KKTC’de artık kaç kişi AB’ye inanıyor ve güven duyuyor çok merak ediyorum.
Eurobarometre tarafından son yapılan ve Eurostat tarafından değerlendirilen kamuoyu yoklamasında Kıbrıslı Türklerin AB’ye güveni ve inancı “bir” ile başlayan iki haneli bir sayıya düşmüştü.
Şimdilerde tepetaklak olan güven gün geçtikçe irtifa kaybetmekte.
Her fırsatta ve her ortamda bizlerin aleyhine çalışan ve bizleri dünyadan izole edip kendilerine muhtaç etmek için elden geleni yapan Kıbrıs Rum tarafı AB Dönem Başkanı olunca da AB’ye olan güven ve inancın sıfırlanacağına şüphe yok.
Rum dini lider II. Hrisostomos bile kara cüppesine, dini kişiliğine bakmadan Türk düşmanlığı yapmakta, Kıbrıslı Türklerle ortalık olmayacağından bahsetmekte.
Birkaç gün sonra Ercan Havaalanından bilimsel bir araştırma yapmak için KKTC’mize gelecek olan yabancı bir kuruluşa bile “Ercan’dan gelme, Kıbrıs’ın kuzeyine de gitme” çağrısı yapmaktan hiç çekinmiyor papaz efendi.
Allah papaz efendiye, insanlara iyilik yap diye emrediyor ama bizim papaz konu Türkler oldu mu verdiği talkınları unutuveriyor. 1964 çatışmalarında elinde silahla Türklere ateş açan papazın resmi hala daha belleklerde, hala daha arşivlerde. Bilen unutmuyor zaten.
Niye güvenelim ki, niye ortak bir devlet kuralım ki bizlerin kuyusunu kazmak ve adadan topyekün atmak için yarım asırdan fazla bir zamandır mücadele veren, her türlü politik düzenbazlığı deneyen Rumlara.
Dönelim Avrupa Birliğine; Avrupa Birliği daha Yeşil Hat Tüzüğünü bile uygulatmaya koyamadı.
Direkt Ticaret Tüzüğü ise tozlu raflara kaldırıldı, Rum adadaşlarımızın entrikaları sayesinde.
AB’nin bizlere yapacağı her tür yardımı, bizlerle kuracağı her ilişkiyi sabote etmek için her yolu deniyor AB’nin müstakbel Dönem Başkanları.
AP Başkanı başkanlığındaki tüm siyasi grup temsilcilerinden oluşan Avrupa Parlamentosu’nun en yüksek siyasi karar organı olan AP Başkanlar Konferansı’nın Kıbrıs’taki temasları bağlamında AP Sosyalist Grubu, Yeşiller, Liberal ve ECR grup temsilcilerinin KKTC’ye geçmemeleri için Rumların yaptığı çirkinlikleri unutmak mümkün değil.
Kıbrıs sorununun AP’de ele alınmasını önlemek için kurulan Avrupa Parlamentosu Kıbrıslı Türkler ile Yüksek Seviyede Temas Grubu bugüne kadar işlevini bir türlü yerine getiremedi. Taraflı Fransız Başkanı, faşist Yunanlı üyeleri ve de Rumların önleme girişimleri sayesinde Kıbrıslı Türklerle hiç görüşmeyen, KKTC makamlarını ve STÖ’lerini ziyaret etmeyen, Kıbrıslı Türklerle konuşmaktan kaçınan bu grubun adı “Kıbrıs’ta Tatil Grubu”na dönüştü AP içinde.
Geliyorlar Kıbrıs adasına, Rum tarafındaki bir havaalanından adaya ayak basıyorlar, güney Kıbrıs’ta kalıyorlar, yiyorlar, içiyorlar, bizlerle konuşmadan ve görüşmeden gerisin geriye gidiyorlar ve hakkımızda rapor hazırlayıp veriyorlar. Nasıl bir raporsa bu.
Bu grubun peşin hükümlü 8 üyesinin 5’i zaten Kuzey Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklerle temas yapılmasına bile karşı. Bunun farkına varan Rumların ve Yunanlıların dışındaki AP Başkanlar Konseyi üyeleri kısa süre önce aldıkları Temas Grubunun kompozisyonu ve görev tanımı kararını ise bir türlü uygulamaya koyduramıyor.
Bırakın Yüksek Temas Grubunu, AB ve BM’nin ortaklaşa hazırladığı Annan planını kabul eden Kıbrıslı Türklere Avrupa Parlamentosu verdiği sözleri de bir türlü yerine getiremedi aradan geçen 8 sene içinde.
Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıslı Türkler için hazırladığı Doğrudan Ticaret Tüzüğü, parlamento içinde Sosyalist Grubunun desteği ile bloke edilmiş durumda. Kıbrıslı Türklere faydası olacağı için bir türlü hayata geçirilemedi.
Tüzüğü bloke edenlerin isimleri “Sosyalist” ama kendileri “Faşist.” Türklere hak tanımayı zül kabul eden çağdışı kişiler.
Ve son olarak da 14 Haziran’da yapılacak Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısında Alexandre Downer’in müzakere süreciyle ilgili bilgi vermesine Rumlar başta olmak üzere AP’deki Türkiye karşıtları müthiş bir direnç gösterip karşı çıkıyor.
Niye mi? Gerçekler göz önüne serilecek ve AB içinde Rumların AB’yi kendi çıkarları için nasıl tepe tepe kullandıkları ortaya çıkacakta ondan.
Böylesi bir Avrupa Birliği’ne Kıbrıslı Türkler niye inanıp güvensin ki.
Ata ATUN
ata.atun@atun.com
8 Haziran 2012
Bir yanıt yazın