Türkiye,Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe’nin önerisiyle katılacağı ve Suriye’ye yaptırımlar- insani yardım koridoru başlıklarının tartışılacağı Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının Daimi Temsilciler Komitesi toplantısına Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan vetosu nedeniyle katılamıyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,”AB’nin en önemli stratejik güce sahip ülkelerinin iradesi bu kadar kritik tarihi bir aşamada bir küçük ülkenin kaprislerine boyun eğdi” derken,ilk kez Suriye’ye karşı askeri seçeneğin masada olduğuna da dikkat çekiyor!
ABD Doğu Akdeniz’in Suriye kıyılarında George Bush uçak gemisi eşliğinde savaş gemileriyle bayrak gösterirken,Rusya Aralık ayında Suriye Tartus üssüne Amiral Kuznetsov uçak gemisi refakatinde savaş gemilerini göndermeye hazırlanmaktadır.
İran,NATO’dan bir askeri tehdit karşısında Türkiye’de bulunan NATO füze savunma tesislerini vuracağı tehditindedir.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Tommy Vietor,Suriye’ye yönelik yaptırımları nedeniyle,”Başka ülkelerde Türkiye’den örnek almalıdır”açıklamasında bulunuyor.
*
Müthiş bir keşmekeş yaşanıyor!Brüksel’de toplanan Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Komitesi’nde Fransa ve ABD’nin, Türkiye sınırında ve Suriye içinde tampon bölgeye eşdeğerde,askeri kontrol altında insani koridor kurulması önerisini de görüşülmektedir.
Fransa’nın toplantının Suriye’yle ilgili bölümüne Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da katılması yönündeki önerisi Almanya ve İngiltere başta olmak üzere çok sayıda ülke ve AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton tarafından olumlulanır ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi bilgilendirilirken, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan’ın vetosuyla reddediliyor.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Suriye’den Ortadoğu bölgesine dair etkin politikaları nedeniyle başka ülkelere örnek gösterdiği Türkiye’nin ilişiklendiği insani koridorların kurulması görüşmelerini engelleyen Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan vetolarının ne anlama geldiğini düşünmek; Ortadoğu keşmekeşinin anlaşılmasına yetiyor.
*
ABD küresel toparlanma için güçlü bir Amerika’ya duyulan ihtiyacın Avrupa ile birlikte sağlanacağından yanadır. Şimdilerde müştereken ekonomik etki güclerini kaybederlerken yeniden Arap İslam ülkelerinde,Suriye’de,İran’da rejim değişiklikleri üzerinden kayıplarını tazmin etmeye çalışıyorlar.
Buna karşın NATO; Avrupa’yı Kitle İmha Silahı taşıyan balistik füzelere karşı “Füze Kalkanı” denen savunma sistemiyle korumayı planlıyor.
Ne ki Güney Kafkasya’dan kuzeye sıkıştırıldığı zehabında Rusya Avrupa’ya yerleştirilecek Füze Savar Sisteminin topraklarının büyük kısmını kapladığı ve ulusal tehdit oluşturduğu savında,direnmektedir ve anlaşmazlık halinde Avrupa sınırlarındaki taktik füze grubunu arttıracağını ve stratejik silahların azaltılması anlaşmasından çıkacağını, uzay ve hava savunma sistemlerinin kurulmasını hızlandıracağından hareketle yeni bir küresel silahlanmanın ikazını veriyor.
*
Bu tartışmanın başladığı ve Füze Savar Sistemi Radarının Türkiye toprakları üzerinde konuşlanması planlandığı günlerde Türk hükümeti sistemin İran ve Suriye gibi ülkelere karşı olduğu ana fikrinden hareketle ilgili ülkelerle gerilim yaşayan bir ülke olmamak savıyla planı reddetmekteydi.
Üstelik, NATO Strateji Belgesinde “AB üyesi olmayan NATO” ülkesi olarak anılmasından bahisle,”AB üyesi olmayan NATO müttefiki Türkiye” olarak Avrupa güvenliğine katkısının olabilmesi için öncelikle Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasına dahil edilmesi gerektiğini ileri sürmekte ve AB üyesi Kıbrıs Rum Yönetiminin Türkiye’nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasına girmesini engelleyen politikasından rahatsızlığını ifade etmekteydi!
