne diyordu anımsayın:
– Size rahatsızlık verenleri bize bildirin halledelim!..
Amanos’takiler “halledilenler”den mi?.. Dün Silvan, bugün Dağlıca, yarın kim bilir neresi… Halk sonunda “yeter artık, ne olursa olsun” çizgisine gelene dek bu “hallediş” sürecek mi, yoksa “efendinin senaryosu” Türkler tarafından bir kez daha çöpe mi atılacak?
– İşte tarihi soru budur!..
umitzileli@gmail.com
Bir yanıt yazın