DÜNYALARI İSTİYORLAR (2)
HÜSEYİN MÜMTAZ
Bir önceki yazımızda Yunanistan’daki aşırı sağcı Altın Şafak Partisi’nin lideri “Führer” lakaplı Nikos Mihaloliakos’un; bu ılımlı “sıfır sorun” ortamında “Kraliçe Şehir”(İstanbul)’i isteyerek pişmiş aşa su kattığını yazmıştık.
Duyduk ki Mihaloliakos çıtayı yükseltmiş..
Selanik’te yaptığı seçim mitinginde yandaşlarına “İstanbul’u da İzmir’i de Karadeniz’i de alacağız” diye seslenmiş.
“Evet, ırkçıyız, milliyetçiyiz. Bunu gizlemiyoruz” diyen çakma Führer, Selânik Belediyesinin bir caddeye “Mustafa Kemal” ismini vermeye kalkmasını da eleştirmiş.
Hiç şaşırmadınız umarım..
Avrupa Parlamentosu’nda AKEL’i temsil eden Takis Hacigeorgiu da Strazburg’ta düzenlenen Türkiye-AB Karma Parlamento Komitesi’nde Türkiye’yi “Avrupa toprağında halen işgal ordusu bulundurmakla” suçlamış ve “Askerinizi alıp gidin” demiş.
Politis, “T. Hacigeorgiu… ‘Ordunuzu Alıp Gidin… Bağış Tahrik Etti” başlıklı haberinde, Hacigeorgiu’nun Strazburg’taki toplantıda, Kıbrıslı Türklerin izolasyon altında olduğuna vurgu yapan Türkiye AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a yanıt verdiğini yazmış.
Buna da şaşırmadığınız umarım..
Üç gün önce de Ermeni Taşnak Sütyun Partisinin 19 vilayetimizi istediğini okumuş, “delidir, ne yapsa yeridir” diye düşünmüş ve gülüp geçmiştik..
Yunanlılardan geri kalırlar mı? Köyde taşların bağlı, köpeklerin serbest olduğu zannıyla onlar da çıtayı yükseltmişler.
Harut Sassounian, başyazarı olduğu California Courier Gazetesi’ndeki yazısında Türk yetkililerin Ermeni diasporasıyla diyalog başlatmak için çaba içerisinde olduğunu ve tehcirin 100. yılı olan 2015 için bir dizi görüşme başlattığını iddia etmiş. Yazısında diasporaya “Türk yetkililerden farklı taleplerde bulunmayalım’’ çağrısı yapan Sassounian Ermeni Ortak Heyeti’nin belirlediği talepleri şöyle sıralamış: 1.Ermeni soykırımın tüm zararları tazmin edilmeli. 2.Türkiye’deki tüm dini yapılar restore edildikten sonra Ermeni Patrikhanesi’ne iade edilmeli. 3.Ermenistan’a Trabzon Limanı için ticari amaçlı özel geçiş sağlanmalı. 4.Ermenilere Ağrı, Ani ve Ermeni tarihi bölgelerine ziyaret için vizesiz giriş izni verilmeli. 5.Ermenistan ablukası kaldırılmalı. 6.Ermeni soykırımını reddeden resmi politika terk edilmeli. 7.TCK’nın 301.maddesi kaldırılmalı.
Olur… Başka?
İyi de Türkiye’nin “batmakta olan bir gemi”; Türk topraklarının da “batan geminin malları” olduğunu kim söyledi bu densizlere?
Yalnız bir nokta var.. Sassounian’la, Mihaloliakos’un arzu ve isteklerinin Karadeniz’de “çakıştığını” görüyoruz.. Tıpkı Birinci, Dünya Savaşı sonunda yıktıkları ve leş kargası gibi üşüşerek paylaşmaya çalıştıkları Osmanlı toprakları gibi.
O zaman da araya Lloyd George girmiş ve Bogos Nubar Paşa(!) ile Venizelos’un istekleri arasında bir “orta yol” bulmuştu..
