Ekonomi, siyaset ve bilim dünyasının önde gelen isimleri Accenture Türkiye, Akbank, Turkcell ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) desteği ile düzenlenen İstanbul Konferansı’nda bir araya geldi.
Bu yıl 11’incisi düzenlenen konferansta Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde sürdürülebilir büyüme stratejisinin yeniden tasarlanması masaya yatırıldı. Zirvenin açılış konuşmalarını Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan yaptı.
Bağış: KRİZ ORTAMINDA YÖNÜNÜ ŞAŞIRMIŞ AB İÇİN TÜRKİYE BİR PUSULADIR
Zirvenin açılışında bir konuşma yapan AB Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış böyle bir toplantının İstanbul’da yapılmasının öneminin altını çizerek, “Forum İstanbul zirvesinde bu yıl ‘krizi yaşamak mı, krizi aşmak mı’ sorusuna yanıt arıyoruz. Bir zamanlar Türkiye kriz dendiğinde akla gelen ilk ülkeydi. Şimdi Avrupa’nın neresine giderseniz gidin, kriz denince akla gelen son ülke Türkiye’dir. Türkiye 12 saat sonrasını göremeyen bir ülkeyken bugün 12 yıl sonrasını planlayan bir ülke oldu.Uluslararası platformlarda haklı olmak yetmez, güçlü olmak lazım. Güçlü olduğunuzda hassasiyetlerinize de önem vermeye başlıyorlar. Yönünü şaşırmış AB için Türkiye bir pusuladır” şeklinde konuştu.
Zafer Çağlayan: AB’ye üye olsak Avrupa’da bu kadar hükümet düşmezdi
Çağlayan ,“Krizi Yaşamak mı, Krizi Aşmak mı” başlığının önemli olduğunu söyledi. Avrupa’nın en büyük 6’ıncı ekonomisi konumundayız. Bugün baktığımızda krizin Avrupa’da 10 hükümeti devirdiğini görüyoruz ve belli ki başka hükümetleri de yiyecek. Avrupa’da aşırı sağın yükselişe geçtiği, ülkelerin eski milli gelirlerine 2015’ten önce gelemeyeceklerinin tartışıldığı bir ortamda Türkiye’nin kriz sözcüğünü lügatinden çıkarmış olması büyük başarıdır. Avrupa ekonomisi 2010 yılında yüzde 1.5 büyüdü. Hedefimiz kendi halkımızın refahını yükseltmekti ve bundan sonra da böyle olacak. 2023 hedeflerine kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz” dedi.
Gazeteci-yazar Mehmet Barlas’ın yönettiği ve stratejik ortakların 2023 hedeflerinin açıklandığı açılış oturumunda Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Forum İstanbul Başkan Yardımcısı Ethem Sancak konuşmacı olarak yer aldılar.
ARTIK TÜRKİYE’NİN ZAMANI
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv 2023 hedeflerine ulaşmak için telekomünikasyon sektörünün kilit rol oynayacağına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Akıllı cihazların, yüksek oranda veri kullanımının, makineler arası iletişimin, mobil finansal servislerin yaygınlaşacağı yeni bir dünya geliyor. Bu yeni dünyaya hazır olmak Türkiye için çok önemli. Turkcell, ilk günden beri bilgiyi, tecrübeyi, aklı ve teknolojiyi Türkiye için ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek için çalışıyor. İletişim ve teknoloji katalizör bir sektör ve tüm ekonomi için kaldıraç etkisi yaparak verimliliği artırıyor, büyümeye katkı sağlıyor. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de olmak artık dezavantaj değil avantaj. Bu nedenle “artık Türkiye’nin zamanı” diye düşünüyoruz.”
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı payın 10 yılda binde 5’ten binde 8’e yükseldiğini belirterek hedefin bu rakamı 2023’te binde 1.5 seviyesine çıkarmak olduğunu söyledi. 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefini oluştururken geniş bir çalışma yaptıklarına ve 24 ayrı sektörü incelediklerine değindi.
Forum İstanbul’da, dünyada güç kaymasında Türkiye’nin konumu, uluslararası finans merkezi olarak İstanbul, gelecek 10 yıl için küresel ekonomik eğilimler, sürdürülebilir büyümede insan sermayesinin önemi, küresel rekabette inovasyon, Ar-Ge ve Markalaşma, büyüme stratejilerinde teknolojik atılımın gücü ve girişimcilik gibi konular farklı alanlardan çok sayıda uzman tarafından ele alındı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç, Forum İstanbul 2012 düzenlenen oturumda Ar-Ge’nin önemi konusunda açıklamalar yaptı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç moderatörlüğünü üstlendiği ”Küresel rekabet için inovasyon, Ar-Ge çalışmaları ve markalaşma” konulu oturumda yaptığı konuşmada, 1996 yılına kadar Türkiye’de Ar-Ge’ye fazla ihtiyaç duyulmadığını, bunun rekabetin olmaması ve ekonominin kapalı şekilde korunmasından kaynaklandığını, bu korumacılığın çok radikal şekilde Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girişiyle yıkıldığını ifade etti.
DÜNYADA OLUŞMAKTA OLAN GLOBAL TRENDİ BİLMELİYİZ VE VİZYONER YÖNETİCİLERLE ÇALIŞMALIYIZ
Hexagon Yönetim Kurulu Başkanı Jan Nahum,’’Tüketim ortamı bugün devamlı değişim istiyor.Bunun için küresel ortamın nabzını tutup,tüketici ihtiyaçlarını tespit ederek tüketiciye değer yaratmalıyız.Zihinde 50 bin kelime ve isim haznesi var,markalar zihinde yatar.Bu yüzden marka olmak çok önemli,bizimde markalaşmamız lazım.
Bunun için birikimli ve becerikli insan kaynaklarına ihtiyaç var.Dünyada oluşmakta olan global trendi bilmeliyiz ve vizyoner yöneticilerle çalışmalıyız’’ dedi.