Amerika ile Türkiye arasında, istihbarat işbirliği, hiç bu kadar üst düzeye çıkmamıştı.
Amerika’nın Türkiye’deki etkinliği arttıkça, CIA ile olan işbirliği de artıyor.
İstihbarat işbirliği demek, mahrem yanlarını bir yabancıya açmak demektir.
Bu gizli, işbirliğinin, her geçen gün, pek de hayırlı olmayan sonuçları ile karşılaşmamız da mukadderdir.
Irak’ın kuzeyinde kurulan kukla devletin hamiliğinin Türkiye’ye verilmiş olması, daha çok CIA ajanının buralarda üs kurmasını kaçınılmaz kılıyor.
Kuzey Irak, Suriye, İran ve PKK gibi meseleler dolayısıyla, Türkiye’de bulunan CIA varlığı gittikçe artmaktadır.
CIA ilişkileri artıkça, Mehmetçik daha fazla şehit veriyor.
Barzani de Türkiye’ye istihbarat verecekmiş. Onlarla da işbirliği yapılacak. Hani şu Amerika’da, Guam Adasında, eğitilip gelen Peşmergeler var ya, onlar…
Anlayacağınız içimiz dışımız istihbarat olacak.
Amerika’nın Irak’tan askerlerini çekmesi, geride kalan Amerikan çıkarlarının takipçisinin Türkiye olması, ağır istihbarat gerektirmektedir.
Daha fazla CIA ajanının Türkiye’de bulunması, daha fazla asker tutuklama, daha fazla ulusalcılar üzerine baskı demektir.
CIA Ajanlarının sayısının şu veya bu olmasından öte, bu ajanların bizim istihbaratçılarımızı hangi yönde yönlendireceğidir.
Şu cümleyi tekrarlamakta yarar var. Bir ülke kendi içinde, bir başka ülkenin istihbarat elemanlarına ne kadar bağımlı kalırsa, kendi geleceğini o ölçüde tehlikeye sokar.
Neden hep biz Amerika’nın çıkarlarının bekçisi oluyoruz?
Son zamanlar da, Arap Baharı ile ilgili söylenen bir tekerleme var. “Kaynaklar emperyalizme, iktidar sana”
Yani emperyalizm kendi işbirlikçilerine iktidar sağlıyor, onlarda emperyalizme ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını veriyorlar.
Emperyalizme karşı direniş gerçekleşesiye kadar, sistem şimdilik böyle işliyor.
Batı, iktidar senin kaynaklar benim diyor. Diyor ama gene de o iktidarı gizli servisler aracılığı ile gözlüyor. Yani sadece gözlenen Türk Ordusu veya ulusalcılar değil. Emperyalizm işini sağlam kazığa bağlamaz mı?
Herkesin bildiği bir hususu ifade ederek bitirelim.
Uzman katiller örgütü CIA’nın Türkiye’de öyle fazlaca ajan bulundurmasına da gerek yok. Gönüllü çok yerli ajan var.
CIA trafiğinin artığı dönemlerde, Amerika’nın Ankara Büyükelçisi, ne hikmetse, ülkenin siyasileri ile olan temaslarını artırırlar. Ricardione, Kılıçdaroğolu’na bir buçuk saat nezaket ziyaretinde bulunmuş.
Ülkemizde en bol bulunan şey, Amerikancıdır.
Bülent Esinoğlu
İLK KURŞUN
Bir yanıt yazın