Vatikan Ankara’daki bu İncil’i yok etmeden, Hükümet koruma altına almalı! O dünya mirası!
Ankara’da bulunan 1500 yıllık esrarengiz İncil acilen Hükümet tarafından ciddi bir şekilde korumaya alınmalıdır. Öyküsü Indiana Jones filmlerini aratmayan Barnabas İncili’nin başına her an her şey gelebilir. Ankara’da bulunduğu Etnoğrafya Müzesi’nden çalınabilir, temizlik sırasında çöpe gidebilir, hatta yangında yok olabilir. Çünkü Vatikan bu İncil’in peşine düştü. Ve Papa onu mutlaka istiyor. Eğer Türkiye İncil’i korumazsa ve acilen çevirip tüm dünyaya duyurmazsa, bu özel İncil diğer örnekleri gibi ‘katledilir!’. Çünkü Bu İncil’de Barnabas, İsa’nın Allah’ın oğlu olmadığını ilan etmekte ve İsa’nın ağzından kendisinden sonra gelecek peygamberi ‘Ahmed’i müjdelemektedir. Yani Hz. Muhammed’i!
Kerem Çalışkan
Euractiv.com.tr Yayın Yönetmeni
Türkiye’nin olağan kargaşası içinde bu haber kaynayıp gitti.
Yeni Türkiye’nin yeni merkez medyası da konuyla pek ilgilenmedi.
TV’ler için çok cazip bir haber, hatta belgesel, hatta dizi olabilecek bir konu şimdilik kıyıda köşede bazı haberlerde kaldı.
Bu konuyu yeniden gündeme getirmek gerekiyor.
Konu şu:
Ankara’da geçen hafta 1500 yıllık bir Antik İncil bulundu.
Nerede bulundu?
Ankara’da 12 yıldır sessizce durduğu Adli Emanet’te.
İncil’i ne yaptılar?
Alıp Etnografya Müzesi’ne teslim ettiler.
Bu İncil’in önemi ne?
Bu İncil iddiaya göre 1996 yılında Kıbrıs’taki Barnabas Kilisesi’nden çalınan İncil.
2000 yılında KKTC’den Türkiye’ye giriş yapan bir kişinin bavulunda bulunuyor.
Ankara’da Adliye’nin emanetine alınıyor ve orada unutuluyor.
Şimdi neden ortaya çıktı?
Anlaşılan Adliye Emaneti’nde tasnif ve boşaltma yapılırken birileri fark etti.
Ve İncil şimdi Ankara Atnografya Müzesi’ne teslim edildi.
İncil’in önemi ne?
İddiaya göre bu örnekleri dünyada çok az bulunan Barnabas İncili.
İncil İsa’nın konuştuğu Arami dilinde, Süryani alfabesiyle yazılmış.
Barnabas kim?
Barnabas İsa döneminde yaşamış ilk havarilerinden birisi.
İsa’yı koruyan ve destekleyen bir kişi.
Barnabas Kıbrıslı. Halen mezarı Kıbrıs’taki Barnabas Kilisesi’nde.
Barnabas İncili ne diyor?
Barnabas kendi döneminde İsa öğretisini yaymaya çalışan ünlü Tarsuslu Paulus ile çatışıyor.
Çünkü Paulus İsa’nın “Allah’ın oğlu” olduğunu öne sürüyor.
Barnabas ise İsa ile konuşmalarına da dayanarak İsa “Senin benim gibi insandı” diyor.
İsa’nın Allah’ın oğlu olduğu inancına ve dolayısıyla Hristiyanlığın en temel ilkelerinden sayılan Teslis (Üçleme-Tanrı, Oğul ve Kutsal Ruh) öğretisine karşı çıkıyor.
İstanbul’un resmi kurucusu ve Roma İmparatoru Constantin Hristiyanlığı ilk kez resmi din haline getiren yönetici olarak da bilinir.
Constantin MS. 325 yılında Kilise içinde ayrılıklara son vermek için İznik’te bir Konsey topluyor. Burada 4 İncil esas kabul ediliyor. Paulus’un İncil’i böylece resmi metin oluyor. Bunun dışındaki tüm İncil ve kutsal metinlerin yakılıp yok edilmesine karar veriliyor.
