Almanya, aşırı sağcı parti NDP’nin kapatılmasını tartışıyor.
Sekizi Türk kökenli olmak üzere dokuz esnaf ve bir polis memuru cinayetlerinin arkasında aşırı sağcı terör hücresi Nasyonalsosyalist Yeraltı Grubu’nun (NSU) çıkması Almanya Milliyetçi Demokratik Parti’nin (NPD) kapatılması tartışmalarını beraberinde getirdi.
Neonazi örgütüne üye olmakla suçlanan ve gözaltına alınan Beate Zschaepe, cezasının hafifletilmesi karşılığında terör hücresi hakkında bilgi verme pazarlığı yaparken, Alman Polis Teşkilatı siyasetin sadece İslamcı teröre odaklanmasından dolayı Neonazilerin gözden kaçırıldığını açıkladı.
‘Dönerci Cinayetleri’ ile ilgili son gelişmeler üzerine Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU) ve Alman Polis Sendikası (GdP), Milliyetçi Demokratik Parti’ye (NPD) yeni bir kapatma davası açılmasını talep etti. ”NPD’nin kapatılmasının tekrar gündeme alınması taraftarıyım.” diyen Herrmann, Federal Anayasa Mahkemesinin bunun için yasal engelleri kaldırması gerektiğini söyledi. Polis Sendikası şefi Bernhard Witthaut ise NPD’nin kapatılmasının güvenlik birimlerine yardımcı olacağını ve aşırı sağcı kesime ağır bir darbe indireceğini savundu. NPD’nin kapatılması konusu ciddi olarak düşünülmeli.” şeklinde konuşan Yeşiller Partisinin eş başkanı Cem Özdemir, NPD ve aşırı sağcıların özellikle Doğu Almanya’daki toplumsal rolünün tartışılmasının önemli olduğunu kaydetti.
2003 yılında başarısızlıkla sonuçlanan NPD kapatma davasına dikkat çeken muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Wolfgang Bosbach ise, son günlerde yaşanan dramatik gelişmelerin devleti kapatma konusunda ikilemde kalmaktan kurtaramayacağını iddia etti. Bosbach, ”Kısa aralıklarla kapatma müracaatında bulunmak ve buna rağmen NPD’nin kapatılmaması, devletin güçsüz ve eli kolu bağlı izlenimi bırakıyor.” dedi. 2003 yılındaki NPD’yi kapatma davası, NPD içinde Anayasayı Koruma Dairesi adına çalışan gizli ajanlar olduğu ve ancak bu ajanların partiden ayıklandıktan sonra partinin kapatılabileceği gerekçesiyle reddedilmişti.
ANAYASAYI KORUMA DAİRESİ AÇIKLAMA YAPMALI
Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Nasyonal Sosyalist Yeraltı Grubu hakkında Thüringen Anayayasayı Koruma Dairesinin açıklama yapması gerektiğini ifade etti. Hali hazırda aşırı sağcılar ile Anayasayı Koruma Dairesi ve Federal Kriminel Daire arasında bir bağlantı tespit edilemediğini belirten Friedrich, ”Almanya genelinde işlenen cinayet serisi ile Thüringen eyaletindeki aşırı sağcı kesimler arasında bir bağ tespit edilememesi çok rahatsız edici.” dedi ve şimdiye kadar aydınlatılamayan yabancılara yönelik saldırıların bu açıdan yeniden değerlendirilmesini istedi. Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger (FDP), aşırı sağcı üçlünün yakalanmasında yaşanan eksikliklerden ve cinayetlerin aydınlatılamamasından dolayı Alman Anayasayı Koruma Dairelerinde reform yapılmasını istedi.
SANIK BEATE İTİRAF KARŞILIĞI PAZARLIK YAPIYOR
Aşırı sağcı terör örgütü Nasyonalsosyalist Yeraltı Grubu (NSU) üyelerinden tutuklu bulunan 36 yaşındaki Beate Zschhäpe’nin suçunu itiraf edip, örgütün işlediği suçlar ve yapısı hakkında bilgi verme karşılığında alacağı cezayı hafifletmeye çalıştığı iddia ediliyor. Bu şekilde kadın teröristin, ömür boyu hapis cezası yerine en az 10 yıl olmak üzere indirimli cezadan faydalanabileceği ileri sürüldü. Beate Z., 4 Kasım Cuma günü iki Neonazi arkadaşıyla kaldıkları Zwickau’daki evi yaktıktan sonra Salı günü polise teslim olmuştu. Söz konusu evin enkazları altında ‘Dönerci Cinayetlerinin’ işlendiği silah ve olayla ilgili DVD’ler bulunmuştu. Katil Neonazilerin, öldürdükleri vatandaşları bu DVD’lerde kaydettikleri dile getiriliyor. Yine örgüte yardım ve yataklık yapan Holger G.’de (37) Pazar günü Hannover kenti yakınlarında yakalanmıştı. Örgütün şimdiye kadar tespit edilen diğer üyeleri Uwe Mundlos (38) ve Uwe Böhnhardt (34) da gerçekleştirdikleri banka soygununun ardından Eisenach kenti yakınlarında yakılmış bir karavanda ölü olarak bulundular. Bu araçta, polis memuru Micheler K.’nin öldürüldüğü silah ortaya çıktı. NSU teör hücresine, banka soygunu, sekiz Türk ve bir Yunan İşletmeci ile Michele K. isimli polis memurunu öldürme ve 2004 yılında Köln’de Türklerin yoğun yaşadığı semtte gerçekleştirilen bombalı saldırısı suçlaması yapılıyor.
