Türkiye ilk kez emperyalist görüntü veriyor Tarihçi ve MHP milletvekili Prof. Halaçoğlu’na göre Suriye düşerse 3. dünya savaşı çıkabilir.
Güncelleme: 20 Kasım 2011
Halaçoğlu Türkiye’nin Suriye politikasına ise sert eleştiriler yöneltiyor: Tarih boyunca emperyalist olmayan Türklerin emperyalist bir millet haline sokulması görüntüsünü veriyor
Türk Tarih Kurumu eski Başkanı, MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile Arap Baharı, tarih ve Dersim tartışmaları üzerine sohbet ettik:
-Suriye’yle gerilim her geçen gün artıyor. İki ülkenin geleceğinde ne görüyorsunuz?
Dışardan medyaya yansıtılanla içerde olanların aynı olmadığı görülüyor. Orta Doğu’da meydana gelen olayların arkasında ABD’nin olduğunu artık herkes biliyor. BOP’un bir parçası bu. Hangi sebeple ortaya çıktığı birinci derece önemli, Çünkü Esad, Kaddafi, Mübarek olsun diktatör türünde yönetim sergileyen Arap dünyasındaki insanlar dün de vardı. Bir sene öncesine kadar da AB ve ABD ile hatta Türkiye’yle çok yakın ilişkiler içindeydiler. Ne değişti?
-Galiba herkes bu sorunun cevabını merak ediyor?
Evet. Birdenbire bunların diktatörlükleri, halka zulmettikleri akla geldi. Bir de çelişki var: Demokrasi gelmesini istedikleri ülkelere karşılık ABD’nin en yakın dostlarından olan Ürdün, Suudi Arabistan, emirlikle, krallıkla yönetiliyor. Ne demokrasi var, ne insan haklarına riayet ediliyor. Suudi Arabistan’da idamlar hâlâ kafa kesilerek yapılıyor. Bakın dünyada son 10 yıl içinde müthiş bir değişim meydana geldi. Tüm Orta Doğu ile Türk dünyası birlikte ele alındığında dünya petrollerinin yüzde 67.5’ini oluşturduğunu görürsünüz. Dünya petrolünün yüzde 26’sı ABD, yüzde 20’si AB ülkelerinde kullanılıyor. AB sömürgelerini kaybettikten sonra hammadde kaynaklarını ve işgücünü kaybetti. Ama Uzak Doğu birdenbire elektronik ve sanayi bakımından gelişmeye başladı. Batı dünyası ucuz iş gücüyle mücadele edemeyince fabrikalarının birçoğunu Çin’e kurdu. Çin bugün devasa bir ekonomi. 3.2 trilyon dolarlık döviz fazlası var. Asıl ilginç olan tarafı 1.9 trilyon dolarlık kısmının ABD devlet tahvili olmasıdır. Çin bunu piyasaya sürerse ABD’de ekonomi kalmaz, tüm şirketler iflas eder. ABD kendini kurtarmak için ne yapacak? Çin’i savaşla yıkamaz, mümkün değil. Ekonomik güçle olmaz. Peki Çin’in kendinde olmayan ve en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?
-Petrol mü?
Aynen öyle. Çin petrolü Libya’dan, Orta Doğu ülkelerinden alıyor. Meydana gelen olayların temelinde yer alan neden budur. Suriye düşmeden İran’ı kontrol edemezsiniz. Son kale olarak Suriye’yi düşürmeye çalışıyorlar. Meseleyi bu açıdan aldığımızda işin rengi tamamen değişiyor. Çin Güney Denizi’nde petrol buldu ama uzun sürecek bir siyasi çekişme yaşanacak gibi görünüyor. Orta Doğu’ya bu çerçevede baktığınızda görüyorsunuz: Tunus’ta olaylar oldu, Libya, Mısır’da ve Suriye’de oldu. Yemen’de oldu çünkü orada petrol yok ama Kızıl Deniz’e girişi kontrol eden bir devlettir.
-Bahar hızla İran’a doğru ilerliyor…
Suriye düşerse bakın Azeri-İran çatışmasını meydana getireceklerdir. Bahane bulmak, olayları geliştirmek çok kolay. Artık dünyada dev savaşlarla değil iç çatışmalarla devletleri yıkmak daha kolay. Türkiye’nin de başı belada. Suriye’nin yıkılması demek Rusya’nın Kafkasya’dan Basra Körfezi’ne kadar çıkış yolunda tüm gücünü, nüfuzunu kaybetmesi demektir. Bugün Afganistan’da Taliban bahanesiyle savaş var. Afganistan’da ayrıca 1 trilyon dolarlık lityum madeni var. Ama Afganistan’ı da Irak’ı kontrol edemediler. ABD çekilmek zorunda kaldı. Bir Kürt devleti kurma meselesi yine başarıya ulaşamadı. İran sert çıktı, Türkiye Kürt açılımıyla bu işe ön ayak oldu. Çünkü Türkiye’ye bağlanma sözü verdiler.
-Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt devleti mi Türkiye’ye bağlanacak?
Federasyon şeklinde. Öyle düşünülüyor. Hatta Suriye’nin bile aynı duruma sokulması söz konusu şu an. O nedenle Türkiye’de başkanlık konuşulmaya başlandı, anayasa değiştirilmek isteniyor. Türkiye Suriye’nin iç işlerine karışıyor. Hani kankaydılar? Onlara göre Suriye düşmeden İsrail’de emniyet sağlanamaz. Malatya’ya kurulan radar Türkiye için mi? İran’dan atılacak füze önce radarlar tarafından tespit edilecek. İlk haber verilecek yer Doğu Akdeniz’deki ABD donanmasıdır. O da doğrudan İsrali’e bağlı. Yani İsral haberdar olacak. Füze Türkiye’ye atılırsa ABD donanmasından atılacak karşı füzeler Kayseri Yozgat sınırında vurulabiliyor. Kayseri’yi bile koruyamıyor, Ankara tarafında füzeyi yakalayabiliyoruz. İran’dan İsrail’e atılan bir füze nerede yakalanıyor; Suriye üzerinde.
-Peki arkasında İran, Çin ve Rusya olan Esad’ı yıkmak bu kadar kolay mı?
O kadar kolay değil. Rusya donanmasını Akdeniz’e gönderdi. Suriye’ye Rusya ve Çin dışında İran destek veriyor. Çünkü oranın düşmesi Orta Doğu’daki ABD hakimiyetiyle İran, Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetleri tehlike altına girecek. Rusya’nın ekonomik ve siyasi çıkarları açısından kötü bir durum. Ama Suriye düşerse sonra bir savaşı bekleyebilirsiniz.
-ABD, Rusya, Çin, İran… Bu durumda 3. dünya savaşı çıkar galiba?
Büyük ihtimalle. Böyle bir durumda da Türkiye ABD tarafında yer alır. İşin kötü tarafı İran ile savaşır. Ama o savaş ABD’de değil bizim topraklarımızda olacak. Türkiye bunu şöyle göze alıyor: Olmayacağını, ABD’ye rağmen Rusya’nın veya İran’ın bu işte Türkiye ile savaşmayacağını düşünüyor. Tam tersi. İran canı yandığı takdirde toprağında ABD üsleri bulunan Türkiye’ye saldıracaktır. Atılan füzeyi vururuz diye düşünüyorlardır da muhtemelen. Halbuki benim bildiğim İran hiç kimsenin bilmediği başka silahları da geliştirmiş durumda.
-İran ve Rusya Esad’dan vazgeçemez mi? Uzlaşma sağlanacak ortak bir isme onay çıkabilir mi?
Rusya muhaliflerle Esad’ı görüştürmeye çalışıyor. Ama bence Esad düşmeyecektir. Çünkü Rusya fiilen destek verdiğini ortaya tamamen koyduktan sonra artık pozisyon değişecek. Rusya ekonomik olarak kendini toparlıyor. Çin ve Rusya arasında stratejik anlaşma var, İran’la anlaşmaları var. Kendi çıkarlarını bir kenara atamazlar. Esad’ın diktatörlüğü tamam. Ama Esad babasından daha az diktatördür. Suriye giderek demokratikleşiyordu. Geçen yıl Halep üniversitesinde konferans verdim. Sonra araba kiralayıp tüm Suriye’yi gezdim. Hama, Şam, Rakka… Gittiğim hiçbir yerde durdulmadım, kimlik soran olmadı. Ama son durum neyi getirdi biliyor musunuz? Tarih boyunca emperyalist olmayan Türklerin emperyalist bir millet haline sokulması görüntüsünü veriyor. Libya için 400 milyon dolar yardım ediyorsunuz. Oradaki petrolleri işletme karşılığı mı bu? O zaman emperyalistsiniz.
-Tarihte hiçbir dönemde olmamış mıdır ?
Hiçbir zaman. Türkler gittikleri yerlere adalet götürmek, düzen sağlamak için giderler. Hiçbir zaman ekonomik çıkarları nedeniyle gitmemişlerdir. Kültürümüzde yok. Olsaydı Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 sene hakim olduğu Balkanlar’da bugün herkes Türkçe konuşurdu ve hatta Müslümandı. Bakın bugün AB çöküyor. 10 yıl önce söylediğimde ‘kehanet’ diyorlardı. Geçmişten aldığınız ders varsa tarih gelecektir zaten. Yakın zamanda değil ama önümüzdeki dönemlerde Avrupa’da yeniden çatışmalar çıkacaktır. Çünkü ekonomiler çöktükçe, halk fakirliğe itildikçe ‘benim menfaatimi niye sana vereyim’ derler. Bizim gibi değiller onlar. Bütün savaşlar ekonomik rekabetten çıkar. Sebep ne siyasettir ne dindir.
-ABD’nin Türkiye’ye ihtiyacı ne zaman kalmayacak?
İran’ı bitirdikten sonra. Kafasına öyle koymuş ama İran coğrafyası çok çetrefilli bir coğrafyadır. İran, Libya, Suriye gibi 1. Dünya Savaşı’nın kukla devleti değildir. Osmanlı bile Tebriz’e kadar gidebilmiştir. Ötesine geçememiştir. Ayrıca İran İsrail’i duman eder. Hizbullah var ortada. Yahudiler dünyada hiçbir yerde dolaşamazlar.
-Suriye PKK’yı kullanıyor mu size göre?
Henüz Esad PKK’yı kullanmıyor. Çünkü muhaliflerin çoğu Kürt, PKK’lı. Onlarla mücadele ediyor bir taraftan. Böyle bir ortamda Suriye’nin gelecekte şunu yapacağını düşünüyorum: Hemen yarın değil ama Suriye parlamentosuna Ermeni asıllı kişiler, soykırımın kabulüyle ilgili bir önerge verdiklerinde bütün diğer Arap parlamenterlerin hepsi onay verir. Ve Suriye soykırımı kabul eder.
-Bize maliyeti ne olur?
Maliyet sadece psikolojiktir. Ama sonrasında Türkiye ile Suriye’nin yeniden dost olma ihtimali büyük çapta kaybolacaktır. Yani sıfır problem artık sırf problem haline geldi. Ben Sayın Davutoğlu’nun her şeyi birbirine karıştırdığını düşünüyorum.
Genelkurmay’daki Dersim arşivleri açılsın
-CHP’de de Dersim tartışmaları sürüyor. Bir tarihçi olarak sizin bakışınız nedir?
Bunların hepsinin çözümlenmesinin tek bir yolu vardır: Devletin bu konudaki arşivlerini açması lazım. Bunların adam gibi yeniden o çerçevenin içinde yazılması lazım. Devletin hangi ölçüde yanlışı vardır veya harekatın temel sebebi nedir, bunları ortaya koymak lazım. Dersim dediğimiz bölge Osmanlı döneminde de problemdi. 1865’lerde Ahmet Cevdet Paşa Fırka-i Silahi adı altında bir askeri fırka kurdu. Bununla önce İskenderun’a gitti, Kozanoğullarını inzibat altına aldı. Oradan Zeytun’a yönelecekti. Sonra da Dersim’e gidecekti. Çünkü bütün ipini sapını koparmış olanlar Dersime gidiyordu. Devlet otoritesi olmadığı ve bölgenin coğrafi yapısı müsait olduğu için bütün eşkıyalar orada saklanabiliyordu. Ama yapamadı.
Zeytun’u Halep valisi olduğu zaman inzibat altına aldı ama Dersim kaldı. Dersim cumhuriyet döneminde de kaldı. Hatta 1915’te Ermeniler tehcire tabi tutulduklarında Erzurum bölgesinden gönderilen Ermeni kafileleri Dersim üzerinden giderken ikisi orada yok edildi. Talat Paşa, ‘Bir daha buradan kafile göndermeyin, kontrol edemiyoruz’ diyerek valilere emir gönderiyor.
-Osmanlı da baş edemiyor özetle…
Dersim eşkıya yuvası. Orada oturan insanlarla alakası yok bunun. Dışarıdan gelmiş eşkıyalar oraya. Osmanlı devletinden kalan bu adamlar nereye gittiler, duruyorlar mıydı durmuyorlar mıydı? Bunları ortaya çıkarmak lazım. Cumhuriyet döneminde Dersim harekatında bunların etkisi ne kadardır? Nasıl yapılmıştır, destek verilmiş midir? Çünkü bugün korkudan PKK’ya destek veren köyler olduğu gibi belki de o gün eşkıyaların korkusundan oradaki köyler destek veriyordu. Belki bundan dolayı o köylerde harekat yapılmıştır. Belki zulüm de edilmiştir. Tarihten korkmamak lazım. Devletin, Genelkurmay’ında olan arşivleri açmak lazım.
Muhteşem Yüzyıl
-Muhteşem Yüzyıl’da neyi saçma sapan buluyorsunuz?
Saçma olmayan kısmını saymak daha kolay. Bunlar da: Yüzyılın muhteşem olduğu ve padişah olarak Kanuni’nin gerçek olduğudur.
-Hatice Sultan intihar ediyor mu gerçekten?
Saçmalıyorlar. Sonra bir de elini kolunu sallayan saraya giriyor. Fesini, cüppesini çıkarmış sarayda herkes padişahla dolaşıyor. Padişah sarığını çıkarmış milletle görüşüyor. Böyle bir saçmalık olmaz yahu. Vezirlerin her birinin başındaki sarık farklıdır. Onların her birisi askeriyedeki generallerin yıldızı gibi rütbedir. İki tuğlu, üç tuğlu vezirler vardır. Kaftanlar ona göre giyilir. Herkes her kaftanı giyemez. Ata bile rasgele herkes binemez. Osmanlı çok sistemli bir devlettir. 624 sene boşuna yaşamamıştır. Yüz milyondan fazla belgesi var bir devletin düşünün arşiv olarak. Allah aşkına, saçma sapan tarihle hiçbir ilgisi olmayan şeyleri sokmuşlar içine. Tarih diye yutturuyorlar millete. “Tarih filmi değil” diyorlar ama millet onu tarih diye izliyor.
-Haremdeki dekolteler gerçeği yansıtıyor mu?
Mümkün değil öyle bir şey. Bazı Batılıların görmeden yaptıkları resimlere aldanıp öyle yapıyorlar. Fransız modasını getirip Osmanlı sarayına koymuşlar. Ne alakası olabilir? Sarayda çığırtkanlık falan da olmaz. Orası bir okuldur. O kızların öyle bağırarak, çağırarak birbirinin saçını başını yolmaları mümkün mü? Atarlar hemen. Hürrem gelmiş bağırıyor, yok öyle bir şey.
Abdülhamit dönemindeki bahar
-Arap baharına benzer olaylar tarihte yaşandı mı?
Elbette oldu. Osmanlıya karşı Araplar ayaklandılar, milliyetçilik ruhuyla hareket ettiler. Misyonerler bazı okullar açmışlardı. Orada okuyan Araplar İstanbul’da gazeteler çıkardılar ve Osmanlı’ya karşı fiili harekette bulundular. 2. Abdülhamit bunun üzerine ‘aşiret mektebi humayunu’ adıyla okullar kurdu. Aşiret reislerinin çocukları bu okullarda eğitsin ve Osmanlı’ya karşı çıkmasın. Ama buna rağmen milliyetçilik fikirleri Araplarda hızla yayıldı ve Osmanlı’ya karşı İngilizlerle işbirliği yaptılar. Arap baharı diye o zaman çıkan hadise Arapları aslında o zaman sonbahara soktu, kışa götürdü. Suriye Fransızların sömürgesi oldu, Irak, Mısır İngilizlerin sömürgesi oldu, Libya İtalyanların, Tunus, Cezayir Fransızların sömürgesi olmadı mı? Hani bahardı? Bugün ne olacak zannediyorsunuz, aynı şey olacak?