Barnabas İncili o dönemde Anadolu’da, özellikle Adana-Mersin bölgesinde yaygın olan Arius inancına bağlı olanların inandıkları bir metin.
İşte bu Barnabas İncili dahil tüm diğer İncil versiyonları toplatılıp yakılıyor.
(Kitap yakmanın en çarpıcı örneklerinden biri!)
Ancak tabii ki farklı inanca sahip olanlar bu kitapları kaçırıp saklamaya çalışıyorlar.
Barnabas İncili’nin dünyada bilinen 3-4 orijinal örneği olduğu belirtiliyor.
Bu İncil o İncil mi?
Bu İncil’in 1500 yıllık olduğu kesinleşirse, en azından orijinal Barnabas İncil’inden 1500 yıl önce kopya edilmiş bir İncil olabilir.
Bu ne kadar kesin?
Hiçbir şey kesin değil. Çünkü bu gizemli İncil üzerinde şimdiye kadar ciddi bir bilimsel çalışma ve inceleme yapılmadı.
Ankara bunu yapabilir mi?
AKP Hükümeti isterse, özel bir komisyon kurarak hem İncil’i korumaya alır, hem de fotokopi ve mikrofilmlerini alarak hızla çevrilmesini ve dünyanın çeşitli dillerinde basılmasını sağlar.
Bu neye yarar?
Ankara’da yalnızca bu İncil’in sergileneceği özel bir mekan kurulabilir.
Dünyanın her yerinden onbinlerce turist bunu görmeye gelebilir.
Ankara bunu yapar mı?
Hükümet başka işlerle çok yoğun.
Bir umudum Egemen Bağış’ta!…
Avrupa’ya Hristiyanlığın köklerini ve kendi dinlerini yeniden öğretmek için Egemen Bağış böyle bir girişim yaparsa hem çok başarılı olur, hem de Avrupa kamuoyunda kısa sürede en popüler kişiler arasına girer.
Bu İncil’le Türkiye’de kimler ilgilendi?
Çok az kişi. Bir zamanlar Gazeteci Aydoğan Vatandaş “Barnaba’nın Sırrı” diye bu İncil üzerine bir roman yazdı. Ancak kamuoyu İncil’in önemini fazla fark etmedi. Çünkü medya bilgisizlik nedeniyle yeterince ilgi gösteremedi.
İncil ile ilgili diğer bazı yazılar
Aşağıda İncil konusuyla ilgili olarak geçen hafta Türk medyasında çıkan iki habere ve Yeni Şafak’ta yayınlanan bir köşe yazısına da yer veriyoruz:
Ankara’da esrarengiz İncil bulundu
Ankara Adalet Sarayı’ndaki adli emanette Hıristiyan dünyasını sarsacak esrarengiz bir İncil’in bulunduğu iddia edildi. Papalık, İncil üzerinde inceleme ve araştırma talebinde bulundu
Bugün gazetesinin haberine göre, Ankara Adliyesi Adli Emaneti’nde 1500 yıllık bir İncil bulundu. Hz. İsa’nın ilk öğütlerini verdiği Aramice dili ve Süryani alfabesiyle yazılı tarihi İncil, polis nezaretinde Ankara Etnografya Müzesi’ne devredildi. 8 yıldır adli emanette bekletildiği ortaya çıkan İncil’in değerinin 40 milyon lira olduğu tahmin edilirken Papalık, İncil üzerinde inceleme ve araştırma talebinde bulundu.
ETNOGRAFYA MÜZESİ’NE GİTTİ
Ankara Adalet Sarayı’nda değeri 40 milyon lira olduğu iddia edilen 1500 yıldan fazla tarihe sahip İncil olduğu iddia edildi. Sekiz yıldır adli emanette tutulduğu belirlenen İncil mahkeme kararıyla polis eşliğinde ve makam otosuyla Etnografya Müzesi’ne teslim edildi. İlk incelemelerde Süryanilere ait olduğu belirlenen İncil’in Aramice diliyle Süryanice alfabeyle yazıldığı öğrenildi. Deri üzerine yazılmış, deri kaplamalı İncil’in kültür varlığı olduğu ve müzelik değeri olduğu için koruma altına alındığı kaydedildi.
