Nouvelles d’Arménie Dergisine göre Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin isteği doğrultusunda Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın onayı alınarak hazırlanan Ermeni Soykırımını inkâr edenlerin hapis cezası almasını öngören yasa tasarısının Fransa Ulusal Parlamentosunda kabul edilmesiyle Türk-Fransız ilişkileri soğurken, muhtemel sonuçları nedeniyle Azerbaycan,Ermenistan,İran ve Rusya önemli gündem yükleniyor.
*
Doğal gaz ve petrol rezervleriyle Kafkasya,Sovyet Birliği’nin dağılması sonrasında büyük güçler arasında mücadele alanıdır -o nedenle,etnik çatışmaları hiç eksik olmuyor.
Çünkü ’90 lı yıllara kadar petrol şirketleri bağımsız devletleri Rusya’ nın etkisinde kabul ederken ABD giderek demokrasisinin politika belirlemesinde önemli unsuru “etnik olgu” yu kullanmaya başlıyor.
Ermeni diasporası ABD için Ermenistan – Azerbaycan üzerinden Kafkasya politikalarının belirleyeni haline geliyor.
Etnik olgu Amerika’ nın bölgeyi öğrenmesine neden olurken,’92 de Amerika’ nın Karabağ sorununun çözümü için Minsk Grubuna dahil olmasıyla başlayan süreç giderek yeni bir gelişimi ortaya koyuyor.
Bugün Amerikanın rakipleri Rusya ve İran ile gittikçe yakınlaşan Ermenistan ve katlanarak artan petrol gelirleriyle Azerbaycan Amerikanın dış politikasında bizzat ilgilenmesi gerekli ülkeler haline gelmiştir -şimdi,ABD’nin Kafkasya dış politikasında Ermeni diasporası çıkarlarının değil Amerikan ulusal çıkarlarının öne geçtiği görülüyor.
*
Başlangıçta dış politikasında her şeyi Rusya’nın öngördüğü şekilde yapan Azerbaycan,kısa süreli bir belirsizlik dönemi ardından Rusya ve İran karşıtlığı,tekrar Rusya yanlısı politika -nihayet,1993’ten bu yana denge politikası uyguluyor.
1992’de Ermenistan’ın Azerbaycan’da yaşanan karışıklıkları fırsat bilerek Hocalı’da yaptığı soykırım,Laçın,Kelbecer,Fizuli,Cebrayıl ,Gubadlı katliamları ve işgalleriyleDağlık Karabağ Azerbaycan’ın en önemli sorununu oluşturuyor.
*
Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ile sorunlarından dolayı bölgesinde izole olmuş, ekonomisi zayıf fakat milliyetçi tavrı üstün bir ülkedir.
Hem SSCB dönemi hem de bugünün siyasal ve ekonomik göstergeleri ışığında, Ermenistan, yurt dışında kuvvetli bir diasporaya sahip bulunuyor-ki, diaspora, Ermenistan’ ın Türkiye ve Azerbaycan politikalarında terör teşvikçiliğinden, ulusal parlementolarda Ermenistan yanlısı bir çok kararın çıkmasına kadar bir çok eylemin odağındadır fakat sonuçta, bunların hepsi Ermenistan’ ın iyice izolasyonundan başka bir işe yaramıyor.
*
Devasa bütçe açığına rağmen hala hüküm verici konumda bulunan ABD’nin yatırım ve talebi arttırmak,işsizliğini azaltmak için çarelerinin giderek tükenmesi,
Avrupa Birliğinde de yüksek borç seviyelerinin finansal istikrara zarar vermesi,yüksek işsizlik, büyümenin frenlenmesi,pahalı banka kredileri, borçlarını ödeyebilmek ve büyümek kaygıları yaşıyan ekonomileriyle küresel sermayenin sallantısına tedbir aranıyor.
Küresel ekonominin büyük müttefiği Fransa zararların tazmini için gözünü Kafkasya’ya dikmiştir!
*
“Ermenistan,Fransa’nın kız kardeşidir”söyleminde Sarkozy’nin isteği soykırımı inkâr edenlerin hapis cezası verilmesi tasarısının yasallaşmasıyla Ermenistan’ın hem Türkiye hem de Azerbaycan’dan toprak talebinden yükselen saldırgan siyasetine verilen prim ve yarattığı ortak tehdit algısı köklü tarihi bağları ve ortak mensubiyet bilincinde Azerbaycan ve Türkiye’nin stratejik ortaklığını iyice pekiştirmesini gerektiriyor.