Şu satırlar dikkat çekicidir:
“Trabzon üzerinde çatışan Ermeni-Rum istekleri, Venizelos’un burayı Ermenilere terk etmesiyle bir çatışmaya dönüşmedi. Venizelos’a göre Ermenistan, altı Ermeni vilâyetinden başka Rus Ermenistan’ı, Trabzon, Ardahan ve Kilis’i de içine almalı idi. Bogos Nubar Paşa da, Türkiye Ermenilerinin önderi olduğu iddiasıyla, Şubat 1919’da Paris Konferansı’na sunduğu bir muhtırada, ‘Ermeni Cumhuriyeti’nin yaşayabilmesi için Karadeniz sahilinde bir limana ihtiyacı olduğunu’ belirtti. Bu muhtırada Ermenistan’ın sınırları Hazar Denizi, Akdeniz ve Karadeniz arasında uzayan bir imparatorluk şeklinde tarif edilmekteydi. Halbuki Ermeniler daha önceleri sadece Van civarında kurulacak bir devlet ile yetineceklerini söylemekteydiler. Ancak Ermeni istekleri pek çok kesim tarafından aşırı bulunarak tepki ile karşılandı. Le Temps gazetesi 28 Şubat 1919 tarihli başyazısında ‘Ermeni İmparatorluğu’ adı altında bu durumu dile getirdi. Lloyd George dahi Ermeni isteklerini fazla bulmuş, yalnız yine de Ermeni Devleti kurulması fikrini savunmaya devam etmişti. Paris Konferansı’nın sürdüğü sıralarda Erivan Parlamentosu, Trabzon’un da içinde bulunduğu yedi Türk vilâyetinin Ermenistan ile birleştiğini ilân etti ve 28 Mayıs 1919 tarihinde Büyük Ermenistan Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıkladı. Ayrıca Wilson’dan şu isteklerde bulunuldu: 1- Üç buçuk milyonluk bir Ermeni yurdunun tesisi, 2- Karadeniz sahilinde bir limanın ayrılması gerektiği, 3- Diğer yerlerdeki Ermenilerin süratle doğuya nakledilmesi”. (Abdullah Saydam. ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 17, Cilt: VI, Mart 1990)
Görüldüğü gibi kıymetli okuyucu yüzyıl sonra değişen bir şey yok..
Şubat 1919 Paris Konferansı’nın 100’üncü Yılı’nı nasıl “kutlamayı” düşünüyoruz acaba?
Tam da bu arada bir yabancı Büyükelçi’nin kendisine görev vehmederek, Türk Anayasası üzerinde görüş beyan etmesi dikkatimi çekti.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, Türkiye’de yeni anayasa yazımı çalışmaları konusunda, gelecek yılki 32. Amerikan-Türk Konseyi (ATC) konferansına kadar olan sürede, Türkiye’nin sadece yeni değil, aynı zamanda şu ankinden çok daha iyi bir anayasayı onaylamış olacağından emin olduğunu söylemiş..
Doğrusu bir sen eksiktin muhterem..
İçinde bulunduğumuz günlere ait son fotoğraf karesi, Çanakkale/Ezine’den;
“Ezine 3’üncü Jandarma Tabur Komutanlığı’nda, eğitim gören acemi askerlerden 16’sı dün saat 13.30 sıralarında bilinmeyen bir nedenle birliklerinden firar etti. Jandarma ve polis, üzerlerinde kırmızı-mavi eşofman bulunan firari askerlerin bulunması için alarma geçti. Ezine Kaymakamı Cengiz Karabulut, polis ve jandarmanın birlikte yaptığı aramalar sonunda firari askerlerden 5’inin tabura 500 metre uzaklıktaki Erenler Tepesi Mevkii’nde görüldüğünü, askeri aracı fark edince kaçmaya çalışırlarken de yakalandıklarını belirtti. Çevrede yapılan aramalar sonunda toplam 16 firari askerin yakalandığını ifade eden Karabulut, ‘Askerlerin öğle yemeğinin ardından yapılan sayımda firar ettikleri belirlenmiş. Neden böyle bir girişim olduğunu henüz öğrenemedik. Acemi olan askerlerin 22 Haziran’da yemin törenleri yapılacak’ dedi”.
etti/gundem/gundemdetay/15.06.2012/1554178/default.htm
Çok önemli bir konuda bizi aydınlattığı için Sayın Ezine Kaymakamı’na teşekkür borçluyuz..
Fakat yine de benim hatırladığım kadarıyla böyle bir “toplu firar” olayı Cumhuriyet tarihinde ilk defa vuku buluyor..
Vesselâm… 15 Haziran 2012
57′NCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57′İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ
Yazıları posta kutunda oku