Hani çocukların en kolay ezberlediği bir 23 Nisan şiiri vardır. O şiirin iki mısrası şöyledir; “Bugün 23 Nisan / Neşe doluyor insan.” Bugün tüm yurtta ve KKTC’de bazı çocuklar müsamerelere, bazıları alanlara çıkacak, okul avluları sevinç ve coşkuyla dolup taşacak, şarkılar, şiirler birbirine karışacak… Ve bu şiir de mutlaka okunacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenlerle kutlanacak.
Pek tabidir ki kutlanmalıdır. Ama çocuklara kutlu olsun, büyüklere değil! Zira o büyüklerdir ki, çocukluktan nefret ettikleri için bir an önce büyüyüp büyük mevkilere makamlara gelmişlerdir, ne kendi çocukluklarını ne de başka çocukları sevmişlerdir! Bu nedenle de onların bayramını kutlama gereği duymuyorum. Zira ikiyüzlülük yapmış olmak istemem.
Şimdi onlar, çocukları da kendilerine benzetebilmek adına, bir günlüğüne koltuklarını çocuklara devredecek böylece de vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, başbakan hatta cumhurbaşkanı olacak çocuklar! Ancak bu koltukların çocuklara verilmesine hiç de taraftar değiliz. Zira onların saflığını, iktidar, hırs, mevki, koltuk gibi bazılarının pek bayıldığı şeylerle bozulması taraftarı değiliz.
Çocukları sevmiyorlar. Çünkü, onların varlığından bile haberleri yok, olsa bile gözlerinin gördüğü yok zaten. Her zaman çok mühim başka işleri var, kimi güya vatanı milleti kurtarma peşinde, kimi dergi, gazete basıp gençleri coplatma işinde, kimi daha fazla rant elde etmek için şehirleri köstebek yuvasına çevirmek peşinde. Çocukları değil sevmeye, görmeye bile tahammülleri yok. Oysa çocuklar onların yüzünden ölüyor, onları sevmedikleri, onlara azıcık da olsa değer vermedikleri için ölüyorlar. Hepsi de suçludurlar. Suçlular. Çocukların küçücük elleri onların yakalarına yapışıp onları sanık sandalyesine oturtamayacaklar belki ama, onlar bu kadar büyüdükleri, çocukluktan bu kadar uzaklaştıkları için vicdanlarda hep suçlu olarak kalmaya mahkum olacaklar.
Bu kadar çabuk büyümeselerdi, belki emirlerindeki kurşunlar, bombalar ufacık çocukları delik deşik edemeyecekti. İçlerinde bir parça çocukluk kalmış olsaydı, rögarlardan içeri peş peşe çocukların düşüp ölmesine izin vermezlerdi. Bir an geçmişe dalıp çocukluk günlerinizi hatırlayabilselerdi, geçen yıllarda bir gezi sırasında ölen 30 çocuk belki bu yıl da kutlayabileceklerdi 23 Nisan’ı coşkuyla. Yanmış bir çocuk hastane kapılarında parası yok diye ağlar vaziyette bekletilmezdi.
Büyüklerin veya kendilerini çok büyük görenlerin bu bayramı kutlamaya hakları yok. Bu anlamda da ikiyüzlülük yapmamaları ve biraz olsun utanmaları varsa gidip kendileri hakkında suç duyurusunda bulunmaları gerekir. Ancak hala tüm bunlar onları rahatsız etmiyor ki rahat koltuklarında güle güle, izzet ve ikbal ile oturuyorlar. Ne diyelim; “ Buyurun devletlim, makam da sizin koltuk da! “ kullanın dilediğiniz kadar. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir şeyin garantisi yoktur. Devran dönebilir bir gün.
Bu bayram çocuklar yine “Bugün 23 Nisan / Neşe doluyor insan” diye sevinçli şarkılarını söyleyecekler. Ancak lütfen büyük makam sahipleri; sakın ola ki onların şarkılarına katılmayın, hatta bayramlarını bile kutlamaya kalkışmayın! O sanki sonradan tutturulmuş iğreti gülüşlerinizle, o yapmacık sevgilerinizle ve yapmacık hareketlerinizle çocuklara yaklaşmayın Zira sizleri görünce değil bizlerin çocukların bile yüzü gülmüyor. Yani “Neşe dolmuyor insan.”
ARZU KÖK