İNCE BİR KONU

RAFAEL SADİ

Bu yazıda  sizlere  anlatmak istediğim çok ince bir konu var.

Amna Muna
Amna Muna

Az önce HaberTürk imzalı bir haber ve video yayınladık Hastürktv olarak. Link’ini de aşağıda tekrar takdim ediyorum.

/israilde_gundem/2983.htm

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin  terör ile başı  dertte olan bir ülke hükümeti olarak  bir başka ülkenin terör ile başı dertte olmasını bu denli çarpıtmasını ve  başkalarının teröristlerini direnişçi  ve vatan kurtarıcısı olarak kabullenmesinin ne denli yanlış ve çirkin olduğunun altını çizmek ve Türk Basınının da  bu yanlış politikaya ve başkasının teröristine KARDEŞ deyip bağrına basmak ifadelerini bir Türk vatandaşı olarak ne denli çirkin ve yanlış bulduğumu anlatmaya çalışıyorum.

Lütfen  HABERTÜRK’ün ilgili videosunu izleyin ve  onlarca  İsrailli sivivlin katlinden sorumlu olanlar için ne şekilde ifadeler kullanıldığını ve habercinin  ne denli duygulandığını anlamaya çalışın.

Peki  , Sayın Dış İşleri Bakanı  Ahmet Davutoğlu  ise İsrail mahkemelerince  suçları belli olan ve 16 kez müebbet hapse mahkum olmus  onlarca  sivilin katlinden sorumlu olanların  İsrail tarafından suçlanmasını kabul etmediğini beyan etmesine ne demeli?

Bu alenen TERÖR yanında yer almak değilmidir? Türkiye Cumhuriyeti hangi devirde ve hangi dönemde   DİN kardeşi kaygısı ile  bu denli kendini alçatabilmiş ve katiller kanında olduğunu  açıkça beyan edebilmiştir.

Bu din kardeşliği  olgusu o denli ucuz  bir şeklide kullanılmaktadır ki özgür basın (olması gereken) da bunu eleştirememekte ve her biri tehlikeli caniler olan bu katilleri ” Bağrımıza Bastık ”  diyerek  karşılayabilmektedir.

Hamas terör örgütü ile  yapılan pazarlıklar sonucu 1027 tutuklu terörist karşılığı serbest bırakılması  konusunda  murabakatia varılan ve ilk etaü’ı gerçekleştirilerek esirt tutulan İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılması temin edilmiş ve karşılığında ödenmesi planlanan FİDYE olarak 477  tutuklu terörist serbest bırakılmıştır.

Bu teröristlerin  hali hazırda  elimde iki tanesinin  ismi mevcut olup işledikleri cürümler hakkındaki bilgileri sizlerle paylaşacağım.

Her ne hikmet ise Türk basınında   bu katiller özgürlük  savaşçısı olarak takdim edilmekte ve neden hapiste oldukları konusunda herhangi bir izahat yayınlanmamaktadır.

Türkiye’ye getirilen 11 terörist arasındaki yeğane kadın terörist  AMNA MUNA .

Amna Muna’nın  aslında Gazze’ye gitmesi gerekmekteydi. Ancak kendisi  Gazze’ye giderse öldürüleceği ve Linç edileceği iddiası ile  Türkiye’ye gitmesi Mısırlı ve Kızılhaç yetkililerince  kararlaştırıldı. Bu karar  safhası da  gecikmeyi gerektirdi.

AMNA MUNA kimdir.

Amna Muna  Bir Naballah  26 Kasım 1976 doğumlu Hristyan dinine mensup.(Yanlış bilenler için düzeltme  yani Amna Muna Din kardeşide değil )  El-Fetih militanı ve İnternet teröristi lakabı ile biliniyor. Kendisi aynı zamanda İsrail Vatandaşı ve İsrail hüviyetine sahip . El Fetih eylemcisi olarak  Bir Naballah’ta  Kaçırılıp öldürülen İsrail askeri Nahşon Waksman olayları ile büyüdü. Nahşon Waksman kaçırıldıktan sonra Bir Naballah köyüne getirilmişti 1997 senesinde. ( Amna Muna o zamanlar 21 yaşındaydı )  Bir Naballah  köyü Ramallah girişine bitişik bir köydür.

