28 Kasım’da Mısır’da Yüksek Askeri Konsey’in İlkeler Programı çerçevesinde başlayan parlamento seçimleri,ulusal kurtuluş hükümetinin kurulması,tam demokratikleşme taleplerinin tartışıldığı bir ortamda yapılıyor.
Kahire Tahrir Meydanında çatışmaya dönen,kana bulanan ve giderek yayılan tartışmaların ana fikri, 1967’de Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya girdiklerinde attıkları,”Muhammed öldü,arkasında sadece kızlar bıraktı”sloganına karşı geliştirilen,”Ey Yahudiler!Mübarek dönemi asla geri dönmeyecek”sloganı çerçevesinden beliriyor ve ülkeyi yöneten Askeri konseyin derhal çekilmesi isteniyor.
Ne oluyor?
*
2009’da küresel finans krizi reel sektör krizine dönüştüğünde gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme oranı binde 8 iken, Hüsnü Mübarek yönetiminde Mısır,yüzde 3.5’u özel,yüzde 1.2 si kamu sektörünce sağlanan yüzde 4.7 büyüme ve 190 milyar dolarlık ekonomik büyüklüktedir.
83 milyon nufusu ve her yıl 700 bin kişinin işgücüne katıldığı Mısır’da işsizlik yüzde 9.4, enflasyon yüzde 10’u buluyor.
İhracatı en önemli kalem ham petrolle 25 milyar,ithalatı 48 milyar dolardır ve 8.1 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye çekiyor.
Ne ki Mısır 2010 itibariyle giderek petrol ithalatçısı oluyor,kamu harcamaları,dış ticaret açığı yükselirken, gıda da dışa bağımlıdır ve dış borç GSMH’nın yüzde 80’ini aşıyor.
Ya gelir dağılımı?Yabancı yatırımcıları çekmek için sert ekonomik reformlar yoksullarla zenginler arasındaki uçurum oluşturmuştur -ki,Mısır’daki ayaklanmanın başlıca nedenlerinden sayılıyor.
Önemli gelir kaynaklarından Süveyş Kanalı ile turizm gelirleri uluslararası daralma nedeniyle son yıllarda düşüyor.
*
Türkiye modelinden de esinlenerek bu tablosuyla Mısır’ın küresel pazarların güvenliği için sosyo-politik olarak Arap İslam Coğrafyasına örnek olmasını teminen;milli gelir ve reel hayat arasında oluşmuş derin uçurumda halklarının tepkisini yönlendirerek,yüzyıllık köhne yargıları ve iktidar olmak hırslarından yakalanan ve kendi sivil toplum örgütleri, sendikaları,medyası ve anında harekete geçebilecek kamuoyu oluşturma mekanizmalarıyla islamcı burjuvazi ve sermaye birikimi oluşturmak-bu suretle,küresel pazar ekonomisine entegre olabilmek karşılığında bölgenin her türlü güvenliğinin sağlanması eşitliği üzerinden devlet ve rejim yapılandırılıyor.
*
Mısır’da ilk tur seçim sonuçlarına göre Müslüman Kardeşlerin siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi oyların yüzde 36.6 sını,
Selefi El Nur Partisi yüzde 24.4 ünü,Liberal Parti liderliğinde Mısır İttifakı yüzde 13.4,Liberal eğilimli Vefd Partisi yüzde 7.1 ve Müslüman Kardeşlerden ayrılan Vasat Partisi yüzde 4.3 oy almıştır.
İslamcı partilerin oylarının yüzde 60’ı aştığı görülüyor- ne ki, yeniden biçimlendirilen Mısır’ın tartışmaları ve kavgası da bu noktadan çıkıyor.
*
Hürriyet ve Adalet Partisinin felsefesi ve öğretisi,”Allah İslam’ı tüm beşeriyete vahiy eylemiş, beşeriyet bu sayede insanın insana kulluğundan kurtulma imkanı bulmuştur.Çağdaş sosyopolitik etmenlerle beslenen İslam tarihinin ışığında müminler, kendi sorunlarını ancak devrimci İslami diriliş, yani şeriatın tesisi aracılığıyla oluşacak ve onunla başarı şansı bulacak bir İslami ideoloji oluşturmak suretiyle kendi sorunlarını çözebileceklerdir”esasına dayanıyor, ilerici ve ulusalcı güçlere karşı duruluyor!
Selefi El Nur Partisinin felsefesi ve öğretisi ise itikadi konularda akla yer vermeyen, sadece Kuran’dan ve sünnetten nakil
hareketine dayanıyor.
Vasat Partisi Türkiye’de AKP’nin kuruluş felsefesi ve programındadır,ılımlı islamcı ve liberal!
*
El Nur Partisi Hürriyet ve Adalet Partisini ABD ve Mısır Ordusuyla birlikte hareket etmekle suçlamaktadır.
Bu Müslüman Kardeşlerin ilişkilerini Batı ve İsrail lehine sürdüreceklerini, otokratik bir yapıyı, eski rejimin hâlâ süren varlığını,
Mısır Ordusunun yeni yapılacak anayasada vesayet sistemini devam ettirecek ısrarını,demokratik sistemin bahanelerle ertelendiğini -o yüzden,yapılacak seçimlerin sonucu değiştirmeyeceğine olan inanca işaret ediyor.
O nedenle Hürriyet ve Adalet Partisi de El Nur Partisini şiddet olaylarına katılmakla suçluyor.
Yüksek Askeri Konsey ise Tahrir Meydanından ülkeyi karıştıranları,”Mısır’ı istikrarsızlığa sürükleyenler”olarak tanımlıyor.
Suçlamalar,tartışmalar ve kana bulanan meydanlarla islami partilerin aralarında bu keskin sürtüşmelerin seçimlerin ardından yarının Mısır’ını nasıl biçimleyeceğine dair formül ise biliniyor!
*
Yeni Mısır’da tıpkı 12 Eylül 1980 ve sonrasındaki Türk Ordusunun hasletlerinde Mısır Ordusunun Yüksek Askeri Konseyi; vesayetinde islamcı burjuvazi ve sermaye birikimi oluşturma ve oluşturduğunu küresel pazarların güvenliğine sunma görevi başındadır.
Bir medeniyeti-mesela,Türkiye’yi arkasında medyanın susturulmasıyla iletişim özgürlüğünün,siyasi partiler,dernekler ve sendikaların kapatılmasıyla ifade özgürlüğünün,Yüksek Eğitimde çıkarılan yasalarla özgür düşüncenin, binlerce insanın kat’ledilerek,işkencelerden geçirerek ve yurttaşlıktan çıkararak temel insan haklarının kısıtlanmasıyla Çağdaş İnsan-Çağdaş Ülke olmak idealinden belki yüzlerce yıl geriye atan -bu kez,12 Eylül Anayasasının Mısır’a adapte edilen versiyonu “Demokrasi”adına uygulanmayı bekliyor.
*
Hey -işte bu yüzden,Büyük Atatürk,”Ulusal benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır”diyor.
Bir yanıt yazın