Kıbrıs Rum Hükümetinde, görevleri sadece periyodik olarak AB’ye ve BM’ye bir şekilde, hayali de olsa bahane yaratarak Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türkleri şikayet etmek, yazılar göndermek ve protestolar iletmek olan bazı memurlar var.
Akşam yatıp düşünüyorlar yarın ne bahane bulabilirim diye, ertesi gün de düşündüklerini yürürlüğe koyup dört bir tarafa protesto yazıları gönderiyorlar.
Bunların başında Rum Yönetimi Dış İşleri Bakanı Bayan Erato K. Markulli geliyor. Bir dönem bayan Markulli’nin gönderdiği şikayet ve protesto mektuplarının kaydını tutuyordum, artık vazgeçtim. Psikolojik bir bozukluk içinde ve tıp doktorlarının “kronik” olarak tanımladığı şekli ile “kalıcı bir Türk düşmanlığı”na sahip olduğunu düşünüyorum.
Bayan Markulli o denli bir saplantı içinde ki, adanın kuzey tarafından güneye doğru bir kuş uçarak sınırları geçse dahi hemen “Türkler serçeleri terbiye ederek güneye gönderip bizi taciz ediyor” içerikli bir mektup gönderir BM’ye ve AB üyesi ülkelere.
İngiliz Üsler bölgesinde sınırı birkaç yüz metre geçip, garavolli (salyangoz) toplayan iki tane yaşlı Rum kadının ellerinden, topladıkları garavollilerin alınıp imha edildiğini ve bu yaşlı kadınlara da ceza kesildiğini unutmak mümkün değil. Rumların, adanın kuzeyine bakışları adeta nefret dolu. Ve bu duygularını da yetişen genç kuşaklara en derinden iz bırakacak şekilde de aktarmayı ihmal etmiyorlar.
Birleşmiş Milletler son 48 yıldır adada yaşayan Kıbrıslı Türklerle Rumları birleştirip, ortak bir devlet altında birlikte yaşamaları için elden gelen çabayı gösteriyor ama kafalarına Türk düşmanlığı çivilerle çakılmış Rum adadaşlarımızla nasıl barış içinde birlikte yaşayacağız hiç anlamıyorum.
Akıllarında hep bizlere kötülük yapmak, dünyadan soyutlayarak, kendi buyrukları altına yaşamaya zorlamak var.
Yurt dışında hangi konferansa katılsam, arkamdan bir daha beni davet etmemeleri için yazılar gönderirler gittiğim üniversiteye veya kuruluşa.
Fuarlara Türk şirketlerinin katılmasını önlemeye çalışırlar, bilimsel kuruluşlardan dışlanmamız için elden geleni yaparlar, AB Komisyonlarının her toplantısında da çıkacak karara muhakkak aleyhimize olacak bir madde koydururlar.
Düşmanlıklarının ve aleyhimize çalışmalarının ne bir sonu var ne de arkasının kesileceği.
Türk uçaklarının Kıbrıs hava sahasını ihlal ettiği komedisi ise her ay birkaç kez yaşanmakta.
Her ay muhakkak Güney Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletler’deki daimi temsilcisi, sözde büyükelçi Nikolaos Emiliu’nun, Rum hükümetinin “Kıbrıs’ın ulusal hava sahasındaki sözde Türk ihlalleriyle ilgili şikâyetlerini” BM Genel Sekreteri Bar Ki-Moon’a resmi bir yazı ile iletir.
Bu komedi devamlı oynanır BM koridorlarında ve ofislerinde.
Zaten maksat hayali de olsa Türk ihlallerini bir şekilde dile getirip ortalığı bulandırmaktır.
İsrail uçakları, İsrail’deki üslerinden havalanır, Kıbrıs Rum münhasır ekonomik bölgesi üzerinden uçar, kimseler görmez ve duymaz. Sonra Kıbrıs Rum hava sahası içine girer, Türklere şahin olan Rumlar, İsrail uçaklarını gene fark etmez ve görmez. Arkasından İsrail uçakları Limasol’un ve Lefkoşa’nın üzerinden geçerler, Kıbrıs’ın ulusal hava sahasındaki sözde hava ihlalleriyle ilgili şikâyetlerini” her ay düzenli olarak BM Genel Sekreteri Bar Ki-Moon’a resmi bir yazı ile ileten sözde büyükelçi Nikolaos Emiliu’nun bu sefer sesi kısılır ve gözleri görmez olur. Bu nedenle de hiçbir yere şikâyette bulunamaz. Sonra da İsrail uçakları Kıbrıs Türk hava sınırlarını aşınca kendilerine uyarı yapılır ve Türk jetleri hemen izinsiz olarak hava sahamıza giren İsrail jet uçağını dışarı atmak için havalanır. İsrail uçağı bölgeyi terk eder.
Çok merak ediyorum gerçekten de, her seferinde Türk uçaklarının sınırı ihlal ettiğini gören Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail’in bir keşif veya savaş uçağının bu hava ihlalini fark etti mi?
Fark ettiyse, bu konuda bilgisayarında sadece tarihini değiştirmekle yetindiği bir protesto mesajını şablon olarak kaydeden ve her ay otomatikman bu şablonun tarihini değiştirerek BM Genel Sekterine gönderen söze Kıbrıs Rum Büyükelçisi bay Emiliu, bu sefer BM Genel Sekreterine İsrail uçaklarının hava ihlali ile ilgili bir protesto mesajı gönderdi mi?
Göndermediğini biliyorum ama gene de bir ümidim var “gönderdim” diye beni yanıtlayacağına dair…
Ata ATUN
ata.atun@atun.com
25 Mayıs 2012
Bir yanıt yazın