Dünyada en çok takip edilen dergi, gazete ve televizyonların üst düzey 22 temsilcisi Mardin’in tarihi ve kültür mekanlarını gezerek kendi ülkelerinde tanıtacak.
Amerika, Almanya, Avusturya, Çin, Fransa, Hollanda, İngiltere, İran, İspanya, İtalya, Japonya, Polonya’dan gelen 22 basın mensubu kendi dillerindeki 6 rehber eşliğinde Mardin’in turizm potansiyeli taşıyan tarihi mekanlarını ziyaret etti.
Farklı ülkelerden gelen basın mensuplarına eşlik eden Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Daire Başkanlığı görevlilerinden Devrim Kartal, basın mensuplarının ziyaretinin Mardin’de bakanlıklarının ocak ayından bu yana yürüttüğü ‘destinasyon (varış noktası) çalışması’ kapsamında gerçekleştirildiğini ve bu çalışmanın projenin 3. aşamasını oluşturduğunu söyledi.
Yabancı gazetecilerin Mardin’de en çok yüzyıllardan beri birlikte yaşayan Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Yezidi gibi birbirinden farklı din, dil ve ırklara mensup farklı kültürlerin bir arada hoşgörü ve barış içinde yaşamalarından çok etkilendiklerine dikkat çeken Kartal, Mardin’deki bu hoşgörü ortamını dünyaya tanıtmak için bu tür etkinliklerinin devam edeceğini sözlerine ekledi.
Mardin’deki turizm ve kültür sektörünün destek verdiği proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı, valilik, üniversite ve belediye iş birliğiyle hayata geçiriliyor. 5 gün sürecek gezi boyunca basın mensuplarına Kasımiye Medresesi, Deyrul-zafaran Manastırı, Ulu Cami, Kırklar Kilisesi, Dara antik kenti, Mor Yakup Kilisesi, Mor Gabriel Manastırı, Kırklar Kilisesi, Zinciriye Medresesi, Mardin Müzesi, Sabancı Kent Müzesi, Mardin Çarsısı, Midyat Çarşısı ve Savur gezdirilecek.
Fransa’da yayınlanan turizm, sanat, magazin dergisi Paris genel yayın yönetmeni Françoise Lemoine, Mardin’i genel yapısı ile çok güzel bulduğunu söyledi. Mardin’in tarihi ve güzelliğiyle binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğunu, bunun en güzel örneği olarak da medrese ve manastırları gösteren Lemoine, kilise, cami ve diğer tarihi eserleri görmekten çok memnun olduğunu, özellikle Mardin mutfağının çok hoşuna gittiğini vurguladı.
Katıldıkları Mardin gecelerinde çalınan Reyhani müziğinin farklı bir tarza sahip olduğunu ve sözlerini anlayamamış olmaktan üzüntü duyduğunu anlatan Lemoine,
“Türkiye’yi özellikle de bu bölgeyi daha yakından tanıyıp hakkında daha fazla şeyler yazmayı çok isterim. Burada kilise ve cami kapıları hemen yan yana. Burada yüzyıllardan beri hoşgörü ve barış içinde birlikte yaşamışlar. Özellikle Mardin’deki hoşgörü kültürünü ve mimarisini yazarak bu güzel kentin tanıtımına katkı sağlamak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
İran’ın Hosban gazetesi ve kitap yazarı Mitra Yazdchi, ilk kez 5 yıl önce Türkiye’ye geldiğini, İstanbul ve Antalya’da tatil yaptığını hatırlatarak, “İran ve Mardin kültürü birbirine çok benziyor. Çok ortak yönlerimiz var. Türkiye’de geldiğim yerleri karşılaştırdığımda Mardin’de hiç yabancılık çekmedim. Buradaki insanlarla aynı şekilde giyinmiş ve konuştuğumda da birbirimizi anlayabildiysem aramızda bir fark yok diyorum.”
“Mardin’de Kürtçe ve Arapça’dan dolayı hem dil birlikteliği hem de gelenek ve görenek açısından benzer çok yanımız var. İran’daki gazetelerde Mardin’in mimarisi, kültürü ve turizmi hakkında yazılarımla katkıda bulunuyorum.” sözlerini kaydetti.
Mardin’deki Dara antik şehrinden çok etkilendiğini belirten Yazdchi, kitaplarında yazdığı ve Pers İmparatorluğu’nun sınır karakolu ve şehri olan Dara’yı görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İran’dan Mardin’e direkt uçuşların olması halinde birçok İranlının tatillerini geçirmek için bu kenti seçeceğine emin olduğunu belirten Yazdchi, “Dara biz İranlılar için önemli bir şehir. İnanıyorum ki Mardin’e direkt uçuşların başlaması ile İran’dan gruplar halinde insanlar sadece Dara’yı görmek için buralara gelecekler. Buradaki zengin atmosferi gördükten sonra bu turların devamının geleceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Amerika’da en çok takip edilen turizm ve gezi sitesi olan jetsetextra.com sitesinin editörü Mary Anne Been ise Mardin’de kendisini Ortaçağ’dan kalma bir şehirde yaşadığı hissine kapıldığını belirtti.
Been, “Mardin’den çok etkilendim. Benim için büyük bir sürpriz oldu. Mardin’i, Doğu’yla Batı’nın kaynaştığı sembol bir nokta olarak görüyorum. Buradaki din, dil ve ırka birlikteliğinin bütün Ortadoğu’ya hatta bütün dünyaya örnek olması lazım. Çok değişik bir kültürü, havası, doğuya ait bir mistizmi var. Daha önce birçok ülkenin başkentine gittim, ama Mardin kadar inanılmaz ve büyülü bir şehir görmedim. Şu anda küçük bir kültür şoku yaşıyorum.” ifadesini kullandı.