POLİS SENDİKASI: TERÖR KONUSUNA TEK TARAFLI YAKLAŞILDI
Almanya’da ortaya çıkarılan Neonazi terör hücresi ülkede korkuya yol açarken, Alman Polis Sendikası (GdP) ise bu sonucun siyasetin konuya tek taraflı yaklaşımı nedeniyle kaynaklandığını söyledi. Sendika, sadece ”İslamcı terör”e odaklanmanın ve Neonazi terörünü unutmanın yanlış olduğunu kaydetti. Kuzey Ren Vestfalya sendika başkanı Frankf Richter, 11 Eylül saldırılarından sonra İslami radikal grupların yakından takip edilmesinin doğru olduğunu söyledi, ”Ancak siyaset, polis ve Anayasayı Koruma Teşkilatlarının aşırı sağa yönelik mücadelesinde aynı şekilde kaynak ayırmadı.” şeklinde konuştu. Richter, dönerci cinayetleriyle ortaya çıkan terör hücresinin aşırı sağ teröre karşı daha yoğun bir çalışma yapılmasının gerekliliğini ortaya koyduğunu belirtti. GdP Kuzey Ren Vestfalya Başkanı, aşırı sağa karşı mücadelede gerekli kaynağın ayrılmasını istedi.
Anayasayı Koruma Dairesi Nazi katillere kimlik belgeleri verdi: Polis memurları Zwickau’da yanan evin enkazları altında sağcı terör hücresine ait legal ve illegal belgeler buldu. Bild gazetesinin haberine göre, bu belgeler gizli istihbarat adına çalışan ajanlara veriliyor.
Beate Zschäpe’nin gizli ajanlarla irtibatı vardı: Beate Zschaepe’nin 1998 yılından itibaren Thüringen Anayasayı Koruma Dairesinin gizli ajanları ile irtibatı vardı. Beate, aşırı sağcı Thüringen Vatan Korucuları organizesine üye olmaktan 1998 yılında tutuklandı. Bu derneğin şefi Tino Brandt, 2001 yılında Anayasayı Koruma Dairesinin ajanı olarak kaçtı. Brandt, bu iş için 200 bin Mark para aldı. Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi şefi Thomas Sippel, selefi Helmut Roever’in Neonazi grupların arasına kendi inisiyatifi ile ajan sokmuş olabileceğini söyledi.
Gözler Thüringen Anayasayı Koruma Dairesinde: Özellikle Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi hakkında yapılan açıklamalar, bu dairenin cinayetler konusunda hata ve ihmalkarlık yapıp yapmadığı sorularının gündeme gelmesine neden oldu. Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU), konuyla alakalı Thüringen ve Sachsen yetkili makamlarında üçlü Neonazinin neden şimdiye kadar ortaya çıkarılamadığının araştırılması gerektiğini ifade etti.
2000-2006 YILLARINDA ÖLDÜRÜLEN TÜRK VE YUNAN İŞLETMECİLER
9 Eylül 2000: 38 yaşındaki çicekçi Enver Şimşek Nürnberg kentinde öldürüldü.
13 Haziran 2001: 49 yaşındaki terzi Abdurrahim Özüdoğru yine aynı kentte kafasından vurularak öldürüldü.
27 Haziran 2001: 31 yaşındaki manav dükkanı işletmecisi Süleyman Taşköprü Hamburg kentinde öldürüldü.
29 Ağustos 2001: Münih’te 38 yaşındaki manav dükkanı işletmecisi Habil Kılıç öldürüldü.
25 Şubat 2004: Rostock kentinde Almanya’ya geleli 10 gün olan ve döner dükkanında yardımcı olarak çalışan 25 yaşındaki Yunus Turgut öldürüldü.
9 Haziran 2005: Bir müşteri Nürnberg’te döner dükkanı tezgahının arkasında 50 yaşındaki İsmail Yaşgar’ı ölü buldu.
15 Haziran 2005: Münih’te çilingir dükkanı sahibi Yunan Theodoros Boulgarides öldürüldü.
4 Nisan 2006: Evli ve üç çocuk sahibi Mehmet Kubaşık, Dortmund kentinde büfesinde öldürüldü.
6 Nisan 2006: 21 yaşındaki internet cafe işletmecisi Halil Yozgat Kassel’de vuruldu.
Cihan
Bir yanıt yazın