2000’DE ELE GEÇİRİLDİ
Kaçakçılık operasyonu kapsamında Akdeniz bölgesinde bir çeteden 2000 yılında ele geçirilen İncil’in tarihi dokusunu koruduğu ve döneme ait birçok iz taşıdığı anlaşıldı. Polis, İncil’in kopyasının alınıp alınmadığına ilişkin inceleme başlatırken İncil’in fotokopisinin dahi 3 ila 4 milyon lira değerinde alıcı bulabileceği bildirildi. Çete üyelerinin yerel mahkeme tarafından yargılandığı, mahkemenin verdiği cezaların ise Yargıtay tarafından onaylandığı belirtildi. Çeteden ele geçirilen parçalar ise adli emanete teslim edildi. Bu çerçevede İncil de sahipsiz olduğu gerekçesiyle adli emanete intikal etti.
VATiKAN iZiN iSTEDi
Tarihi İnciller konusunda hassas olan Vatikan’ın, ele geçirilen İncil’le ilgili inceleme talebi olduğu belirtildi. İncil’in Arami dilinde ve Süryanice alfabeyle yazılmış olması ilgi çekiyor. Çünkü Aramice Hz. İsa’nın konuştuğu dil olarak kabul ediliyor. Günümüz dünyasında Aramice sadece Suriye’de Şam yakınlarında bir köyde konuşuluyor.
HZ. MUHAMMED’İ HABER VERİYOR İDDİASI
İçinde Hz. Muhammed’i haber veren ayetler olduğu iddiası nedeniyle Müslümanların büyük ilgi gösterdiği Barnaba İncili’nin bugün basılı 2 nüshasının olduğu biliniyor. Hıristiyan kiliselerinin “apokrif” yani varlığını kabul ettiği ama içindeki bilgileri reddettiği Barnaba İncili, 1979’da önce Pakistan’da İngilizce olarak yayımlandı. Daha sonra İngilizce’den tercüme edilerek Türkçe basıldı.
Barnaba İncili’ni 1980’lerin ilk çeyreğinde Zafer dergisi gündeme getirmiş, Türkiye günlerce bu İncil’i konuşmuştu. Pakistan’da basılan Barnaba İncili, Avusturya’daki nüshadan yapılan bir baskının Amerikan Kongre Kütüphanesi’ndeki nüshasından tercüme edilmişti. Dünya bu İncil’in varlığından, ABD’deki nüshadan alınan mikrofilmlerle Pakistan’da yapılan baskıdan sonra haberdar olmuştu
HAKKÂRi iNCiLi’NE ROMAN YAZILDI
Tarihi İncil’in adli emanette ortaya çıkması akıllara Türkiye’de daha önceki yıllarda yakalanan tarihi İncil’leri getirdi. Bunlar içerisinde hiç şüphesiz en önemlisi 1980’de Hakkari’de bir mağarada bulunan İncil’di. Bu İncil yakalandıktan sonra bir daha hiç ortaya çıkmadı. İncil’in Hz. İsa’nın havarisi Barnabas tarafından yazıldığı, tarihi önemine binaen Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda saklandığı bilgisi zaman zaman basına yansıdı. Konuyla ilgili yazar Aydoğan Vatandaş da “Barnaba’nın Sırrı” isimli bir roman yazdı. Hakkâri’de yakalanan İncil üzerine yapılan spekülasyonlar hiç bitmedi. Bu İncil’in ortaya çıkması durumunda Hıristiyanlık tarihinin yeniden yazılacağı ileri sürüldü. İncil’in ilk sayfasının fotokopisi dönemin askeri yetkilileri tarafından İstanbul’a gönderilmişti. İncil’in Arami dilinde kaleme alındığı böylece ortaya çıkmıştı. Ancak İncil’in tamamını görmek ve incelemek hiçbir bilim insanına nasip olmadı. (Bugün)
İncil’in Susurluk ile bağlantısı çıktı
Ankara adliyesi deposunda bulunan tarihi İncil, KKTC’deki St. Barnabas Manastırı soygunu ve olayı araştıran Kıbrıs’lı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile bağlantılı çıktı.
25 Şubat 2012 Cumartesi
Gazeteport’un haberine göre; Ankara adliyesinin deposunda bulunan tarihi İncil, KKTC’deki St. Barnabas Manastırı soygunu ve bu olayı araştıran Kıbrıs’lı gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle bağlantılı çıktı.
Meclis Susurluk Komisyonu üyesi eski bakan Fikri Sağlar, ‘’1996 yılı Mart ayında, St. Barnabas Manastırı İkon ve Arkeoloji Müzesi soyuldu, Barnabas İncil’i de çalındı’’ dedi. Sağlar, Susurluk olayı ile bu soygun arasındaki bağlantıyı da anlattı:
“Soygunu araştıran Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı, olay gecesi manastıra gelen araç plakalarından, derin çete bağlantılarına ulaştı. Sonra tehdit edilip, Uzi marka bir silahla öldürüldü. Biz Susurluk Komisyonunda, Adalı’nın öldürüldüğü 7 Temmuz 1996 günü, Abdullah Çatlı’nın da Kıbrıs’ta olduğunu ve Mehmet Özbay kimliğiyle adaya girdiğini belirledik. Kutlu Adalı’nın eşiyle de görüştüm, TBMM’ye önergeler verdim. Cinayetin faili bulunamadı ve Türkiye AİHM’de 95 bin Euro tazminata mahkum oldu. ’’
KATOLİK KİLİSESİ YASAKLADI
El yazması İncil’in, 2000 yılında KKTC’den gelen bir kişinin bavulunda bulunduğu ve 12 yıldır Ankara Adliyesi deposunda olduğu ortaya çıktı. Müzeler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Zülküf Yılmaz, Etnografya Müzesine teslim edilen eserin Barnabas İncili olma ihtimalinin yüksek bulunduğunu söyledi.
İsa’nın öğrencilerinden olan Barnabas tarafından yazılan İncil, İsa’nın ilahlığını kabul etmediği için Roma Katolik Kilisesince yasaklanmıştı. İncil, M.S. 325’e kadar İskenderiye kilisesinde saklandı. Yasaklanınca, kopyaları yazıldı. Hem aslı, hem de el yazması kopyaları yıllarca elden ele dolaştı. Asıl adı Joseph olan ve Kıbrıs Salamis’te doğan Barnabas, ölümünden sonra adına yaptırılan Magosa’daki St. Barnabas Manastırına gömülmüştü.
Müfit Yüksel-Yeni Şafak
25 Şubat 2012 Cumartesi
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak?
1983 Kışında, Şırnak’ın Uludere kazasına bağlı “Kela Memo” mevkiinde av köpekleriyle avlanmaya çıkan Timur Ağa ve adamları bir ara köpeklerini kaybederler. Köpeklerinin yeraltı gibi bir yerden seslerini işitirler. Mağara gibi bir yerden girdiklerinde aşağıya doğru yol olduğunu keşfederler. Daha sonra fenerler alarak buraya girerler ve birçok yeraltı odasının olduğu, adeta bir yer altı şehri ile karşılaşırlar. Odalardan büyük olanında büyükçe bir lahit gören köylüler, hazine umudu ile kapağını açarlar. Lahitin içinde bir mumya, yanında ise büyük boy bir kitapla karşılaşırlar. Kitabı alırlar. Ayrıca o odada daha küçük boyda bir kitap daha bulurlar. İki kitabı da alarak oradan ayrılırlar. Papirüs varaklarından oluşan büyük kitabın ilk varağını koparıp, Süryani rahiplerine gösterirler. Süryani alfabeli, güzel ve düzgün yazılı sahifeyi okuyamazlar. Zira noktasız, Süryani alfabesi ile yazılmış bu metin, Arâmi dili ile yazılmıştır.