Amna Muna  Bir Zeit Üniversitesinde  sosyoloji okudu ve bu süre zarfında  El Fetih  Terör örgütünün Tanzim kolundaki ”ŞABİBA ” grubuna katıldı. Bu grup üniversitelerdeki öğrencileri organize etmekteydi.

1999 senesinde Muna’nın Yehuda ve Şomron bölgesinde İsrail askerleri üzerine  molotof kokteyl’i attığı tespit edilmiştir.

2000 senesindeki El-Aksa İntifadasında  Muna Ramallah’taki ELSNOBAR  gaztesinde gazeteci olarak çalıştı. Önceleri gazetede  sekreter olarak başladı daha sonraları bilgisayar elemanı , sonraları ise  yazar ve kameraman olarak görev yaptı.

Gazeteci olarak  özellikle Tanzim ile İsrail  askerleri arasındaki çatışmaları izledi.

12 Ekim 2000   tarihinde Ramallah’a  yanlışıkla giren ve Ramallahlılar tarafındam hemde Ramallah Polis İstasyonu yanında   Linç edilerek öldürülen irsailli askerlerin katledilmesini izledi.

İşte  o gün yüreğinde  yapmak istediğini buldu. İsrailli bir Yahudiyi kaçırıp Ramallah’a  getirmeli ve politik bir mesaj haberi  oluşturmalıydı.

Amna Muna bu hayalini  gerçekleştirmek için Tanzin teröristlerinden  Bitunya  Köyü sakini (çok ta sakin değil adam terörist)  1975 doğumlu Hasan El Kadi’ye  düşündüklerini açtı ve ortak bir kaçırma planı teklif etti. Hasan El Kadi de bir adet Kalaçnikov tüfek bulunmaktaydı ve El Kadi evvelce İsrail hapishanelerinde 5 yıl  Filistinli bir işbirlikçiy’e ateş etmek  suçu ile hapis yatmıştı.

2000 senesi ekim ayından itibaren Amna Muna  İsrailli internet  gezginleri ile temas kurmaya başladı. Bu dönemde Muna İsrailli  bir genç  olan MEİR KARNİ ile temastaydı.Yeruşalayim de oturmakta olam  Meir Karni ile  temas o  günlerde yeni  ve popüler olan ICQ chat programı  aracılığı ile kurulmuştu. Muna’nın kullandığı iki üyelik adresi ve !CQ  numarası vardı 82019264   ve 100397733. Muna’nın kullandıgı Nick name ise SALİ idi. Kendisini İsrailli olarak tanıttı ve o zamanlar kullandığı

e-mail adresi ise  salihere@hotmail.com idi. Ve  internet’e  RamallahTaki bir  internet kafe den bağlanmayı severdi.

Ekim- Aralık 2000   ayları boynuca  Muna Meir  Karni ile temasını sürdürdü ve

052-976394 numaralı cep telefonunda  da   görüşmeler gerçekleştirdi. Muna  Sellcom şirketine ait TALKMAN modeli bir telefon sahibiydi.

Kendisini Sali olarak tanıtmaya devam eden Muna  Karni ile Ramallah’ta  buluşmak istemiş ancak Karni kabul etmeyince  Yeruşalayşnde 3 kez buluştular ve Muna  Karni’nin Ramallah’a getirilemeyeceğine karar verip  kaçırılamıyacağını  düşünüp ilişkiye son verdi.

Ve OFİR  RAHUM

Ofir Rahum Aşkelon’dan ve sadece 16 yaşında bir gençti. Ofir  Basın yayın kolunda okuyan 10. sınıf talebesi olup Aşkelondaki Mekif Dalet isimli okulda okumaktaydı. Ofir  bir bilgisayar  çılgını ve bu konuda da oldukça başarılı  idi. Hatta kendisine bir  internet sitesi bile  kurmuştu.Ofir Aşkelonda  Şapira  sokağında ikamet etmekteydi ailesi ile birlikte.

