“İslamî bankacılık” olarak da adlandırılan faizsiz bankacılık modeli, Avrupa ülkelerinde giderek daha fazla ilgi görüyor. Deutsche Welle Ekonomi Servisi’nden Ulrike Hummel’in haberi…
Kuveyt Türk Katılım Bankası Almanya’da İslamî kurallara göre faaliyet gösteren ilk banka. Bu bankacılık sisteminde faiz almak ya da faiz ödemek, ticari rizikonun tek taraflı üstlenildiği gerekçesiyle yasak. Örneğin, Ali bir bakkal dükkânı açıyor. Herhangi bir bankadan kredi aldığı takdirde iş rizikosunu tek başına üstleniyor. Az müşteri gelir ve zarar ederse, aldığı kredinin yanı sıra faizlerini de bankaya ödemek zorunda. Ancak bu durumda banka, zarar eden bakkal dükkânından, faiz yoluyla kendisine bir kazanç sağlamış oluyor.
“İslamî bankalar” ise riskin iki taraflı olarak paylaşıldığı bir düzenlemeye gidiyor. Örneğin Kuveyt Türk Katılım Bankası Mannheim Şubesi faiz yerine “katılım finansmanı” sağlıyor. Banka, bir işletmeciye “katılım finansmanı” sağladığında işletmenin zarar ya da kâr etmesi durumunda banka da bu kâra ya da zarara ortak oluyor. Ayrıca Mannheim Şubesi Müdürü Uğurlu Soylu bazı sektörlerde ticarî girişimlerin de yasak olduğunu belirtiyor:
Faizsiz bankacılıkta hangi alanlar tabu?
Soylu, “Bu özel sisteme sahip bir katılım bankası olarak, alkol, domuz eti, pornografi ya da silah endüstrisi ile ilgili faaliyette bulunan ticarî işlere girmiyoruz. Bunlara kamu zararına olan her iş alanı da dâhil“ diyor.
“İslami bankacılığı” diğerlerinden ayıran bir özellik de reel sektörle olan ilişkisi. Yatırımcının İslamî kuralları esas alıyorsa somut bir ürüne veya işletmeye yatırım yapması şart. Uğurlu Soylu nakit akışının mutlaka reel bir amaca hizmet etmesi gerektiğini söylüyor: “Bunun makroekonomik açıdan önemi büyük. Kredi sektörü reel sektörle tutarlı ve uyumlu bir biçimde büyümeli ki kredi balonu oluşmasın.”
Ancak Almanya’nın ilk İslamî bankasının sunduğu hizmetler henüz sınırlı. Mannheim’daki Kuveyt Türk Katılım Bankası’na müracaat eden yatırımcılar, bankada bir mevduat açtıkları zaman, İstanbul’daki merkez şube üzerinden Türk işletmelere yatırım yapabiliyorlar. Ancak henüz Almanya’da yatırım yapma imkânı bulunmuyor. Bunun nedenini Mannheim Şubesi Müdürü Uğurlu Soylu şöyle açıklıyor: “Bu sınırlı bankacılık lisansımızı değiştirmek için bir süredir çaba gösteriyoruz. Nihayet sonuca vardık. Artık daha geniş alanda hizmet sunmak istiyoruz.”
Sistem nasıl işliyor?
Mannheim Şubesi kredi isteyen müşterilere iki seçenek sunuyor: Banka – kâr ve zararı paylaşmak prensibiyle – market açmak gibi somut bir ticari projeye katılabilir. Ya da bir konut kredisi söz konusu olduğunda, banka istenen konutu kendisi satın alıyor ve geçen zaman içerisinde değer kazanması sonucu ortaya çıkan fiyat üzerinden konutu tüketiciye satıyor. Tüketici, konutun ücretini taksitle ödüyor. Denetim ve danışmanlık hizmetleri sunan Ernst & Young’ın vergi danışmanı Leila Momen ikinci seçeneğin sakıncaları olabileceğini belirtiyor:
“Satın alma ya da satılma işlemi için İslami bankacılık sistemi tercih edildiğinde sorun iki katı emlak alım vergisi ödüyorsunuz. Bu oldukça pahalı bir finansman sağlama yöntemi ve açıkçası şu anda hayata geçmesi mümkün değil.”
İslamî bankacılık sistemiyle gayrimenkul alındığında ortaya çıkan ikinci ek masraf da banka kâr elde ettiği için ödenecek katma değer vergisinin artması.
İngiltere ve Fransa ’da hızla yayılan İslamî bankacılık, Almanya’da henüz Federal Finansal Denetleme Kurumu (BaFin) tarafından inceleme altında. BaFin’den Johannes Engels, İslamî bankacılığın kendileri için çok önemli bir konu olduğunu 2012 yılının Mayıs ayında bu konuda bir konferans düzenleneceğini söylüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Hummel, Ulrike / Çeviri: Deniz Eğilmez
Editör: Ercan Coşkun
ileKrize ‘faizsiz bankacılık’ alternatifi | Ekonomi | Deutsche Welle | 09.12.2011.
Bir yanıt yazın