Yeni Türkiye ve İleri Demokrasisi;Başbakan ve AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın muhalefet partileri karşısında gücü,kitleler üzerinde etkileşim yeteneğine rağmen siyasi parti olmadığı halde Fethullah Gülen cemaatinin ülke politikalarını domine eden gücünün oluşturduğu çarpık tablo nedeniyle tartışılıyor.
Gülen’in Mayıs Kastamonu’da Erdoğan’ın konvoyuna yapılan saldırıyı kınayarak,”Cenab-ı Allah’tan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı bu millete bağışlamasını”dileyen geçmiş olsun mesajına rağmen geçirdiği ameliyat sonrası tek bir satır “geçmiş olsun” temennisinde bulunmaması,
Gülen’in Erdoğan’ın İsrail,demokratikleşme ve AB söylemlerine farklı yaklaşımları ya da şike yasasıyla AKP ve Gülen cemaati arasında çıkan ayrışmada cemaatin yakını bir köşe yazarının, “AKP kendi sandalyesini tekmeliyor”sözü;
Sahi,Başbakanlık bir cemaatin vesayeti altında mıdır?Bu vesayet nereden kaynaklanıyor? Acaba 10-15 yıllık bir ittifakın sonuna mı geliniyor tartışmalarına yol açıyor.
*
Said Nursi’nin Nur Cemaati Hilafetin merkezi konumundaki Osmanlı Devletinin yıkılması ardından din ve mukaddesata dair ne varsa hepsine çağdaşlaşma adı altında Batı felsefesiyle cephe alan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tahribatına karşı durabilmek iddiasından geliyor!
Hareket öncelikle tahribatın siyasi yolla tamir edilmesi halinde dinin siyasete alet edilmesi karşılığında muhaliflerin de dine muhalefet edeceği kaygısıyla siyaseti boşluyor-yerine, iman hakikatlerinin manevi cihadla neşredilmesini daha doğru görüyor.
Kemalist Devrime Kastamonu Lahikasında “Rejimi reddetmek ne vazifemizdir,ne de kuvvetimiz var ve ne de düşünüyoruz, ve ne de Risale-i Nur izin veriyor. Fakat biz kabul etmiyoruz, amel etmiyoruz, istemiyoruz. Red başka, kabul etmemek başkadır; amel etmemek daha başkadır”ifadesiyle sivil itiatsizlikle tavır alınıyor ve cemaatin devlet ilişkilerinde yeni bir yaklaşımının inşası geliştiriliyor.
*
Fethullah Gülen,2.Dünya Savaşı ardından ABD Başkanı Truman’ın,”Komünizmi Çevreleme Stratejisi” çerçevesinde Türkiye’de kurdurduğu Komünizme Karşı Mücadele Derneklerinin Erzurum örgütü üyesiyken, Seferberlik Tetkik Kurulunun “Nur Cemaati”ne ajan olarak sızdırdığı kişidir.
Ya da bir zaman Cumhuriyet Baş Savcısının iddianamesinde lâik,demokratik ve sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyetini sona erdirip,yerine şer’i yasaların hakim olduğu İslam devletini kurmak için okullarında beyinlerini yıkadığı gençlik ile oluşturacağı toplumu planlayan kişi!
*
1970’lerde Başkan Carter’ın,”Yeşil Kuşak Projesi” kapsamında islamcı-liberal bir İslam reformu için Türkiye’de bazı siyasi çevrelere “ılımlı islam”siyasetinin,bu amaçla Nur Cemaatinin ve bizzat Fethullah Gülen’in teşvikiöngörüldüğünde,Gülen;Ankara’da Işık Evleri’ni kurmaktadır.
O sıralarda İran İslam Devrimi,Filistin Kurtuluş Mücadelesi, Sovyetlerin Afganistan müdahalesi,Kürt Özgürlük Hareketi,İslam Coğrafyasının giderek islami-liberal yapıya oturtularak küreselleşen siyasete uyarlanması gereği yanında, demokratik geleneği yüksek fakat demokratik sol güçleri kıpırdanış içinde olan Türkiye Cumhuriyetinin restorasyonu da gerekli görülmektedir!
Teminen Işık evlerinde eğitilen kadro 12 Eylül 1980 askeri darbesini de örgütleyen süreci geliştirirken 1920’li Cumhuriyet Devriminin de aşılmasının öncülüğünü yapıyordu!
*
Gülen cemaati 12 Eylül askeri cuntasının NATO’cu karakteri ve ikinci cumhuriyetçiliğe açtığı yoldan hareketle Atatürk Milliyetçiliği yerine Türk-İslam Sentezini ikame etmeye başlarken -öte yanda, Işık evlerinde yetişen kadrolar devlet bürokrasisini şekillendiriyor ve Türkiye küreselleşen sermayenin çıkarlarına uygun hale getirilirken;
Giderek darbenin demokratik güçleri ve solu baskılanmasından faydalanılıyor, hem devlet bürokrasisi hem toplumsal örgütlenmenin ötesinde devlet kurumlarında -üstelik, tamamen devletin bilgisi ve kontrolü altında etkili olunmaya başlanıyordu.