Ofir’in   kurmuş olduğu internet sitesinin adresi ise  muhtemelen faal olmayıp adresi http://www.3d.up.co.il idi.

Ofir ile ilişkinin başlangıcı

Amna Muna  2000 senesinin 3 aylık döneminde  aynı zamanda  Aşkelonlu Ofir Rahum ile de  chatleşmeye  başladı.Sali sahte  ismi ile yapılan chatleşmeler  yine o zamnlar popüler olan ICQ  aracılığı ile gerçekleştirildi. Muna’nın  kullandığı ICQ üyelik  numarası ise 100397733 olup Ofir Nahum’ın  kullandığı numara ise 96740678 idi.

İkisi arasındaki  chatleşme lisanı İngilizce  idi. Amna Muna Ofir’e kendisinin  İsrailli olduğunu ama sadece bir sene önce FAS’tan göç ettiğini  anlattı.

Bir kaç görüşmeden sonra  ikisi  Aralık ayında Hanuka bayramında  Yeruşalayim’de buluşmaya karra verdiler. Bu buluşma sonunda  gerçekleşemedi çünkü Ofir’in Yeruşalayim’e  gelme imkanı yoktu.

31 Aralık 2000 de  Muna bir deneme daha yaptı ve Ofir’i Yeruşalayim’e gelmeye ikna etmeye çalıştı. Ofir’in teklifi ise  Muna’nın  Aşkelon’a gelmesi idi. Muna buna da yanaşmadı .

9 Ocak 2001 ile 16  Ocak 2001  arasındaki görüşmelerde ise Muna  Ofir’in Yeruşalayim’e gelmesi için ikna etmeyi başardı. Bu chetleşmelerde ise Muna  Ofir’e  kendisi ile cinsel ilişkide  bulunacağını ve hatta bunun için  bir kız arakadaşının dairesini de  tarih ve saat  mutabakatı  ile kullanabileceğinide  beyan etti.

İkisi Ocak 17 2001  tarihinde  Yeruşalayim merkez otobüs istasyonunda  buluşmaya karar verdiler. Buluşmadan bir gece öncesi Muna  buluşmayı sağlama almak maksadı ile Ofiri telefon ile aradı ve bir gün sonraki buluşmayı teyit ettirdi.

Kader  buluşması

17 Ocak    Çarşamba günü Amna Muna  Tanzindeki arkadaşı Hasan El Kadi’yi haberdar edip hazır olması için haberdar etti. O da Ofiri Ramallah’a  getirmesini emretti. Plana göre  Hasan el Kadı ve Muna’nın tanımadığı  iki terörist daha  bu kaçırma olayını gerçekleştireceklerdi.  El Kadi bu eylemi El Fetih örgütünün  milli bir davası  olarak görüyordu.

Buluşma günü  arkadaşı ile El Birada buluştu. El Kadı orada  Ofir’i Kaçıracakları aracı teslim aldı, araçta sarı  İsrail plakaları vardı , anahtarlarını aldığı aracınm  markası ise  Ford Escort idi.

Kaçırma aracını Muna A-RAM  kavşağına kadar kullandı ve orada park etti. A-Ram kavşağından ise  bir taksi’ye binerek Yeruşalayimdeki merkez otobüs istasyonuna gitti. Bu arada  İstasyona varmış olan Ofir Rahum kendisine telefon ederek neden geciktiğini  sordu. Muna  da  yoğun trafik nedeni ile geciktiğini izah etti.

Yeruşalayim merkez otobüs istasyonuna vardığında  Ofir’i  umumi bir telefon’dan arayarak EGGED Otobüs şirketinin  danışma ofisi yanına gelmesini istedi. Ve orada buluştular , İngilizce kısa bir sohbetten sonra bekleyen ve A-Ram kavşağına götürecek olan taksiye bindiler  , orada kendilerini İsrail plakalı bir araç beklemekteydi .

