MÜZAKERELERE DOĞRU

“KCK’dan tutuklananların serbest bırakılacağı ileri sürülüyor”denilmesi üzerine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,”Böyle bir tartışma var ama bu yeni bir açılım değil”diyor.
Ardından,”Devam eden terörle mücadele konseptinin bir ayağı olarak bazı şeyler hayata geçirilmek istenecektir.Onun adımına açılım diyorlar”ifadesi yeni bir sürece işaret ediyor.
Süreci ve sonucunu iyi anlamak için Ortadoğu gelişmelerinin izini sürmek gerekiyor. 

*  
Küresel piyasalarda ulus ideallerin sağlanması ve refah düzeylerinin yükseltilmesi mücadelesi Hazar Havzası,Kuzey Afrika,Ortadoğu hidrokarbon kaynaklarında etkin olmaktan geçiyor diye bilinirken,
Şimdi,İsrail ve Güney Kıbrıs Cumhuriyetinin birlikte Doğu Akdeniz’de bulduğu hem Avrupa hem Afrika ve Asya’nın ihtiyaçlarını karşılayabilir devasa hidrokarbon rezervleri ve ekonomisi ABD ve müttefiklerine yeni ufukların yolunu açıyor.
*
Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynakları tecritte İran’ın nükleer tesisleri ve askeri alt yapısını aynı zaman ve kısa sürede vurmanın çözüm sağlamayacağı,çok kapsamlı saldırının ise çift taraflı bir felâket olacağının anlaşıldığı şu süreçte dünyaya barış umutları veriyor. 
Üstelik şu dakikada dahi İsrail’e sorun gösteren Arap ülkeleri,etnik ve mezhepsel temelde çözülmüş,kaynakları endirekt olarak ele geçmiş ve halkları demokrasi masalına sıkıştırılarak siyonizm düşmanlığında etkisiz bırakılmıştır!

*
O nedenle Başkan Obama,İsrail’in İran’a saldırmasının felaketle sonuçlanabileceğinden hareketle hedefin askeri değil yoğun diplomatik ve ekonomik baskı ve yaptırımlarla sağlanacağını açıklıyor ve “Blöf yapmadığımı İsrail de biliyor”diyor. 
Kriziyle Suriye’de de yeterli ayrışma ve istikrarsızlık sağlanmıştır-ki,BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun,uluslararası aktivistlerin ve insani kurumların ülkeye girmesi ve sorunun diplomasiyle çözülmesine işaret ediyor.
*
Ortadoğu’da sonuç olarak kurulmak istenen islamcı-liberal yapının etnik,mezhepsel ayrışmaya uğratılmış ya da mütemadiyen istikrarsız ve himmete muhtaç özerk yapılar üzerinde yükseleceği görülüyor.
İki ayrık ot; biri Beşir El-Esad liderliğinin yoğun diplomatik ve ekonomik baskılara dayanamayacağı kurgulanıyor.
Cumhurbaşkanı Gül,”Beşir Esad’a Yemen modeli uygulansın” yani o gitsin -mesela yardımcısı gelsin,derken Türk hükümetinin Suriye’nin bu duruma getirilmesindeki çabasının siyasal karşılığını almak istiyor!

