Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, ‘İsrail’den 28 Şubat’ta kullanılmak üzere para aktarıldığı yönünde bazı iddialar söz konusu olmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, “İsrail’den 28 Şubat’ta kullanılmak üzere para aktarıldığı yönünde bazı iddialar söz konusu olmuştur. İsrail demek PKK demektir, bizzat İsrail savaş komutanlarının eğittiği PKK grupları vardır.“ dedi.
Strateji Geliştirme ve Düşünce Platformu, ‘Terörle Mücadelede İstihbaratın Önemi ve Gizli Yapılanmaların Etkisi’ konusunda 5. çalışma toplantısını gerçekleştirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, günümüzdeki ortamı, çok ciddi istihbarat oyunlarının oynanabildiği bir sahne olarak nitelendirdi. Orakoğlu, El-Kaide’den 28 Şubat’a ve MİT-Emniyet-Yargı eksenindeki son yaşananlara kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu.
Orakoğlu, El-Kaide’nin Afganistan’a girmenin bir yolu olduğunu, bugüne kadar yaşanan olayların arkasında önemli bir istihbarat çalışması olduğunu ifade etti. Orakoğlu, bir çok ülkenin terör örgütleriyle siyasi görüşmeler yaptığını, ancak bu görüşmelerin çok gizli tutulduğunu vurguladı.
Ayrıca, Türkiye’de irtica tehdidi olmadığını ifade eden Orakoğlu, fişlemenin anayasal bir konu olduğunu söylerken Süleyman Demirel’i kimsenin aklayamayacağını ileri sürdü. 28 Şubat’ın topu ve tüfeğinin ‘medya’ olduğuna vurgu yapan Orakoğlu, “Batı Çalışma Belgesi bir suç, bir cunta belgesidir. 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu’nun mesuliyetini açıklayamadılar.” dedi.
“BDP, PKK’NIN ORGANİK TEMSİLCİSİDİR”
28 Şubat’ın artık bittiğini belirten Orakoğlu, bu süreçte alınan kararlardan sadece 8 yıllık kesintisiz eğitimin uygulandığını dile getirerek, “İsrail’den, 28 Şubat’ta kullanılmak üzere para aktarıldığı yönünde bazı iddialar söz konusu olmuştur.” diye konuştu. BDP’nin, PKK’nın organik temsilcisi olduğunu söyleyen Orakoğlu, “İsrail demek PKK demektir, bizzat İsrail savaş komutanlarının eğittiği PKK grupları vardır.” diye ifade etti.
Suriye ve Türkiye arasındaki ilişkiler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Orakoğlu, Suriye’nin Türkiye için önemli olduğunu söylerken, “Suriye’deki mezhep çatışmaları bölgesel olarak yayılmaya çalışılıyor, bu konuda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun duruşunu çok önemsiyorum.” ifadelerini kullandı. Türkiye üzerinde oynanan oyunların enteresan olduğuna dikkat çeken eski İstihbarat Dairesi Başkanı, Türkiye’de mezhepsel savaşı yapmaya çalışanların, şimdi aynı savaşı Suriye’de yapmaya çalıştıklarını söyledi.
AK Parti iktidarı hakkında değerlendirmelerde bulunan Orakoğlu, Taraf Gazetesi’nin, “Başbakan’ın iki yılı kaldı” haberinin, AK Parti’yi yıpratmak maksatlı olduğunu savunarak, “Söz konusu haber, bilinçli bir haberdir ve bu manşet Türkiye’nin istikrarına zarar vermek isteyenlerin emellerine yarar. Ancak vatandaşın Erdoğan’a güveni oldukça fazladır, vatandaş Oslo Belgeleri’ne bile kulak asmamıştır.” diye konuştu. Son dönemde yaşanan olayların iktidarı yıpratma ve kademeli olarak bitirme çabaları olduğundan söz eden Orakoğlu, “Öyle bir sistem var ki ortalığı karıştırmak için kendi askerlerimiz ölüyor.” şeklinde konuştu.
28 Şubat soruşturmasından sonra yazılacak iddianamenin çok önemli olduğunun vurgulandığı toplantıda, o dönemde darbeye yardım ve yataklık yapanların isimleri ortaya çıkınca, Ergenekon ve diğer davalardan daha fazla bomba etkisi oluşturacağı vurgulandı.
Yaşanan hadiselerin dünyayı karıştıracak nitelikte olduğunu söyleyen Orakoğlu, yaşanan her hadisenin nedense Türkiye’nin başına dolandığına dikkat çekerek, “Başbakan kanser olsa bunu açıklamak zorundalar, oysa ki böyle bir şey yok. Bütün amaç Türkiye’de bir ‘acaba’ yaratmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Sözlerini, çeteler veya örgütlerin ortaya çıkarılmasındaki süreci değerlendirerek noktalayan Eski İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, çete ve örgütlerin yapılanmalarını buzdağına benzeterek, sürecin çok ciddi olduğundan söz etti. Orakoğlu, konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi: “Sayın Başbakan’ın kendisi, eşi ve ailesi görevi bıraktıktan sonra asla rahat olamayacaklardır; buna rağmen konunun üzerine gidilmiştir.”
www.ajans5.com, 16.03.2012