A.A. / DHA
Terör örgütü PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle Roj TV hakkında Danimarka’da açılan kapatma davasında mütalaa okundu. Savcı mütalaasında, Roj TV’nin daha önce yayın yapan ve PKK ile bağlantısı olduğu için kapatılan Med TV ile Medya TV’nin devamı olduğunu hatırlattı.
Savcı Jepsen mütalaasında, 1999 yılında İngiltere’nin Med TV’yi, 2004 yılında daFransa’nın Medya TV’yi yasakladığını ve yayınlarını durdurduğunu hatırlatarak bu televizyonların da yayınlarında terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptıklarını ve bu nedenle mahkeme tarafından yasaklandıklarını bildirdi.
Adı geçen bu televizyonların yayınlarının yasaklanmasından sonra Roj TV’nin yayına başladığını kaydeden savcı, bu nedenle Roj TV’nin Med ve Medya TV’nin devamı olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’de yaşanan demokratik gelişmeler ile birlikte insan hakları alanında yaşanan gelişmelere de değinilen mütalaada, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan halk ile ilgili olarak da demokratik alanda iyileştirmeler yapıldığı, yeni düzenlemelere gidildiği kaydedildi. Mütalaada, savcılığın Türkiye’yi savunmadığı belirtilerek, Türkiye’de yaşanan düzenlemelere değinildiği kaydedildi.
“YAYIN LİSANSI KURALINA UYMADILAR”
Savcı Jepsen mütalaasında yine, Roj TV’nin Danimarka TV Radyo Kurulu’ndan yayın lisansı almak için müracaatta bulunduğu, bu başvuruda Roj TV’nin ana merkezinin Kopenhag’da olacağının ve programlar ile kararların buradan alınacağı bildirildiği ancak buna uyulmadığı, programlar ile birlikte televizyon ile ilgili kararların da Belçika’daki Roj Nv adlı program şirketinde alınarak yürütüldüğüne dikkati çekti.
Aynı zamanda Roj TV’ye dışarıdan program yapan Roj Nv’ye ait 4 telefon hattına da işaret eden savcı, bu telefonların Türkiye ve Kuzey Irak’taki irtibatlar için kullandığını mütalaasında yer verdi.
İRANLI ESKİ MÜDÜR ÖNEMLİ TANIK
Savcı Jepsen mütalaasında, Roj TV’nin eski İranlı müdürü Manouşehr Zoonozi’nın mahkemede verdiği ifadelerine de değindi. Zonoozi’nin çok önemli tanık olduğunu bildiren savcı, avukatın iddia ettiği gibi Zonoozi’nin kanaldan alacak verecek meselesi nedeniyle işten atıldığı için intikam peşinde olmadığını belirtti. Savcı ayrıca, Zonoozi’nin 2006 yılından, kovulduğu tarihe kadar terör örgütünün televizyon üzerindeki baskısını bildiğini söyledi.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜ”
Savcı mütalaasında, İranlı eski müdürün hala tehdit altında olduğunu, şu anda bile polis koruması altında tutulduğunu, bundan sonra da normal bir hayatı olamayacağını kaydetti.
PKK’nın terör örgütü olduğunu ve AB ile birlikte ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkenin bu örgütü terör listesine aldığını kaydeden savcı, örgüt tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen terör saldırılarında kadın ve çocuklar ile birlikte çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Danimarka istihbaratı içindeki bir birimin terör örgütü PKK’yı izlediğine işaret eden Savcı, bu birim tarafından elde edilen bilgi ve analizlerin Türk istihbarat birimlerinden alınmadığına özellikle dikkat çekmek istediğini söyledi.
Mütalaasında PKK’nın bir terör örgütü olduğuna dikkat çeken savcı, Roj TV’nin de bu örgütün propagandasını yaptığını kaydetti.
Duruşma ertelenirken, haftaya görülecek duruşmada, avukat dava ile ilgili son savunmasını yapacak. Ocak ayı içinde de mahkemenin dava ile ilgili kararını vermesi bekleniyor.
BAĞIŞ: DANİMARKA’DA ÇOK ŞEY DEĞİŞMİŞ
Kopenhag’daki temaslarını tamamlayan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da Türkiye’ye dönmeden önce yaptığı basın toplantısında görüşmeleri hakkında bilgi sundu.
Bağış, “Ben bu seyahati önceki seyahatlerimle kıyasladığım zaman gerçekten çok şey değiştiğini, Danimarkalıların Türkiye’nin potansiyelini daha iyi kavradıklarını gördüm. Geçen yıl konuştuğumuz konularla bu kez konuştuğumuz konulardaki farklılıkları değerlendirdiğim zaman, Türkiye’nin ekonomik gücünün çok daha öne çıktığını, bölgede oynadığı rolün çok daha takdir edildiğini gördüm, bu da beni umutlandırdı. Tek sorun Roj TV, o konuda da bağımsız yargının gerekeni yapacağına inanıyorum. Danimarka müttefikimiz, birbirimizi korumak zorundayız. Bunun sadece bizim değil, AB’nin de bir sorunu olduğunu dile getirdim” dedi.