Sonunda bu sahife /1984 başlarında, İstanbul’da Ön-Asya dilleri uzmanı, epigraphist Hamza Hocagil’e gönderilir. Belli bir uğraş sonrasında Hamza Bey bu metni çözer ve tercüme eder. Sahifedeki metin tercüme edildiğinde:
“Ben Kıbrıslı Barnabious, bu benim, gökler/semavi yılla 48. Yılda yazdığım 4. İncil nüshasıdır. Bu, Vahyi Sâdık olan Allah’ın kulu Meryem oğlu İsa’ya vahyidir.” kaydı yer alır.
Barnabas, İbrani (Levili sülalesinden) ve Kıbrıslı olup, Hz. İsa (a.s) zamanında ona iman edenlerdendir. Hıristiyanlığın yayılmasına hizmet etmiş, ancak sonradan ünlü Pavlos (Paul)’un bazı akidevi konulardaki, şahsına özgü tasarruflarına karşı çıkarak araları açılmıştır. Bible-Yeni Ahit’te, “Resullerin İşleri” bölümünde kendisinden ve Pavlos’la olan kavgasından sık sık söz edilmektedir. Hatta Hıristiyan kiliselerince apokrifal (uydurulmuş) olarak kabul edilen ve İngilizce tercümesi mütedavil olan Barnabas İncili’nin (The Gospel Of Barnabas) giriş kısmında da Pavlos eleştirilir. Birçok kimsenin, Hz.İsa’nın ‘Allah’ın oğlu’ olduğu zannına kapılarak yanıldığını, aldatıldığını ifade eder. Pavlos’un da bu konuda aldananlardan olduğu belirtilir.(Bkz. The Gospel Of Barnabas, Islamic Publications Limited, 4th Edition, Lahore, Pakistan)
Daha önce Kudüs’te bulunup Kutsal Mabet’te Tevrat yazıcılarından olan Barnabas, sonradan Kıbrıs’a döner ve orada vefat eder. Kabri Kıbrıs’ta halen ziyaretgahtır.
M.S 325 yılında İmparator Constantine’in himayesinde İznik’te toplanan konsül çok sayıda yazılı olan İnciller arasında dört İncili esas alarak, ‘canonical’ (kabul edilmiş/meşru) ilan eder. Bunun dışında yer alan İncil nüshaları, yasadışı/yasak ve apocryph olarak nitelendirilir. Çeşitli kaynaklarda 270 civarında İncil nüshasının bu konsül tarafından yaktırıldığına dair kayıtlar da yer almaktadır. Bunlar arasında en şiddetle yasaklananlardan biri de Barnabas İncili’dir.
Canonic İncil nüshalarına ( Matta, Markos, Luka, Yuhanna) bakıldığında, Hz. İsa (a.s)’ın hayat hikayesi, fiil ve sözlerini, mevizelerini (vaaz ve nasihat) içeren mecmualar olduğu görülebilmektedir. Bu dört İncil dışında, Yeni Ahitte yer alan metinler daha çok Pavlos’un mektuplarını içermektedir.
Zaman içerisinde Hıristiyanlıkta, /özellikle Roma İmparatorluğunun Hristiyanlığı kabulünden sonra gelişen inanç ağında, Hz. İsa’nın Rab, Rabb’ın oğlu olarak görülmesi dolayısıyla bizzat vahyin kendisinin olduğu akidesinin esas alınması ile, Hz. İsa’nıın Cebrail aracılığıyla Vahy alabileceği akidesi tamamen dışlanmış olur. Bu suretle Canonical İncillere bağlı Hristiyan inancında, Hz. İsa’ya Cebrail aracılığıyla bir İncil nazil olduğu kabul edilmez, reddedilir. İsa-Mesih, vahyin kendisi olarak kabul edildiğinden, Hz. İsa’nın sözleri, fiileri ve hayat hikayesini anlatan mecmualar, Kutsal Metin-İncil olarak kabul edilir. Bundan dolayı, Kiliseler, Vahy meleği Cebrail (a.s) aracılığıyla nazil olan bir İncil nüshasının olabileceğini şiddetle reddettikleri gibi; bu Canonic, dört incil dışında, yine Hz. İsa’nın sözlerinden ve hayatının anlatılmasını içeren herhangi bir metni-mecmuayı da aynı kesinlikle reddedip karşı çıkarlar.
