Evin beyi, bebek bakıcısı olarak işe aldığı genç kıza aşık oldu. Önce sevgiliydiler, sonra evlendiler. Aralarındaki yaş farkı 30’du, genç kadın “koca okulu”ndan mezun oldu. kocası ölünce işlerini üstlendi. Başarılı oldu.
Kadın 70’ine merdiven dayadığında bir gün Cumhurbaşkanı onu aradı…
Cumhurbaşkanı’nın başı beladaydı. Cumhurbaşkanı olmadan önce bir eyaletin başkanı iken aldığı kıyak kredi ve çıktığı beleş tatiller dillere pelesenk olmuştu.
Cumhurbaşkanı, kadından uğradığı medya linçini durdurmasını istiyordu.
Kadın telefonda koskoca ülkenin koskoca cumhurbaşkanına öyle bir laf etti ki, yankısı dağları delip bizim buraya da ulaşmalı…
……….
Kadının adı Friede Springer. Alman medya imparatoru Axel Sprienger’in dul eşi… Kocasından devraldığı mirası başarıyla büyütüyor. Sahibi olduğu gazeteler arasında Bild de var.
Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Bild’in genel yayın müdürü Kai Dikmann’ı arayıp hakkında çıkan haberleri durdurmasını istediğini Ertuğrul Özkök yazdı.
Ama bir adım geride Kai Dikmann’ın arkasında dimdik duran bir patroniçe olduğunu atladık.
Wulff hızını alamayıp Friede Springer’i de aradı.
Aldığı yanıt, “Biz basın kuruluşlarımızın genel politikalarını belirler, sonrasına karışmayız” oldu.
…………
Avrupa Almanya’dan ibaret değil. Macaristan’a uzanalım. Orada bize benzer işler dönüyor.
Sağ muhafazakar iktidar partisi oyların yüzde 53’ü ile parlamentoda sandalyelerin yüzde 68’ini ele geçirince rahat duramadı. Demokratik hukuk devletinde olması gereken bağımsız kurulları kendine bağlayan, medyayı denetim altına sokan yasalar çıkardı. Son anayasa değişiklikleri Macar halkını sokağa döktü.
Batı basını Macaristan’da olan biteni değerlendirirken “demokrasinin yasal yollardan nasıl ortadan kaldırabileceğinin deney alanı” değerlendirmesinde bulundu.
…………
Axel Springer ile Türkiye’de Doğan Grubu’nun Doğan TV üzerinden ortaklığı var. Doğan Şirketler Grubu’nun başına 1 Ocak 2012’den itibaren Aydın Doğan’ın en küçük kızı Begümhan Doğan Faralyalı getirildi. Başarı diliyorum.
Bu gençleşme operasyonunda Hürriyet’in İcra Kurulu Başkanı Hasan Yılmaz da gitti.
Eski Hürriyetçiler bilir, Orhan Erkanlı’sından Arda Gedik’ine kadar Hürriyet pek çok “Hasan Yılmaz vakası” yaşadı. Bu görevdeki kişileri editoryal ekip her zaman dışlar ve enterne eder.
Medyanın kendine has bir börek tarifi vardır çünkü… Belki de patronlar bu kişilere doğru tarifi vermekte zorlanırlar. “Şunu atacağım, bunu savuracağım” diye yola çıkan adamlar konjonktür elverdiği ölçüde bunu yaparlar, ama sonunda şöförleri ve sekreterlerinden başkasına hükmedemez hale gelirler.
…………….
Macaristan’a benzerken Almanya gibi olmayı istemek…
Ama işte Macaristan’dan beter durumdayız. Macaristan yönetimini eleştirmek için dünya ayakta, biz ise kendimizle başbaşa…
Hayal bile olsa, günün birinde bir medya patroniçesinin iktidarın temsilcisine “Biz genel yayın müdürlerine karışmayız” dediği günleri kim özlemez?
Şimdilik elden bu kadarı geliyor.
Zeynep Göğüş
Bir yanıt yazın