Ve Cinayet….

Amna Muna ve Ofir Rahum  A-Ram kavşağında taksiden inerek kendilerini bekleyen  ve Muna’nın evvel ce  yol kenarına park ettiği İsrail plakalı For Escort’a bindiler. Muna  aracı Ramallah istikametine sürdü ve evvelce  Tanzim teröristi Hasan El kadı ile  kararlaştırdıkları buluşma noktasında ani bir  fren ile durdu.

Saat 11.30 da Muna  aracı buluşma noktasında durdurdu.  Araca  arkadaşı terörist Hasan El Kadi  elinde  şarjörü dolu bir Kalşnikof tüfek ile (Makineli) yaklaştı. El Kadı Ofir Rahum’a  araçtan çıkmasını emretti. Rahum ne olduğunu anlamadan bağırmaya başladı ,aracın direksyonuna yapışıp çıkmayı redetti ve bağırmaya  yardım çağırmaya  devam etti. Hasan El Kadı Ofir Rahum’u cebren araçtan çıkarmayı denedi  ve ayakları arasına  5 adet mermi ateşledi.

İlk mermiler  Ofir’e  isabet etmemiş ancak daha fazla bağırmasında sebebiyet vermişti  ve aracın içinde kalmayı başarmıştı halen. Bu kez  Hasan El Kadı  bir şarjör dolusu mermiyi tekrardan Ofir’in üzerine boşalttı. İkinci yaylım ateşi  sonucu  Ofir  aracın içinde kendi kan’ı ile boğularak can verdi. Bunu mğteakip hasan El Kadı  Ofir Rahum’un üzerine 15 mermi daha sıktı. Ve Ofir’in vucudunu delik deşik etti.

Bu ateş esnasında  ise  kaçırma denemesine ortak bir başka terörist  Fatih El Dula  araca yaklaştı ve Ofir’in cesedini Hasan El Kadı ile birlikte araç dışına taşıyıp kendilerinin  gelmiş olduğu MAZDA  araca  naklettiler. Cesedi  aracın bağajına koydular , bunu cesedi asfalt  yol üzerinde  sürükleyerek yaptılar. Amna Muna ise  kenarda durup  olayları dikkatle izledi. Delik deşik olmuş Ofir rahum’un  cesedinden akan kanlar asfalt yol’a  yapıştı.

El Kadı ve El Dula Mazda’ya binerek olay yerinden uzaklaştılar.Amna Muna ise  yol Kenarında duran Ford Escort’a binerek onları takip etti.

Filistin Otonomi Yönetimi bölgesine kaçış.

Amna Muna ve iki katil El Fetih terör örgütünün Al Bira’daki ofisine geldiler. Muna cinayetin işlendiği aracı sokağın sonundaki ofis kapısının önünde Hasan El Kadı’nin  yardımı ile park etti. Ve  Ofir Rahum’un  cep telefonunu aracın içinde aramaya başladılar.Ofir Rahum’un  çantası aracın içinde bulundu.

Hasan El Kadı içinde Ofir Rahum’un cesedi olan Mazda araci cesedin gömülmesi ile meşğul olacak birine teslim edileceğini  Amna Muna’ya bildirdi. Bu arada El Kadı Muna’yı ellerini yıkaması ve su içerek sakinleçmesi için gönderdi.

Bundan sonra Muna ofisine döndü ve arkadaşlarından ikisi ile buluştu ve üçü birlikte iyi bir öglen yemeği yediler Muna’nın ofisinde.Öğlen  yemeğinden sonra Muna  Hastahanedeki teyzesini (veya halasını) ziyaret etti. Öğlenden sonra  Muna Yeruşalayim’e  devam  etti ve kaza önleyici trafik kursuna katıldı.(Bu kurslar tehlikeli araç kullanan ve ehliyetleri iptal’e yakın ceza puanı almış şöförlere uygulanır ve kursa katılmayanların ehliyeti iptal edilebilir).