*
Diğeri, Abdullah Öcalan’ın,”ABD Ortadoğu’da ve Kafkasya’da Türkiye ve İsrail’in desteğini alabilmek için Kürtlerin kültürel soykırımına destek veriyor fakat Türkiye tarafından tümden ortadan kaldırılmasına da izin vermiyor.ABD Kürt’e kaçmak için Kuzey Irak’ta  açık bir kapı bırakmıştır. Hem Türkiye’yi hem de Kürtleri böylece kendine bağlı hale getirmiştir”ifadesiyle özetlediği Kürtlerdir.
*
Irak Kürt Yönetim Başkanı M.Barzani,Kürt Devletini 21 Mart günü Nevruz’da ilan etmek için temaslarını sürdürmektedir. 
Suriye Kürdistan bölgesinde ise bir kısım Kürtler rejimin yıkılmasından sonra özerk olmak iddiasında Kürdistan İslam Birliği adında bir partiye dönüşecek bir cephe oluşturmaktadır. 
*
Türkiye’de Kürt Hareketine gelince… PKK’nın kapitalist modernite tarafından yok edilmemek için yerleşik konuma oturtmak istediği kimliklerine özgürlük talebi,Ortadoğu’da uygulanmak istenen islamcı-liberal konsepte uymuyor.
O nedenle,AKP iktidarı PKK ile yaptığı görüşmelerden vazgeçmiştir ve PKK etrafında Kürtleri askeri,polisiye,hukukî,ekonomik,kültürel,dini  tahrik ve baskılarla giderek pasifize ve terörize etmek -bu suretle,örgütü ulusal bir isyan hareketi olmaktan çıkarıp uluslararası bir terör hareketi olarak etkisizleştirmek ve tasfiyeden arda kalanlarla da cılız bir Kürt hareketi oluşturmak  politikası uyguluyor.
*
Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı “Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından açtığı davanın iddianamesinde,BDP’nin PKK terör örgütünden bağımsız hareket edemediğini belirtiyor.
KCK davası kapsamında tutuklu bulunan ve cezası Yargıtay tarafından onanan Bağımsız Van milletvekili Kemal Aktaş’ın,TBMM’ne ceza kararının bildirilmesi ardından milletvekilliğinin düşürülmesi bekleniyor.
AKP hükümeti Büyük Daire sisteminin oluşturulması ve iş yükünü azaltmak için grup davalar sisteminin getirilmesi ardından AİHM ile 23 Eylül tarihine kadar AİHM de Türkiye aleyhinde açılmış binlerce davanın Türkiye Anayasa Mahkemesinde özel komisyona geri gönderilmesi müzakeresini yapıyor. 
Hükümetin desteğinde Kemal Burkay Kürt hareketinin  özgürlükçü,çoğulcu,demokrat söylemde Hak ve Özgürlükler Partisine katılıyor.
Görüntü tümüyle Kürt hareketinin tasfiyesi yolunda son hamlelerin  yapıldığını gösteriyor.

*
Ne ki Ortadoğu gelişmelerine paralel olarak, askeri kaynaklarının çoğunu PKK ile mücadelesine hasreden Türkiye’nin,İsrail’in güvenliğini teminen bölgede sağlanan istikrarsızlığın sürdürülmesindeki katkısında  askeri kaynak yetersizliğine düşmemesi,hem de bilhassa Türkiye’nin de istikrarsızlaştırılmasını teminen silah bırakışmak amacıyla terör örgütüyle müzakerelerin devamına yönlendiriyor.
Bahar aylarıyla birlikte yeniden eylemlerin başlayacağı öngörüsü de sürecin hızlandırılmasını gerektiriyor.

*
Kamu Yönetimi ve Güvenliği Müşteşarı Büyükelçi Murat Özçelik, İsrail’in dümen suyunda Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile karşılıklı çıkarlar ve bölge güvenliği için görüşmelerde bulunuyor.
Başlangıç için Demokratik Özerklik ilan etmiş Kürt Hareketinin talep ettiği yerel makamları her türlü demokratik rejimin temellerinden biri kabul eden Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’dan çekincelerin kaldırılması,
Maddi-manevi kayıpların tesbiti için TBMM’de Hakikati Araştırma ve Adalet Komisyonu kurulması sırasının geldiği anlaşılıyor.

*
Selahattin Demirtaş,”Bugün müzakere kapısı açılsın,biz o kapıdan girmeye hazırız.Biz BDP olarak bu kapıyı sürekli açık tutuyoruz”derken,
Mesud Barzani,”Kurdistan halkı olarak, Kürt ulusu olarak kendi kaderimizi tayin hakkımız vardır.Bence, her parça kendi özelliklerine göre hareket etmelidir.Kürt sorunu zorla, şiddetle çözülemez…Şimdi diyalog, barış ve demokrasi yolunda yürümemiz gerekir. Barış yolunu seçmemiz gerekir”diyor.
*
Bu kez Kürt Sorununun yeniden müzakereleri yaratacağı farklı algılar,çözümleri ve arttıracağı sorunlarla Türkiye’nin istikrarsızlaşmasının,Kürt bağımsızlığının
kurumsallaşmasının süreci başlıyor…
İran başka bir hesaptır!
4.3.2012
Kıbrıs Adası ve KKTC Sınırları by Ata ATUN

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir