ABD Büyükelçiliği’nden iki görevli, bir ABD araştırma kuruluşu uzmanı ile birlikte Bekaroğlu’nu Meclis’teki odasında ziyaret eder. Erdoğan’ı sorarlar:
“Gerçekten değişti mi, ne kadar değişebilir?” vs. Bekaroğlu şaka ile karışık:
“Ne o, Erdoğan’la iş tutmayı mı planlıyorsunuz? Mutemet adamlarınıza ne oldu?” diye sorar. Diplomatik cevaplar verilir. Asıl dertleri, Bekaroğlu’nun o günlerde düzenlediği bir basın toplantısında söylediklerinin ne anlama geldiğini öğrenmektir.
O ziyaretçilerden biri şöyle der:
“Sözleriniz askerin, Tayyip Erdoğan’ın iktidara gelmesini engellemek için ekonomik sıkıntıları, Apo’nun idamdan kurtarılması, Kıbrıs’ın elden gitme tehlikesi gibi konuları bahane ederek darbe yapıp yapmayacağı anlamına mı geliyor. Askeri bir darbe mi bekliyorsunuz?”
Bu soruları soran kimdir biliyor musunuz? İşte o “Siyasi İşler Müsteşarı” sıfatlı John Kuntadter’dır!…
Sene 2000… “Darbe”yi soruyor… 2007’den beri “ETÖ”cüler niye toplanıyor “darbe” iddiasıyla!…
Mehmet Bekaroğlu’nun CIA‘cıya verdiği karşılığı da yazmam lazım. Şunları söyler:
“Türkiye’de asker tek başına darbe yapamaz. Sizin ne diyeceğinizi merak eder, sizi arkasına almaya çalışır. Sorunuza cevap verebilmem için sizin ne düşündüğünüzü bilmem gerekir. ABD böyle bir darbeyi destekler mi?”
CIA’cı yeniden diplomatik dile bürünür. ABD’nin hiçbir zaman askeri darbeleri desteklemediğini iddia eder; ama hemen peşinden ağzından şu sözcükler çıkar:
“Kemalizm, Türk halkının da dünyanın da önünde engeldir; artık güçlenmesine izin verilmemeli.”
Sene 2000. Bugün yerden yere vurulan ne: Kemalizm!… Bu kadar tesadüf olur mu birader?
MÜJDAT GEZEN