Rusların VVP ‘si Vladimir Vladimiroviç Putin,Kremlin Sarayı Andrey Salonu’nda düzenlenen törende belki 12 yıl sürecek Devlet Başkanlığı görevine başladı.
Rusya 2008 Ağustos’ta batı yanlısı Mihail Saakaşvili yönetiminde NATO üyesi olmak isteyen Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgeleri Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlık ilanları, ardından Güney Osetya’yı yeniden merkeze bağlamak için düzenlediği operasyona müdahale edip ,NATO’nun doğu yönünde genişlemesini engellediğinden bu yana belirlediği yeni esaslarda yürüyor.
Nitekim Putin göreve başladığı konuşmasında,”Devletin ve milletin tarihi ve geleceği,yeni ekonominin ve modern yaşam standartlarının oluşturulması başarısı,Rusya’nın lider ve bütün Avrasya’nın çekim merkezi olma yeteneğine bağlıdır” iddiasını dile getiriyor.
*
Rusya Gürcistan savaşıyla NATO ittifakıyla ilişkilerini bir süre dondurduktan sonra oluşturduğu yeni jeopolitik dengeyle ittifakla olan rekabet sürecine yeniden geri dönmüştür.
Yeni dengede NATO ile yürütülen rekabeti bugün Başbakan seçilen dünün Devlet Başkanı Dmitri Medvedev,”Savunma ile ilgili bazı konuların nasıl halledileceğine dair farklı duruşlardayız.NATO’nun Rusya’nın sınırları dibine yaklaşmasını kabul edemeyiz”ifadesiyle açıklıyor.
Sovyetler Birliği zamandaki yakın çevrede ilgi alanları oluşturma doktrini -bugün,Rusya’da uluslararası hukuka saygı,ABD’nin tek kutuplu dünya düzenine karşı çıkma,diğer ülkelerle dostluk ilişkilerini geliştirme,tüm Rus vatandaşlarının her yerde çıkarlarını korumak esasları çerçevesinde uzak çevreyi de kapsar yeni doktrine değişmiş bulunuyor.
*
Putin öncelikle bu doktrin çerçevesinde, ABD liderliğinde Batı ile rekabetinde Kafkasya,Orta Asya’da çok önemli çıkarlar yanında sıcak Suriye ve İran sorunlarıyla ve-elbette,Çin ile de birbirlerini gözetecekleri görevine başlıyor.
Bu rekabette ABD barışçıl ve istikrarlı bir dünyanın temininde farklı coğrafyalarda ekonomi ve siyasetinin yeniden yapılandırmayla küresel demokrasi ve sorunlar halinde gerektiğinde düşmana nasıl olursa olsun karşılık verme yeteneğini öngören askeri stratejisiyle yer alıyor.
Çin dünyanın çok kutuplu hale gelmekte olduğu,uluslararası sorunların barışcıl çözümüne hemfikir ve toplumunun orta halli refah düzeyinin ilerletilmesini sosyalizme özgü modernizasyonla sağlamayı hedefliyor.
*
Batı, Putin’in Başbakanlığı döneminde Rusya’nın ekonomik büyümesini gerilettiği-o yüzden, sosyal ve siyasal istikrarı bozduğu,yolsuzlukların pik yaptığı ve büyük kitlesel protestolara uğradığı bir dönemde -üstelik,seçimlerde usulsüzlükleriyle prestij kaybettiğinden yanadır.
Rusya’yı rekabetinin gereği oluşturduğu reform yanlısı ve mütemadiyen çoğalan bir kitle üzerinden demokratik değişime zorluyor.
İstikrarlı ve kurumsallaşmış demokrasi,hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü,insan haklarına saygı ve azınlıkların korunması ile tüm gerekleriyle işleyen bir pazar ekonomisi isteniyor.
Putin’in bu değişimi sağlayamaması halinde Rusya’nın Ortadoğu ülkelerine benzeyeceği kaydediliyor!
