YDÜ’nün CERN’e Katkısı

 

CERN Tüneli

Serde Mühendislik’te var.

Dolayısıyla Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider – LHC) kurulmaya başlandığı günden beri ilgimi çekmekte.

Ne vakit bu konu ile ilgili bir haber bulsam soluk almadan okurum.

Haftanın bir günü Yakın Doğu Üniversitesi İnovasyon Merkezi Binasında ders veririm. En keyifli günlerden birisidir benim için o gün. Çünkü 18 Ekim 2008 tarihinde devreye giren Süper Bilgisayarlar oradadır. Onların homurtusunu duymak beni başka türlü etkiler.

Bütün Kıbrıs adasında, güneyinde de kuzeyinde de süper bilgisayar sadece Yakın Doğu Üniversitesinde, “YDÜ İnovasyon Merkezi”nde bulunmakta.

Son 20 yıldır öğretim üyeliği yaptığım üniversitem, 11 Haziran 2007 tarihinde, IBM Türk ile “YDÜ İnovasyon Merkezi” kurulması hakkında protokol antlaşması imzalamış, KKTC’de bir ilki daha gerçekleştirmişti. Yapılan antlaşmanın mürekkebi daha kurumadan aynı gün, “Süper Bilgisayar”ın kurulum çalışmaları başlatıldı ve Nisan 2008 başında da süper bilgisayarın tüm kuruluş çalışmaları ve denemeleri tamamlanarak bilim dünyasına kazandırıldı.

Bu süper bilgisayarlar 2 tane. Birisi tüm işlemleri ve matematiksel analizleri yaparken, diğeri de bu sonuçları insanların algılayabileceği şekilde görsel veya yazılı hale getiriyor. İkisi de iyi dostlarım benim.

Analizleri yapan birinci süper bilgisayar, dörder çekirdekli İntel işlemcilerin kullandığı toplam 1280 adet 4’lü çekirdeğe sahip ve 12 Terra byte işlem kapasiteli. Bunu, yan yana dizili, birbirlerine kablolarla bağlanmış yaklaşık 2500 adet, en son modelden bilgisayarlar zinciri olarak da hayal edebilirsiniz.

İkincisi ise 3 Terra byte işlem kapasiteli ve IBM’in yeni nesil Cell teknolojisi esasında kurulu. Bunun görevi, birinci bilgisayarın bulduğu sonucu büyük boyuttaki ekranına yansıtması ve görüntüleri anında üç boyutlu hale çevirebilmesi.

Dünyada az sayıda üniversitenin sahip olduğu süper bilgisayarları daha geniş akademik topluluğun kullanımına açmak amacıyla Avrupa Birliği’nin başlattığı 7. Çerçeve programı hayata geçirildi. YDÜ İnovasyon Merkezine ait süper bilgisayarlar bu ağ içinde yerini daha kurulduğu günden almış, homurdanmaya başlamalarının ertesi günü de yüzyılın deneyi olarak bilinen ve Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi(CERN) tarafından yürütülen Büyük Hadron Çarpıştırıcısından (Large Hadron Collider – LHC) elde edilen sonuçları almaya ve hesaplamaya başlamıştı.

10 milyar dolara mal olan 27 km uzunluğundaki bu “Büyük Hadron Çarpıştırıcısı” makinesi, erken dönem evrenle ilgili başka pek çok sırrı çözmek amaçlı üretildi.

1964 yılında Peter Higgs adlı bilim adamı, fizikçilerin evrenin oluşumu ile ilgili yarattıkları “Standart Model”de, atomun meydana gelişi yani kütlenin oluşumu ile ilgili “etkeni”, teorinin içine doğru bir şekilde yerleştirmeyi başardı. Bu etkene, “Higgs bozonu” veya da Higgs’in hiç hoşlanmadığı bir tanım olan “Tanrı Parçacığı” adı verildi.

Higgs bozonu diye adlandırılan bu atom altı unsur, günümüz fiziğinde elektronları, fotonları ve kuramsal zerrecikleri (kuarkları) anlamamıza yani parçacıkların neden kütleye sahip olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

Doğada, evrenin bir yerlerinde her an binlerce belki de milyonlarca kez gerçekleşen bir olayı daha kontrollü koşullarda ve kayıt altında tekrardan gerçekleştiriyor ve analiz ediyor bu dev boyutlardaki makine. Gerçekten de “Büyük Hadron Çarpıştırıcı”nın çalışmaya başlamasından bu yana küçük parçacıkları çok yüksek enerji seviyelerinde milyarlarca kez çarpıştırarak bir nevi erken dönemdeki “Büyük Patlama” yaratıldı ve “Kara Delik” oluşturuldu bu makinede.

Laboratuar ortamında olduğu için yaratılan bu “Kara Delik”ler çok küçükler ve oluşur oluşmaz da yok oluyorlar.

Salı günü yapılan açıklamada Higgs bozonunun varlığı kesin teyit edilmedi ama 125 GeV enerji seviyesinde rastlandığından söz edildi.

Yakın Doğu Üniversitesi’nin de içinde büyük katkıları olan bu sonuç, evrenin oluşumu ile ilgili verilere insanoğlunun bir adım daha yaklaşmasını sağlayacak.

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@atun.com

http://www.ataatun.com 

16 Aralık 2011

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir