“Yeniden CHP Hareketi” adıyla muhalifler olağanüstü tüzük kurultayı toplanmasını talep eden çağrı metnini Genel Merkeze iletmiş bulunuyor.
En önemli talep mevcut tüzüğün 54. maddesinin 4. fıkrasının “Olağanüstü Kurultay toplantısının gündemi organ seçimleri dahil isteyenlerce düzenlenir. Olağanüstü toplantıda, yalnız gündemdeki konular görüşülür” şeklinde değiştirilmesidir-ki, tüzük kurultayının bir önerge ile genel başkan seçimine çevrilebileceği tartışmasını yaratıyor.
Tartışma CHP tüzüğünün seçimli kurultay için salt çoğunluk yüzde 51 imza şartı aramasına rağmen muhaliflerin bu düzenlemenin Siyasi Partiler Yasası’nın 14.maddesine aykırı olduğu ve ilgili tüzük maddesinin değiştirilmesi halinde Saadet Partisinin kayyum yönetiminde kongreye gitmesine benzer bir sonuçla karşılaşılmayacağı iddiasından kopuyor.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun değiştirileceği bir sürecin başladığı anlaşılıyor.
*
CHP’nin kurucuları kısıtlanmadan yaşamak özgürlüğünde,her riski göze alıp savaşan,tam bağımsız,millet egemenliğinde huzur ve refah için toplumun temel kurumlarından devletin rejimi ve işleyişine sistematik oluşturan,ulusal birlik ve bütünlükte,aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünü çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkaran, vicdan ve düşünce özgürlüğünde,seçme ve seçilmeye dair söz ve karar sahibi,millete ve insanlığa adanmış özgür bireyleri isteyen kişilerdi.
*
O nedenle CHP özgün,bağımsızlıkçı,akılcı,kollektivist ve insani değerlerin partisidir,karakterini devrimcilik,halkçılık,devletçilik,laiklik,cumhuriyetçilik ve milliyetçilik oluşturuyor.
Bu uğurda feyzini Büyük Atatürk’ün,”Devrim;güneş kadar parlak,güneş kadar sıcak ve güneş kadar bizden uzaktır.Yönümü daima o güneşe bakarak belirler ve öylece ilerlerim,ilerlerim.Sıcaklığı ve parlaklığı beni yakıncaya dek yürürüm. Sonra dururum,sonra tekrar ilerlemek üzere yola koyulurum” ifadesinden alıyor.
Ahlâken emperyalizmin karşışında olması gerekiyor…
*
Ne ki Batı demokrasisi ekonomilerinin gelişmişliği,teknolojik üstünlükleri,kültür,rekabetçilik,tarihi hafıza ve medeniyet bağları bakımından tarihin en büyük birikiminde, barışçıl ve istikrarlı bir dünya talebindedir!
Türkiye’de Kürt sorunu da dahil demokrasi açığının nasıl kapatılacağı, kuvvetler ayrılığının nasıl sağlanıp uygulanacağı,yeni bir anayasanın hangi yöntemle yapılacağı konularında belirsizliğin giderek derinleştiği,dış politikada nasıl bir uyumla başedileceği ve Türk siyasi unsurlarının Atatürk Cumhuriyeti temel ve ilkeleri noktasında birbirleriyle uzlaşılarının olanaksızlığının çok açık görüldüğü bir süreçte,
Atatürk algısının, bulunduğu coğrafyada istenilen barış ve istikrara engel olduğu kurgusu,bir yanda Gülen cemaati öte yanda Erdoğan’ın AKP’si vasıtasıyla siyaset ve ahlâkın iki ayrı alan,iki ayrı gerçeklik olduğu yargı,sivil ve askeri bürokrasinin kurum ve kuruluşlarında ki uygulamalarla aşılmış bulunuyor!
*
TBMM aşılarak parlamenter demokrasi, bakanlık sistemi aşılarak kamu yönetimi örgütlenmesi by-pass edilmiş kamu gücü ve kamu yetkilerini kullanan “Özerk Kurumlar”da, sağlık,konut,eğitim,güvenlik,sosyal güvenlik,sosyal hizmetler gibi kamu hizmetlerinin çoğunun yapıldığı Merkezi Yönetimlerde ve Belediyeler,il özel idareler ve köylerin Yerel Yönetimlerinde,ekonomik kalkınmanın gereksinimi yatırımların artması işlevinde Yatırım Ajanslarında kadrolaşılmıştır.
Askeri bürokrasi,savunma, güvenlik ve istihbarat konularında sivil kesim ile askeri kesim arasındaki bilgi asimetrisi denetim altındadır.
*
Cumhuriyet tarihinin çok defa ihtiyaç gösterdiği üzere Atatürk ilke ve devrimlerine uygun davranmak, korumak, yaşatmak ve hakim kılmakla yükümlü CHP;
Atatürkçü ilkelerin eskimiş,hesaplaşılması ve aşılması gerekli bir ideoloji olduğu savını paylaşan sosyal demokrat ağırlıkta kadrolar ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu vasıtasıyla yeniCHP’ye dönüştürülmüştür.
Fakat Atatürk Devrimin teori ve pratiği ayrıştırılır,ilkeler teoriye bırakılır ve pratikleri liberalleştirilirken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun şahsında toplumda onun oportunist ve revizyonist kimliği ya da bir lider olarak yetki kullanımında karizmasının,gelenekçiliğinin ve rasyonelist alt yapısının olmadığı konusunda uzlaştığı tesbit ediliyor.
Nitekim CHP’nin Atatürkçü Düşünce Sisteminden yükselen il ve ilçe örgütlerinde, ilişkilerinde yazısız kurallar ve geleneklerde yapısallaşmış ve kurumlaşmış,davranış birliği içinde,katılımcı,özgür milyonlarca kadın,erkek ve her yaşta seçmen kitlesinde büyük hayal kırıklıkları oluşmuştur ve umutlar yeşermiyor…
*
Sonuçta Tayyip Erdoğan’ın gücüyle AKP ve siyasi parti olmadığı halde kitleler üzerinde etkileşim yeteneğiyle Fethullah Gülen cemaatinin ülke politikalarını domine eden gücünün oluşturduğu Yeni Türkiye tablosu-henüz,yeni olmasına rağmen toplumun algısında sıkıntı oluşturuyor.
YeniTürkiye ve ileri demokrasisinde,cemaat ülke politikalarını domine eden gücünü derinde temsil ederken,görünürde AKP ve denetim altına alınırken yıpranan yeniCHP ağırlığı oluşturuyor.
*
CHP’yi yeniCHP dönüştürmede başarısına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevcut lider vasıfları kitlesini atağa kaldırma teminatı vermiyor,2014 yerel seçimlerinde ileri demokrasi oyununda daha şimdiden başarısızlık gösteriyor-ki,bu yeniTürkiye tablosunun çarpıklığına neden oluyor.
Söz konusu yeniTürkiye-ki,Atatürk Milliyetçiliği yerine Türk-İslam Sentezini ikame ediyor ve “Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı” projeleriyle İslam Coğrafyasında ılımlı İslam-liberal siyasi yapının kurulması misyonuna çalışıyor!
Bir Kılıçdaroğlu için bu misyonun feda edilmesi gerekmiyor…
Getiren şimdi götürmeye hazırlanıyor…
Bir yanıt yazın