Kamu Personeli Eğitim Kurumu

Görmeyen, Duymayan, Konuşmayan ve İş Yapmayanlar

KKTC’de kamu hizmeti veren memurlarımızın artık “Kamu Hizmeti Eğitimi” alması şart oldu. Devlet dairelerinde vatandaşa verilen hizmet tam tabirle dökülüyor. Eğitimsiz memurlar, kendilerini vatandaşın amiri zannedip kendileri rahat edip yerlerinden kalkmasınlar veya herhangi bir sorumluluk yüklenmesinler diye her tür zorluğu çıkarıp sırtına da bütün angarya işleri yüklüyorlar.

Güya Türkiye gibi biz de “E-Devlet”e geçtik ama bu lafta kaldı.

Bu güne değin vatandaşa hizmet verilirken “E-Devlet” olanaklarından yararlanan hiçbir daire görmedim daha.

İçişleri Bakanlığında kimlik, doğum, ölüm, pasaport veya ikamet belgeleri için başvurduğunuzda, sizi hemen önce “yan odaya” gönderirler ve doğum belgesi almanızı isterler. Zaten üzerlerinde “Otonom Kıbrıs Yönetimi” veya “Kıbrıs Türk Federe Devleti” yazan kimlikler, doğum belgeleri, ölüm belgeleri ve benzeri belgeler geçersizdir, sanki bir başka ülkeden alınmış gibi.

“E-Devlet”e hakkı ile geçmiş olsaydık ve de devlet dairelerimizde de vatandaşa hizmet mantığı olan eğitimli memurlar bulunsaydı anında bilgisayardan başvuran kişi ile ilgili tüm bilgiler çıkartılır, yan odaya da doğum belgesi alması için gönderilmezdi.

Hiç oturma izni için ülkemizde yaşamayı tercih etmiş kişilerden nelerin istendiğine şahit oldunuz mu?

“Git polise giriş çıkış tarihlerini getir…”

“Git temiz kağıdı getir…”

“Git Vergi dairesinden borcun olmadığına dair belge getir…”

“Git Sigortalardan yatırım belgeni getir…”

Ve sonra da biz, “E-Devlet”e geçtik diye övünmek için bir harman yer isteriz.

Ya “E-Devlet”iz ve bir tuşa basılarak- ki genelde bu vatandaşlık numarasıdır- bu bilgiler alınır, ya da “E-Devlet” değiliz ve İngiliz sisteminde olduğu gibi ilgili memur beş dakika içinde bu bilgileri kendisi hemen ilgili dairelerden alır ve vatandaşın başvurusunu sonlandırır.

“Git kira kontratını getir” ise bir başka saçmalıktır ikamet izni başvurularında. Niye “Kira Kontratı” istenir hiç anlamış değilim. İkamet isteyen kişi veya ikamet iznini uzatmak isteyen kişi parkta ağacın altında mı yatıyor ki, bizim bürokrasiyi seven memurlarımız onca belgeye ilaveten bir de “Kira Kontratı” istiyorlar.

Memurları eğitmek ve bürokrasiyi oluşturmak kavramı yeni bir olay değil.

Memur eğitiminin kökeni Osmanlı Devletine gidiyor.

400 sene evvel Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Beyazıt, ki eğitime verdiği önemden dolayı lakabı “Sofu Beyazıt” imiş, “Devlet Adamı” yetiştirmek için “Galatasaray Eğitim Merkezi”ni hayata geçirmiş.

Fransa, II. Dünya savaşından sonra ülkesini hızlı bir şekilde kalkındırabilmek için “Kamu Yönetimi Ulusal Enstitüsü”nü kurmuş ve hemen başkent Paris’te iki tane birden enstitü açarak devlete alacağı memurları burada eğitmeye başlamış. Sonra da memurlarını birkaç senede bir “Bilgi tazeleme ve yenilikleri öğrenme” eğitimine tabi tutmuş. Başarısızları da kapının önüne koymuş, “senden adam olmaz” diye.

İngiltere ise hem kendi bünyesinde “Kamu Yönetimi Ulusal Enstitüsü”nü kurmuş hem de birçok “Ortak Refah” ülkesinde aynı sistemin kurulmasına yardımcı olmuş.

Bizim de acilen böylesi bir “Kamu Yönetimi Ulusal Enstitüsü”ne veya memurlara Eğitim verecek benzeri bir kuruma gereksinimiz olduğu açık.

Ülkemizde veya Türkiye’de bu işi bilen ve yıllarını vermiş kişilerin/ kurumlar var. Bu kurumların bilgi birikiminden veya deneyimlerden faydalanmanın bence tam da zamanı.

Bu hantallık ve bu bürokrasi ile KKTC Devleti, dibi gözükmeyen bir batağa doğru hızla yol almakta. Zamanında önlemler alınmazsa verimsiz hizmet, yüksek maaşlar ve aşırı sayıdaki personel sayısının KTHY’yi batırdığı gibi KKTC Devletini de batırması zayıf bir olasılık değil.

Alınacak önlemlerden bir tanesi de dünyanın önde gelen devletlerinin yıllarca önce yaptıkları gibi bu “Kamu Yönetimi Ulusal Enstitüsü”nü veya benzeri bir “Memurlara Eğitim Verecek Kurum”u kurmak.

 

Ata ATUN

ata.atun@atun.com

19 Mart 2012

KKTC’de kamu hizmeti veren memurlarımızın artık “Kamu Hizmeti Eğitimi” alması şart oldu. Devlet dairelerinde vatandaşa verilen hizmet tam tabirle dökülüyor. Eğitimsiz memurlar, kendilerini vatandaşın amiri zannedip kendileri rahat edip yerlerinden kalkmasınlar veya herhangi bir sorumluluk yüklenmesinler diye her tür zorluğu çıkarıp sırtına da bütün angarya işleri yüklüyorlar. - ata atun 2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir