İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Bakanı Gunilla Carlsson, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerinin AB’yi ilgilendirmeyen, yalnızca iki taraflı meseleler nedeniyle bloke edilmesinin kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Carlsson, Küresel Sorunlar Platformu tarafından Santral İstanbul’da düzenlenen ”Fırsatlar ve Zorluklar-Avrupa” başlıklı yuvarlak masa toplantısında yaptığı konuşmada, AB’de demokrasi, bireysel özgürlükler ve serbest pazar ekonomisi gibi toplumların derin manada sahiplendiği ortak değerler için mücadele edilmesi gerektiğine inandıklarını belirtti.
Küresel finansal krizin etkilerinin hala Avrupa’da çok etkili olduğunu ve AB liderlerinin enerjilerini içeriye yönlendirdiğini, oysa büyüme ve istikrar için dış dünyaya açık olmanın önem taşıdığını vurgulayan Carlsson, bu dönemde Türkiye’nin üyeliğinin daha da önem kazanacağını, genişlemenin, hukuk devletinin güçlendirilmesinin ve bütün kıtada geçerli standartlar oluşturmanın, Avrupa’nın küresel rekabetçiliği için en fazla önem taşıyan unsurlar olduğunu kaydetti.
Carlsson, Türkiye’nin hızlı büyüyen ekonomisi, eğitimli genç nüfusu, Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya’ya geçiş kapısı özelliği gibi olumlu yanları olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’de işgücü yapısına ilişkin olarak Kuzey Avrupa ülkelerinin bir örnek oluşturabileceğini belirtti.
Gunilla Carlsson, esnek emek piyasası ve piyasada şeffaflığı sağlayan güçlü sendika yapısına sahip kendi ülkesinde kadınların da işgücünde önemli yer tuttuğuna işaret ederek, kadınların işgücüne katılımını arttıracak ciddi önlemler aldığı takdirde Türkiye’nin önemli bir potansiyelinin ortaya çıkacağını dile getirdi.
Türkiye’nin AB üyeliğinin hem ekonomik, hem de siyasal anlamda büyük önem taşıdığını vurgulayan Carlsson, AB’nin güneyindeki ülkelerle ilişkilerini ”para, mobilite, pazar” ekseninde yeniden şekillendirdiğini, Türkiye’nin ise bu bölgede zaten önemli bir aktör olduğunu söyledi.
Carlsson, Türkiye’de demokrasi alanında kaydedilen mesafeye işaret ederek, azınlık hakları ve anayasa reformu üzerine çalışıldığını, Türkiye’nin AB kriterlerini karşılamaya yaklaştığını anlatarak, bunun yanında ifade özgürlüğü gibi çeşitli konularda sıkıntılar olsa da zaten AB sürecinin bu konularda iyileşme açısından önem taşıdığını belirtti.
”(Türkiye’nin) Üyelik müzakerelerinin AB’yi ilgilendirmeyen, yalnızca iki taraflı meseleler nedeniyle bloke edilmesi kabul edilemez” diyen Carlsson, daha uygun siyasal koşullar oluştuğunda üyeliğin tamamlanması temennisinde bulundu.
Konuk Bakan Carlsson, bu süreçte İsveç ve Türkiye’nin yakın ilişkilerini sürdüreceğini vurguladı.
”Arap Baharı”na da değinen Carlsson, ”Arap Baharı ile birlikte, özgürlükleri için mücadele eden cesur kadınlara, erkeklere ve çocuklara destek olmak için AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunun görülmesinden memnuniyet duyuyorum. Bu iyi bir işaret ve birbirimize ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor” diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olumsuz tutumuna ilişkin değerlendirmesi sorulan Carlsson, politikaların cumhurbaşkanı bile olsa tek bir kişiye odaklandığında bazı şeylerin kaçırıldığını, olguları takip etmek gerektiğini belirtti.
Carlsson, ”Bazen AB sadece Sarkozy ile tanımlanıyor ama biz 27 ülkeyiz” dedi.
AA
Yazıları posta kutunda oku