*
Ne ki bir süre sonra Türk hükümeti Füze Savar Radarının topraklarında konuşlanmasına izin verirken Kıbrıs Sorununda da keskin bir u dönüşü yapıyordu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu,”Yıl sonuna kadar Kıbrıs Türk ve Rum kesimlerinin birleşme şartlarında anlaşmaları halinde 2012’de referandum yapılabileceği ve 2012 Temmuz’unda birlikte Kıbrıs Cumhuriyetinin Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralmaları” çağrısında bulunuyor,adanın birleşmemesi halinde bir kesimin adanın tümünü temsil ediyormuş gibi görülmesinin hata olacağı, bunun Avrupa değerlerine aykırı olduğunu belirtiyor -o takdirde,2012’de Kıbrıs Rum Yönetiminin dönem başkanlığının meşru olmayacağı ve Türkiye-AB ilişkilerinin donma noktasına geleceğini ilan ediyordu.
Ya Başbakan Erdoğan? “Kıbrıs diye bir devlet yoktur.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır,Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır” çıkışına Serdar Denktaş,”Sanki Rauf Bey konuşuyor.Ada’da uzlaşmaz tarafın Rumlar olduğunu anlamış görünüyor”derken,
Erdoğan’ın mevcut güç ve güce orantılı çıkar hesaplarıyla yaptığı reel politikasına işaretle Türkiye’nin tam anlamıyla Ortadoğu eksenindeki görevine çekildiğini düşündürüyordu.
Nitekim Türk hükümeti AB üyesi olmak mücadelesinden giderek koparken,Türkiye’yi Batının ılımlı islam-liberal Ortadoğu konseptine köprü olmak hedefini yükümlüyordu.
*
Ekonomik etki güçleri zayıflayan ABD ve Avrupa ülkeleri yeniden Arap İslam ülkelerinde,Suriye’de,İran’da rejim değişiklikleri üzerinden kayıplarını tazmin etmeye çalışa-dursunlar, Rusya Füze Savar Sisteminin kendini rahatsız eden konularında ABD ve NATO ile anlaşamıyor.
Bu durumda Rusya Füze Savar Sistemin kendisine karşı kullanılmaması için Stratejik Silahların İndirimi,sınırlandırılması ve üçüncü ülkelerde dengenin sağlanması ve denetimi anlaşmasının sürmesi -ya da ,küresel güvenliği koz olarak kullanırken;
Ortadoğu’nun siyasi keşmekeşinde anlaşmazlığı ranta ve siyasi avantaja dönüştürmek ve dahil olduğu Asya-Pasifik grubuyla birlikte giderek küresel politikalarda diplomatik gücünü de hissettirmek üzere Ortadoğu siyasetinde eskisi gibi egemen olmak ve sonuçta dolara dayalı ekonomi sisteminin yerine geçecek yeni bir ekonomi sistemiyle küresel güç olmayı hedefliyor.
O nedenle Ortadoğu’nun,Suriye ve İran’ında iç işlerine küresel silah dengesini bozabilecek güçlü dış güçlerin karışmasına meydan verilmemesini-bu suretle,Füze Savar Sisteminin kendine oluşturacağı dezavantajlardan sıyrılmayı,o çevreden rant kazanımına ortak olmayı teminen kriz çözümünün mevcut rejimler ile muhalefetleri arasından bulunmasını istiyor.
Bu suretle ABD, Avrupa ve Rusya Ortadoğu’nun talanından faydalanmak ve sonucu yeni nesil savaşla belirlemek üzere cephelerinde denetleme görevi yapmaya başlıyor.
Rusya Doğu Akdenizden Ortadoğu’yu yukarıdaki hedefleri doğrultusunda karşılıklı denetim sağlamak üzere ABD’nin George Bush Uçak gemisi yakınına Amiral Kuznetsov uçak gemisini gönderiyor…
*
Türk hükümeti bir cemaatin yeniOsmanlı saçmalığı hayranlığıyla gözleri kamaşmıştır-işte,son olarak Avrupa Birliğinde Türkiye’yi ilgilendiren hayati bir konuda bilgilendirilmekten dahi Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan vetolarıyla refüze edilirken,ılımlı İslam ülkesi olmaya yönelmiş ve bir ortadoğu ülkesi haline gelmiştir.
Vay canına!Dışişleri Bakanı Davutoğlu Suriye’ye karşı askeri seçeneğin masada olduğuna dikkat çekiyor.