Cinayet izleri ve cesedin bulunması…

Hemen aynı gün 17 ocak 2001 de  Ramallah yakınında asfalt’ın üzerindeki kan izleri bulundu. Mekanın adı STAH ALANI dır. Bir  cesedin  sürüklendiği izlerden açıkça anlaşılabiliyordu. İSK askerleri ve basın kameramanları olay yerine  gelmekte  gecikmediler. Bu yoldan geçen ve polis’e ihbarda bulunan  sürücüler sayesinde oldu. Bu esnada  çldürülen kişinin Rahmetli Ofir Rahum olduğu bilinmemekteydi. İlk izlenim Filistinliler arasındaki bir cinayet olabileceği yolunda idi.

OFİR RAHUM’un ailesi merak içinde….

Aynı  günün akşamı 17 Ocak 2011 de  Ofir’in ailesi  evlatlarının ev’e  gelmemesi  üzerine merklanmaya başladılar. Saat 23.30’da Ofir’in bilgisayarını açıp  anlamaya çalıştılar ve ICQ’ya bağlanıp sürekli chatleştiğini gmrdükleri SALİ’yi aradılar :

23.36 Oradamısın?

23.39  Kimse varmı orada?

23.45  Kimse….???

Son deneme ise 00.21 de Sen oradamısın  soru ile son buldu.Kimse cevap vermiyordu.

Cinayet’in ilanı….

 

Ofir Rahum’un ev’e  dönmediği kesinleşince  18 Ocak 2001 de  güvenlik birimleri Filistin Otonomi Yönetimine müracaat ederek Ofir Rahum’un kendi  bölgelerinde aranmasını talep etti. Çabalar  sonucu Filistin Otonomi Yönetimi henüz taze olan mezar yerini tespit ettiler. Bu da  Ramallah’taki Atira  mahallesindeki insanların  ihbarı ile gerçekleşti. Ceset  aynı günün gecesi İsrail’e getirildi. Geceyarısı ise  kayıp olan İsrailli genç   Ofir Rahum’un cesedinin  Filistin otonomi Yönetimi tarafından bulunduğu ve İsrail’e iade edildiği ilan edildi.

Cinayet kesinleşince  bir önceki gün , asfaltta görülen kan izleri ile cinayet haberi birleştirildi ve soruşturma bu istikamette yoğunlaştırıldı. Cinayet zirvesi basına açıklandı ve kan izleri olan resimler    sabahına  basında yayına girdi.

Tüyler ürperten İnternet….

Ofir Rahum’un cinayeti ile ilişkili olan İnternet  arkadaşı Filsitinli eylemci Sali polis tarafından aynı günün akşamı tespit edilmişti bile. Ofir Rahum’un bilgisayarı israil Olisince  incelenmiş ve ilişki tespit edilmişti. Polis ICQ programınca  saklanmış olan chat yazışmalarına ulaşmış ve ilişkinin tamamı belirlenmişti.Bu ilişki Ofir’in anne ve babasının haberi olmadan ne şekilde ve neden Yeruşalayim’e geldiğini izah ediyordu.

Dönemin Başbakanı Ehud Barak  bu cinayetten duyduğu acıyı dile getirdi.  Ofir Rahum’un gezindiği iinternet sitesinde de  herkes taziyet mesajları yayınladı ve ailesine başsağlığı diledi. Bu  çok ağırdı ve internet  bşr anda tehilkeli bir silah olark insanları endişelendirmeye başladı. Tehlikeli ve bilinmez insanların küçük çocukları tuzaklarına düşürebilecekleri bir tehlike odağı olarak  internet  artık bir soru ilareti idi.

İnternet ve özellikle ICQ programı kullanıcıların  çoğu bu program sahiplerine müracaat ile Ofir Rahum’u tuzağa düşürenin kimliğini bulması talebinde bulundu. GERE kod isimli bir internet  gezgini (sorfçüsü) tuzak kuran kullanıcınn adının SALİ olduğunu tespit etti.  Bu olayın basında  yayınlanmasından önce oldu.

