Türkiye, ekonomik darboğazdaki Avrupa ülkelerini kurtarmak için IMF’nin (Uluslararası Para Fonu) oluşturduğu havuza 5 milyar dolarlık yardım yapacak.
Merkez Bankası’nın açıklamasına göre söz konusu adım, G-20 ülkelerinin liderlerinin Meksika’daki zirve toplantısında atıldı. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda gelişmekte olan ülke, IMF kaynaklarının güçlendirilmesi yoluyla küresel finansal istikrara katkı yapmayı kararlaştırdı. Bu kapsamda Türkiye, IMF kaynaklarına, uluslararası rezervleri arasında sayılmak kaydıyla 5 milyar dolar vereceğini bildirdi. Söz konusu para, Merkez Bankası’nın ihtiyaç duyması halinde geri alınacak.
Türkiye, küresel ekonomik kriz konusunda IMF yönetiminde oluşturulacak havuza 5 milyar dolar yatıracak. Meksika’nın Los Cabos şehrinde dün başlayan G-20 zirvesinin birinci oturumunda küresel ekonomik kriz ele alındı. Bazı ülke liderleri kriz için IMF yönetiminde oluşturulacak havuza ne kadar katkı vereceklerini açıkladı. Alınan bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, bu çerçevede oluşturulacak havuza Türkiye’nin 5 milyar dolar yatıracağını açıkladı. Kaynağın Merkez Bankası döviz rezervinden IMF nezdinde oluşturulacak havuza iletileceği öğrenilirken, teknik ayrıntıların Merkez Bankası’nca açıklanacağı ifade edildi. Türkiye, ihtiyaç duyduğu anda bu parayı havuzdan çekebilecek. IMF’nin kurtarma havuzuna Japonya 60 milyar dolar, Almanya 54,7, Çin 43, Fransa 41,4, İtalya 31, İspanya 19,6, Hollanda 18, İngiltere, Suudi Arabistan ve Güney Kore 15’şer, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Meksika 10’ar, Güney Afrika 2, Kolombiya 1,5 milyar dolar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 600 milyon dolar verecek. Böylece IMF, krizle mücadele fonunu 456 milyar dolara çıkaracak.
Bu arada G-20 zirvesinde istihdam oluşturulması ve büyümenin desteklenmesi konusunda ortak bir bildiri yayımlanması bekleniyor. Taslak metne göre, G-20 üyesi olan Euro Bölgesi ülkeleri, bölgenin bütünlüğünü ve istikrarını korumak için gereken her türlü siyasi önlemi alacaklarını taahhüt ediyor. Bildiride bütçe kesintileri ve kemer sıkma önlemlerinden ziyade, kamu harcamaları yoluyla yeni istihdam imkânları oluşturulması üzerinde odaklanıldığı kaydediliyor.
Türkiye Büyümede G-20 Üçüncüsü
Öte yandan Türkiye, G-20 üyeleri arasında geçen yıl Çin ve Arjantin’den sonra en yüksek ekonomik büyümeyi sağlayan ülke olarak gösterildi. Meksika’nın önde gelen gazetelerinden El Universal’ın yayımladığı istatistiklere göre, Türkiye, AB’nin de dahil edildiği 20 üye ülke arasında nüfusta 12’nci, ulusal gelire göre 17’nci, kişi başına düşen gelire göre ise 15’inci sırada yer alıyor. İhracat itibarıyla 18’inci olan Türkiye, 2011 yılındaki Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) büyümesi açısından ise Çin ve Arjantin’den sonra 3’üncü oldu. GSYİH geçen yıl Çin yüzde 9,2, Arjantin’de yüzde 8,9, Türkiye ise yüzde 8,5 büyüdü.
Para ile büyüme olmaz, reform yapın
Başbakan Tayyip Erdoğan G-20 zirvesinde, IMF’nin zordaki Avrupa ülkeleri için oluşturduğu havuza 5 milyar dolarlık katkı yapan bir ülkenin lideri olarak konuştu. Erdoğan, “Küresel Ekonomi ve Güçlü, Sürdürülebilir ve Dengeli Büyüme Çerçevesi” konulu G-20 zirvesinin birinci çalışma oturumunda bir konuşma yaptı. Erdoğan, 2011 yılında Cannes’da yapılan G-20 zirvesinde verilen taahhütler ve atılan adımlar neticesinde, 2012 yılının dünya ekonomisi için daha iyi geçmesini beklediğini ifade etti.
Ancak Avrupa bölgesine ilişkin risk ve belirsizliklerin artarak devam ettiğinin görüldüğünü belirten Erdoğan, “Maalesef 4 yıldır gösterilen çabaya rağmen gelişmiş ülkelerde kamu borç oranları ve işsizlik hâlâ çok yüksek seviyelerde seyrediyor. Ayrıca son dönemlerde bir miktar gerilemesine rağmen, enerji fiyatlarının yüksek düzeyi ve aşırı oynaklığı, küresel ekonomi için bir tehdit olmaya devam ediyor. Bu zirveyi, söz konusu riskleri bertaraf edecek politikaları ve taahhütleri güçlü bir şekilde ortaya koymak için bir fırsat olarak görüyorum.” dedi. Avrupa Birliği’nde yapısal sorunların giderilmesi konusunda adımların hızlı atılmasının önemine dikkat çeken Erdoğan, bu ülkelere şu uyarıda bulundu: “Kamu maliyesi ve para politikasında hareket alanı bulunan ülkelerin, atacakları adımlarda büyüme ve istihdam önceliğini korumaları önem arz ediyor. Sadece para ve maliye politikaları ile kalıcı ve gerçek bir büyüme elde edilmesi mümkün değil. Uzun vadede güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin yapısal reformlar ile mümkün olabileceği hatırdan çıkarılmamalı.”
Türkiye’nin tecrübesinin güvenilir orta vadeli programların krizin etkilerini en aza indirmede ve istihdamı artırmada kilit önem taşıdığını ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, “Bilhassa son dönemde orta vadeli programların uygulanması büyümede, istihdamda, kamu maliyesi göstergelerinde ve piyasada güvenin artmasında merkezi bir rol oynadı. Bu bağlamda, gelişmiş ülkelerin güvenilir orta vadeli programları kararlılıkla uygulamaları, küresel ekonominin güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme rotasına oturtulması bakımından önem taşıyor.” diye konuştu.
CİHAN
Bir yanıt yazın