Bugün elde İngilizce tercümesi bulunan Barnabas İncili nüshası da, aynı şekilde Hz. İsa’nın sözleri ve yaşam öyküsünü içeren bir mecmuadır. Ancak, Canonical İncilllerden farklı olarak, Hz. İsa’nın Rabb/Rabbın oğlu olma inancını açık biçimde reddeder. Ayrıca, Hz. İsa’nın (a.s) 30 Yaşında iken, Zeytindağı’nda , Hz. Cebrail’den İncil’i aldığı kaydedilmektedir. Yine, Hz. İsa’nın (a.s) “kendisinden sonra Ahmed’in geleceğini” söylediği ifadesi de yer almaktadır.
Tüm bunlara bakıldığında, Barnabas’a atfedilen bir Vahy İncili’nin olup olmadığı sorusu sorulabilir. Uludere’de “Kela Memo” mevkiinde bulunan 250 varak Papirüse, Süryanî alfabesi, Hz. İsa’nın (a.s) lisanı olan Arâmî dili ve Barnabas’ın elyazısı ile yazılmış bu nüshanın böyle bir Vahy İncili nüshası olabileceğini güçlendirmektedir.
Uludere’de bulunan bu İncil nüshası, Ekim 1984’te İstanbul’a köylüler tarafından getirilirken bir ihbar sonucu Hakkari’de ele geçirilir. Hatta 27 Ekim günü Milliyet gazetesinde ele geçirilme haberi fotoğrafı ile birlikte yayınlanır. Daha önce, Hamza Hocagil bu İncil’den rahmetli pederimi haberdar eder ve kendisine gönderilen ilk varağı o tarihte bizlere de gösterir. Bilahare bu İncil nüshasının peşine düşülür, köylülerin talep ettiği meblağ ilkin maalesef bulunamaz. Daha sonra 1984 Eylülünde İstanbul’a getirilmesi için bir meblağ karşılığı köylülerle anlaşılır. Burada, bu İncil nüshasının İstanbul’da Hamza Hocagil tarafından tercüme edilip, orijinalinin tıpkıbasımı ile birlikte yayınlanması ve nüshanın da Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümüne konulması hedeflenmişti. Ne var ki, Ekim 1984’te bir ihbar sonucu Sıkıyönetim idaresince ele geçirilmesi bu projeyi akim bırakır.
Birkaç yıl Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinin kasalarında muhafaza edilen Barnabas İncili nüshası bilahare Ankara’ya gönderilir. Burada, Etimesgut Dil-İstihbarat Okulu’nda iken 13 varaklık bir fotokopisi de alınır.Daha sonra ise Genelkurmay Karargâhına nakledilir. 1990 yılı Aralık ayında bu konuyu bizzat o zaman ANAP hükümetinde Kültür Bakanı olan Namık Kemal Zeybek ile özel randevu alarak görüştüm. Ancak, daha sonra Yıldırım Akbuluıt hükümetinin 1991’de düşmesi ile bu teşebbüsümüz yarım kaldı İncil’in bazı varakları’nın kopyaları Hamza Hocagil’e gönderilerek tercüme ettirilir. Tercüme edilen metinlerde kadınlara ait hükümler, Yusuf (a.s) kıssası ve altın zinet kullanılmasının erkeklere yasaklandığına ilişkin ifadeler yer almaktaydı. Genelkurmay’ın elinde olan küçük ebatlı diğer nüsha ise bu asıl nüshadan kopyalanmış, bazı şerhler düşülmüş, yine Arami dili ve Süryani alfabesi ile yazılmış bir nüshadır.
Bu İncil nüshaları 2009 Yılı Şubat’ına kadar Genelkurmay Karargâhında muhafaza edilmekteydi. Sonrasını ise bilmiyoruz.