İsrail kaynaklı DEBKA sitesi, Suriye’nin Rusya’dan aldığı ve denizden gelecek saldırılara karşı konuşlandırdığı füzeleri kıyılarına, karadan karaya füze sistemlerini ise Türk sınırına yerleştirdiğini bildirdi.
Rusya’nın Esad rejimine karşı genişletilmiş askeri ve diplomatik desteği 16 Aralık Cuma günü ciddi boyutlara ulaştı. Muhtemel bir Batı-Türk birlikteliği ile denizden gelecek bir saldırıya karşı kıyılarına Moskova kaynaklı Yakhont (SSN-26) füzelerini yerleştiren Suriye’ye hafta içinde Rusya’dan gelen destek daha da yoğunlaştı.
Rusya, kimyasal ve biyolojik silahlara karşı Suriye’ye 3 milyon yüz maskesi göndermekle kalmadı aynı zamanda Amiral Kutznetsov uçak gemisini Suriye’nin Akdeniz’deki limanı olan Tartus’a gitmek üzere yola çıkardı…
Rusya Deniz Kuvvetlerinden bir kaynak uçak gemisinin, denizaltından veya havadan gelecek bir saldırıya karşı en ileri silahlarla donatılmış olduğunu vurguladı. Ulaşır ulaşmaz Rus gemisi Suriye birliklerinin bir parçası olarak hava-deniz manevralarına başlayacaktır.
Suriye bilindiği üzere Rusya’dan 72 Yakhont füzesi almıştı. Bu füzelerin kıyıdan 300 kilometre uzaklıktaki hedeflere ulaşabildiği bilinmekte. Bu füzelerin radar sistemlerinin en önemli özelliği ise hedefe ancak çok yaklaştıktan sonra tespit edilebilmesi. Füzeler çok hızlı (2000 kmh) olup aynı zamanda hedefe çarpmadan önce kendi savunma sistemlerini aktifleştirebilmekte.
Perşembe akşamı, beşi kimyasal başlık taşıyan 21 Suriye Füzesinin Türk sınırına yerleştirilmesi üzerine Ankara’da hareketli saatler yaşanmış ve üst seviyede yapılan askeri toplantı sonrası silahlı kuvvetlerin savaşa hazır olduğu bildirilmiştir. Suriye aynı zamanda Ürdün sınırına silahlı güçlerini yığmıştır.
DEBKA askeri ve istihbarat kaynaklarına göre Suriye ve Rusya, Batı-Arap birlikteliğinin Suriye’yi işgal etmek üzere olduğunun farkında. Rusya ve Suriye’nin gözü Türkiye’nin üstünde. Çünkü Türkiye’nin NATO’ya ait deniz kuvvetlerini ve ABD’nin 6. Filosunu barındırdığını biliyorlar.
Suriye’ye saldırının başlatılması için yapılan diplomatik görüşmeler, ABD Savunma Sekreteri Leon Panetta’nın Ankara’ya Cuma sabahı ulaşması ile iyice hızlandı. Leon Panette, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş hazırlıklarını kontrol etmiştir. Bu arada Suriye Devlet Başkan’ı yardımcısı Faruk El Şara 15 Aralık Perşembe akşamı Rus liderleri ile birlikte Moskova’da bir kriz toplantısına katıldı.
DEBKA’nın raporuna göre, 15 Aralık Perşembe gününden itibaren Suriye ile Türkiye arasındaki savaş gerilimi had safhaya ulaşmış ve Türkiye’nin üst askeri yapılanması (Milli Güvenlik Kurulu)Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından toplanmış ve savaş için silahlı kuvvetlerin hazırlığı başlatılmıştır.
Esad hükümeti bir yandan Türk sınırına bir yandan da Ürdün kıyısına silahlı birimlerini yığmıştır. Yine farklı bir kaynağa göre beşi kimyasal başlık taşıyan Scud D füzeleriyle birlikte 21 Suriye füzesi yörüngesini Türkiye’nin Hatay bölgesine doğru çevirmiştir. Üstelik bu yerleştirmeler Türk istihbarat servisinin ve Batı casus uydularının görmesi için gün ışığında yapılmıştır. Türkiye’ye yönelik bu silahlanmanın hızlı bir şekilde devam ettiği bilinmektedir.
İsrail’de ise İsrail Savunma Güçleri, Gen. Shay Avital’in komutası altında Suriye’ye saldırı için bir organizasyon içindedir. Türk Silahlı Kuvvetleri ise Kuzey Suriye’yi ele geçirmek üzere operasyon planlarını yaparken bir yandan da Türk casusların, provakotörlerin Suriye’ye gönderilerek kuzeydeki sivil protest grupları desteklediği bildirilmiştir.
Görüldüğü üzere Suriye kuzeyde Amerika ve NATO tarafından yönlendirilen Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, güneyde ise İsrail tarafından yönlendirilen güçlerle Ürdün tarafından abluka altına alınmıştır. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül kumandasındaki ordu Amerika’nın emirlerini yerine getirmek üzere hazırdır.
NATO’ya girebilmek için Anadolu çocuklarını Kore’de şehit eden, sakat bırakan mentalite şimdi de Suriye için Anadolu çocuklarının kefenlerini biçmiştir. Türk halkını ise pislik bir savaşın insani ve ekonomik yıkımlarına karşı feda etmeye hazırdır.. Türkiye’nin güney bölgesindeki halkı kendine yönelen füzeler için bilgilendirecek ne bir hükümet ne bir muhalefet ne de bir medya vardır.
Ortak tarihi, kültürü ve dini olan Suriye’ye yöneltilecek bir saldırının Türk taşeronları ağızları köpürerek savaş ganimetleri toplama derdindedir. Onları doyurabilmek için bu halkın fakir fukara evlatları hazır mıdır? Türk anaları Suriye için evladım feda olsun diyebilecek midir?
Dr. Gülümser Heper