1996’da İslami hareketin önderi konumunda Refah Partisi birinci siyasi parti haline gelirken, hükümet olmanın fırsatıyla hem merkezi hem yerel idarelerde -daha sonra, AKP’ye kurucu olacak kadrolar yetiştiriliyordu.
Cemaatin -bugün,Türkiye’de 236 okulu, dış ülkelerde 280 okulu, 200 den fazla vakıf ve 211 ticari şirketi bulunuyor.
Mütemadiyen evrilen bu gücüyle Gülen cemaatini,AKP hükümetinin yükümlüsü olduğu, “Yeşil Kuşak Projesi”nin son şekli “Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı” projeleriyle İslam Coğrafyasında ılımlı islam-liberal siyasi yapının kurulması misyonundan ayrı düşünmemek gerekiyor.
*
Nitekim zamanla o gençlik yetişmiştir; Polis Okulları,Akademilerden bugün Emniyette bilhassa atamaların belirlendiği Personel Dairesinde,teknik takip,izleme,dinleme faaliyetleri olarak yürüten İstihbaratta ve narkotik,mali, kaçakçılık,organize,bilişim suçları gibi örgütlü suçlarla ilgili KOM Dairesi Başkanlığı ve bağlı şube müdürlüklerinde örgütlenilmiştir.
Türkiye’nin siyasal ve toplumsal sistemi,yargı,asker-sivil ilişkilerinde Atatürkçü kuruluş ideolojisi vesayet olarak ele alınmış,Atatürkçü vesayet;merkezi,seçkinci ve otoriter bir zihniyet ile Türkiye’nin tüm sosyal, politik ve uluslararası sorunlarının çözümünü zorlaştırmaktadır düşüncesinden hareketle ve AKP iktidarının kolaylamasıyla Yüksek Yargı ve Askeri bürokrasi yanında Atatürkçü ideolojisinde CHP’nin denetim altına alınma süreci de tamamlanmış ve vesayet sonlandırılmıştır.
TBMM aşılarak parlamenter demokrasiyi, Bakanlık sistemi aşılarak kamu yönetimi örgütlenmesini by-pass ettirerek, kamu gücü ve kamu yetkilerini kullanan “Özerk Kurumlar”da;Kamu İhale Kurumu,Telekomünikasyon Kurumu,Endüstri Bölgeleri,Enerji Piyasaları,Sermaye Piyasaları,Sigorta Kurumu,Para Piyasaları Kurumu vs.vs de halkın iradesi ekonomik işleyişten uzaklaştırılmış ve cemaatin adamları Özel sektör holdinglerinde de kilit yönetimleri tutmuştur!
Cemaat sağlık,konut,eğitim,güvenlik,sosyal güvenlik,sosyal hizmetler gibi kamu hizmetlerinin çoğunun yapıldığı Merkezi Yönetimlerde ve Belediyeler,il özel idareler ve köylerin Yerel Yönetimlerinde de,ekonomik kalkınmanın gereksinimi yatırımların artması işlevinde Yatırım Ajansları, Belediyelerin ve Köylerin Altyapılarını Destekleme idarelerinde yerleşik bulunuyor!
Askeri bürokrasinin denetim altına alınması da yapılan tasfiyelerle sonuçlandırılmış,savunma, güvenlik ve istihbarat konularında sivil kesim ile askeri kesim arasındaki bilgi asimetrisi denetim altına alınmış bulunuyor.
*
Bu muazzam örgütlülük bir tek şeyi gösteriyor;Fethullah Gülen cemaati Türkiye’nin yeni derin devletidir!
Başka bir anlatımla bu,Gülen cemaatinin millî güvenlik siyasetinin tayini ve tespitini yaptığı ve uygulaması ile ilgili kararları aldığı ve gerekli kurumlar arası eşgüdümün sağlanması konusunda görüşler bildirdiği anlamına geliyor.
Yürütmede hükümet,yasamada TBMM ve yargı işbu esastan görev alıyor!
*
Cemaat ve AKP iktidarı arasında -elbette,bir ayrışma yaşanmıyor.
“YeniTürkiye ve ileri demokrasisinde” Gülen cemaati ülke politikalarını domine eden gücünü derindeki konumuna yerleştirirken,
Yaratılan “Kol kırılır yen içinde kalır” görüntüsüyle yüzeyde AKP ve denetim altına alınmış yeniCHP, MHP ve BDP’li Türkiye, ılımlı islam-liberal siyasetiyle Arap İslam Coğrafyasına model oluyor.
Ne ki Çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Atatürk,”Baylar ve ey millet!İyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler,mensuplar memleketi olamaz.En doğru ve en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır”diyor.