GAZANFER ERYÜKSEL: AÇIK TEHDİT !
Kimi yazarlarımız açık mektup yazarlar. Uyarılarını, isteklerini, önerilerini sıralarlar. Bugün benim yazdığım ise sabrı taşmış bir Türk gencinin isyanıdır. Normal bir mektup değil açık bir tehdittir.
Kürt Ulusal Dil Konferansı adı altında Türkiye, Irak, İran, Suriye dahil dünyanın birçok bölgesinden gelen Kürtler Diyarbakır şehrimizde biraraya gelmiş ve açıkça, alenen toprak bütünlüğümüze kastetmiştir. Kürt marşı (Ey Ragip) adını verdikleri, tehdit dolu, öfke dolu bir marş okumuşlardır. Okudukları marşta aşağıdaki ifadeler yer almıştır;
”Kürt gençliği aslan gibi şahlanıyor.”
”Kim söyleyebilir Kürt’ün yok olduğunu! Kürt yaşıyor, bayrağı yeniden dalgalanacak.”
”Kürdistan’dır daima inancımız ve yaşamımız.”
”Korkmuyor musun ey düşman, kanlı geçmişimizden! Kürt gençliği daima kurban vermeye hazır. Ölüme hazır, ölüme hazır, ölüme hazır.”
Ardından konferansın açılışında konuşan Ahmet Türk, 4 parça Kürdistan (Türkiye, İran, Irak, Suriye) ifadesini kullanmıştır. Bu ifade şu anlama gelmektedir; Kürdistan diye tabir edilen bir bütün ve bu bütünün 4 ayrı parçası vardır.
Sonuç bildirgesinde ise şu ifadeler yeralmıştır;
1-Kürtçe’nin lehçeleri zenginliktir, bu lehçelerin korunması ve geliştirilmesi ulusal bir görevdir.
2-Ulusal Kürt Kongresinin gündemde olduğu bu günlerde Kürtlerinde ulusal bir program ve dil siyaseti olmalıdır.
3-Bu Konferans, her lehçenin standardizasyonunu gerekli görür ve sözlü edebiyatın derlemesinde yerel ağızların korunmasını esas alır.
4-Kürtlerin birbirini anlaması ve ulusal bir bilincin oluşması için tek bir alfabeye ihtiyaç vardır. Bu amaca varıncaya kadar, Güney Kürdistan’daki (Kuzey Irak) mevcut durum nedeniyle her iki alfabe de eğitim ve yaşamın her alanında kullanılmalıdır.
5-Bu konferans, Kürt dili ile eğitimi ulusal ve insani bir hak olarak görür ve bunun için ana okulundan üniversiteye Kürtçe’yi eğitim dili olarak talep eder. Bu da siyasal bir statü ile mümkündür.
6-Konferansımız, insanın gelişimi ve mutluluğu için demokratik ve çoğulcu bir eğitim sistemini önerir.
7-Ulusal bir dil programının oluşması için Kürdistani bir dil ve eğitim hareketinin oluşturulmasına ihtiyaç vardır ki bu oluşum Kürtçe’nin ihtiyaç ve çalışmalarını karşılayabilsin.
8-Konferansımız, bütün Kürtlerin Kürtçe’nin yaşamın her alanında kullanılması için çağrıda bulunur.
9-Konferansımız, Güneybatı Kürdistan’daki (Suriye) halkımızın Kürtçe ve dil alanındaki mücadelesini selamlıyor ve desteğini belirtiyor.
10-Konferansımız, siyasi Kürt tutsakların Kürtçe savunma taleplerini destekliyor.
11-Konferansımız, AKP politikası ve yetkililerinin Kürt dili ve kültürü hakkındaki tutumlarını kınıyor ve bunu asimilasyon ve inkar politikalarının devamı olarak görüyor. Aynı şekilde diğer rejimlerinde Kürtler üzerindeki benzer tutumlarını kınıyoruz.
12-Konferansımız, Kürtler üzerinde sürdürülen siyasi ve askeri operasyonları kınıyor, çözüm için diyalog ve müzakereyi öneriyor.
13-Kürtçe’nin geliştirilmesi için çocuklar çok önemlidir, bunun içinde ulusal dil politika ve programında çocuklara özel bir yer ayrılmalıdır.
Güney Kürdistan olarak tanımlanan bölgenin kuzey’i neresidir ? Farklı devletlerde yaşayan etnik bir topluluğun ulusal bir programı olması ne demektir ? Bu ifadeler bir ulus yaratma, bir devlet kurma çabasının açık göstergesi değilde nedir ? Bunları gören, bunları duyan, bunları okuyan ben Samed Kocademir. Açıkça ve korkusuzca diyorum ki;
”Vatanıma, milletime, bayrağıma ve ulusal değerlerime yönelik saldırılarınızın sürmesi halinde sizi kendi kanınızda boğacağıma AND İÇERİM !”
Kimilerine ağır gelebilir, sert gelebilir bu ifadeler. Ancak bir ulusun, bir devletin kendini savunması meşru müdafadır. Bu durumun artarak sürmesi halinde benim yapacağımda odur !
Samed Kocademir / İzmir
06.03.2012
Kaynak: UyanIk Türkler Kulubü
Bir yanıt yazın