Dağlık Karabağ Sorunu’nun çözümü konusunda oluşturulan Minsk Grubunda Fransa’nın eşbaşkan olmasına rağmen beklentileri karşılayabilir hiç bir girişimde bulunmayışı,
Ekim’de Sarkozy’in Güney Kafkasya gezisinde Ermenistan/Erivan’da Soykırım Anıtını ziyaret etmesi -fakat, Azerbaycan/Bakü’da Şehitler Hiyabanı’na gitmemesi ve “Dağlık Karabağ’ın Ermenistan için ne olduğunu Fransa’dan daha iyi kimse anlamaz” ifadesi de, Azerbaycan’ın Fransa’ya bakışını değiştirmesi gerekliliğine neden olmalıdır.
Nitekim Azerbaycan’da Fransa’nın yürütmekte olduğu Minsk Grubundaki eşbaşkanlık görevindeki tarafsızlığına şüphe düştüğü kaygısı giderek artıyor.
*
Öte yanda İran;ABD’nin “Hazar Havzasının Enerji Kalkınması Projesi” çerçevesinde Hazar ülkelerinin bağımsızlığı için Rusya’dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması,alternatif ihraç yollarının bulunması,İran’ın Hazar enerjisinde rol almaması -nihayet,havzanın enerji kaynaklarını kullanarak İran’ın tecrit edilmesine yönelik planından rahatsızdır.
Bu plan çerçevesinde ABD ve İsrail ile askeri güvenlik ve AB ile enerji işbirliğindeki stratejik ortaklığıyla Azerbaycan’ı kendini Ortadoğu’dan tecrit edecek bir sürece katılımını nedeniyle suçluyor.
*
Rusya’nın Avrupa’ya gaz sevkinde Güney Akım boru hattıyla ilgili anlaşmalar transit ülke şirketleriyle imzalanmıştır,Almanya dahi,nükleer enerjiden vazgeçmek ve enerji açığını Rusya’dan gaz ithal ederek artırmak düşüncesini geliştirerek Güney Akım projesine destek veriyor.
Ne ki ABD Güney Akım projesinin realize olması durumunda müttefiği Avrupa’nın artan enerji ihtiyacını-üstelik,Almanya’nın da katılmasıyla Rusya’yı güçlendireceği ve giderek AB ve NATO’yu zayıflatacağı ve küresel liderliğini kaybedeceği endişesindedir.
O nedenle AB uluslararası transit proje statüsü,Türkiye Karadeniz dibine boru döşenmesine izin vermiyor.
Fransa çıkardığı yasa vasıtasıyla Azerbaycan’ın en önemli Dağlık Karabağ sorununda Ermenistan’a koz, ABD,AB ve İsrail ile uluslararası anlaşmalar ve angajmanlar yapan Azerbaycan’a göz dağı veriyor.
Güney Akım projesine karşı, kaynağı AB’ye uzak ve sorunlu Türkmenistan ve İran’dan ve deniz midir,göl müdür durumuyla statüsü belirli olmayan Hazar’dan kaynaklanan belirsizlikleriyle Nabucco Projesi ileri sürülüyor!
Fakat, Azerbaycan Nabucco hattının yüksek maliyeti nedeniyle başka projelerin desteklemesi düşüncesini geliştiriyor!
*
Ne ki İran “Güney Akım”ı besleyecek olan Trans-Hazar Boru Hattı Projesine tepkilidir-çünkü,Hazar’a kıyısı bulunan devletlerden yalnızca Azerbaycan’ın askeri imkânlarını modernleştirmek amacıyla ABD ile işbirliği yapması -üstelik, İsrail’den temin ettiği insansız hava uçaklarıyla hem Ermenistan’da keşif hem de İran’ın nükleer faaliyetleri izlemesinden rahatsızdır. İran’ın derinleştirdiği askeri istihbarat çalışmalarından dolayı Azerbaycan’a karşı tepkisi büyüyor,sonuçta,”Azerbaycan iktidarının İslam karşıtı adımlar atmaya devam etmesi durumunda Tebriz’deki başkonsolosluğun faaliyetlerini durdurmakla tehdit etmeye varan baskı politikasını uyguluyor.
İran sınırları içerisinde yer alan “Güney Azerbaycan” daki Türk nüfusunun varlığı da İran’ın Güney Kafkasya’da ABD-AB ve İsrail’in var olma savaşımında yumuşak karnını oluşturuyor.
*
Tecrit edilmek istenen bir İran’ın arkasında olan ve ülkesinde kışkırtılan bir kısım halka rağmen Rusya boru hatları üzerinde rekabetinde Ortadoğu’da,Güney Kafkasya,Hazar’da nufuz oluşturabildiği taktirde yeniden süper güç olmak stratejisinde ısrarla yolundadır.
Bir yanıt yazın