*
O nedenle Putin politik sürtüşmelerin bir kenara bırakılıp olgun bir demokrasi ve refah için,“İlerlemenin temel şartları olarak gelişen ve doğru adımlar atabilen ülke,sağlam ve sosyal temeller,aktif ve sorumlu sivil toplumla çok uluslu Rusya’nın tarihi birikimi ve değerleri” bileşkesinde birlikte çalışma çağrısında bulunuyor…
*
Fakat rekabette birbiriyle ilişikli en esaslı konuyu;ABD’nin küresel liderliğini realize etmesini teminen İran’ın nükleer programına dair uluslararası kamuoyuyla tam işbirliği içinde olmaması bahanesiyle Polonya,Romanya,Türkiye,Körfez ülkeleri ve Baltık Denizi’nde konuşlandırdığı Füze Savunma Sistemleriyle Rusya’yı kuşatması,
Ve İslam ülkelerinin yapıları ve sorunlarını aşma kapasiteleri doğrultusunda ekonomik değişkenleri ile sosyo-politik değişkenlerinin birbiriyle etkileştirilmesi ve İslami kurguyla ekonomilerinin yutulması sürecinde Rusya’nın olası kayıpları oluşturuyor.
*
Rusya ulusal tehdite maruz kaldığına güçlü itirazla,Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşması’ndan ABD ile yeterli tecrübe edinildiği savında, füze saldırılarına karşı küresel savunma yükümlülüğünde ortak olmaya hazır olduğunu ya da füze savunma sistemlerinin egemen olduğu toprakları algılamamasını istiyor.
Aksi halde yılların birikimi,güçlükleri,deneyimiyle sağlanmış saldırı ve savunma silahları dengesinin küresel ölçekte giderek bozulacağını öngörüyor.
Putin bu öngörüde,ilk iş olarak Dışişleri Bakanlığına gönderdiği talimatta ABD ile ilişkilerin geliştirilmesini, saldırı ve savunma silahları dengesinin korunmasını istiyor.
Buna göre Rusya ABD’den Füze Savunma Sisteminin nükleer altyapısına karşı olmayacağına dair doğru stratejik bir seviyede,eşit şartlarda,içişlerine karışmadan ve karşılıklı çıkarlara saygı çerçevesinde garanti istiyor-ki,bu talimat;
*
Putin’in iktidarı sürecinde Rusya’nın istikrarlı ve kurumsallaşmış demokrasiye,hukuk devleti ve hukukun üstünlüğüne,insan haklarına saygı ve azınlıkların korunmasını ve tüm gereklilikleri işleyen bir pazar ekonomisi oluşturulmasında uluslararası siyasi baskılarla içişlerine karışılmasına,Ortadoğu’da Suriye ve İran sorunlarında dış müdahaleye izin vermeyeceğini gösteriyor.
Ya Füze Savunma Sistemlerinde bir garantinin alınamaması hali?
Bu durumda Putin’in kararının,Rusya’nın stratejik dengenin bozulmasına izin vermeyeceği ve ABD’nin küresel füze savunma sistemine asimetrik yanıt vereceği yönünde olduğu biliniyor-ki,devlet başkanı olarak üçüncü dönemin zor dönem olacağı anlaşılıyor.
*
Son zamanda yakınlaşma yaşanan Rusya-Türkiye ilişkilerinin normal şartlarda güçlenmeye devam etmesi bekleniyor.
Fakat ABD- Rusya arasında gelişen ve çıkarlar noktasında açık çatışmaya neden olan Suriye ve İran sorunlarından genişleyerek tüm bölgeye yayılmış krizde,Türkiye’nin bölgede ABD çıkarları doğrultusunda verdiği etkin destek Rusya ile arasında derin çatlak oluşturmuş bulunuyor.
Sorunların sürmesi halinde ABD-Rusya arasındaki çıkar mücadelesinin en çok kilit rolde Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini görmek için;
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’ ve ABD Başkanı Barack Obama’nın görüşeceği, 18-19 Mayıs Camp David’te G-8 Zirvesini ardından Rusya’nın katılmaktan vazgeçtiği 20-21 Mayıs’ta Chicago NATO Zirvesinde alınacak kararları beklemek gerekiyor.
*
Allah Aşkına, neden Türkiye’nin hep birileriyle göbek bağı oluşturması gerekiyor? Neden?
9.5.2012
Bir yanıt yazın