Cenaze….

Cuma günü 10 Ocak 2001 Rahmetli Ofir Rahum’un cenazesi  gerçekleşti. Şok  ve acı içinde gerçekleştirilen  cenazede  Ofir’in cesedi kefene sarılı idi. Okul arkadaşları , ailesi , basın ve televizyon herkes oradaydı.

Rahmetli Ofir Rahum’un  mezar taşı bile  çok sevdiği ama trajik ölümüne de  yol açan bilgisayar şeklinde yapıldı.

Tuzak kuran ve kendini yem olarak kullanan kızın tutuklanması….

Haberlerde Ofir Rahum’un cesedinin  bulunduğunu  ve İsrail’e iade edildiğini duyan Amna Muna  endişelenmeye başladı. Amna Muna Ofir Rahum’un bilgisayarında  kendisi ile olan görüşmelerin kayıtlı olduğunu biliyordu .Tecrübeli bir  polisin kısa zamanda kendisine ulaşacağını biliyordu.

Ofir Rahum’un cenaze günü olan Cuma günü Amna Muna Terörist arkadaşı hasan El Kadı’yı aradı ve kendisine saklanacak bir yer bulmasını istedi. Anma Muna  aslında İsrail  Güvenlik birimleri kontrolünde olan bir bölgede olduğundan  ulaşılması ve tutuklanması daha kolay idi ve bu nedenle  Filistin otonomi Yönetini kontrolünde  bir mekanda olmayı daha güvenli saymaktaydı.

El Kadı ile  buluştuktan  sonra  ve iyi hissetmediği iddiası ile hastahaneye başvurduktan sonra ,  Muna ailesini bırakıp kaçma fikrinden vazgeçti. Ve Amna Muna Bir Naballah’taki ailesinin evine döndü. Ve  evine geldikten sadece 1 saat sonra  ŞABAK ( Şerut Bitahon Klali- Genel Güvenlik Servisi)  tarafından  tutuklandı.

Amna Muna , 19 Ocak 2001  Şabak ve Polis sorgulaması  sonrası , vede Ofir Ruham’ın bilgisayar incelemesi ile cep telefonu görüşmelerinin tespiti neticesinde  tutuklandı. Mistaravim (Arap gibi hareket eden gizli askeri birim) biriminin DUVDEVAN (Vişne) bölümü (komando birliği)  ve şabak işbirliği ile Muna’nın ev’i basıldı ve Amna Muna  tutuklandı. Hrhangi bir  direniş  göstermedi.

Ocak ayınn 20sinde 2001  yılında Amna Muna Hakim Karşısına öıkartıldı ve tutukluluk hali süreçin tamamlanmasına kadar uzatıldı.

Sadece 3 mart 2001  günü  akşam saatlerinde ,AMNA MUNA’nın  resminin yayınlanmasına izin verildi. Resminin aslında  basının elinde olduğu ancak yayın yasağı nedeni ile  yayınlanamadığı anlaşılmış oldu. Ramallah’ta katılmış olduğu gösterilerden  eylemciler ile olan resimleri basının elinde mevcuttu.

Güvenlik birimleri Amna Muna ile işbirliği yapan diğer 3 Filistinliyi de tutukladı, ancak onlar soruşturmada yardımcı olmadılar.

Ve MAHKEME….

Amna Muna’yı Esirlere yardım eden bir kuruluşun avukatı temsil etti. Muna’nın  tutuklanmasından 60  gün sonra  avukatı Bn. Naila Atiya şikayette bulunarak  müvekkilesinin 60 günden fazla hücre hapsinde tutulduğunu , hayatta iken gömüldüğünü ve İsrailli Erkeklerle  internet aracılığı ile ilişki kurduğunun basında yayınlanmasının aslında kendisi için ölüm fermanı anlamına geldiğini izah etti.Filistinli toplumun Amna Muna’nın bu yolla vermek istediği mesajı anlamayacaklarını  ve mğvekkilesinin  aslında  bir İsrailli kaçırmak istediğini ve bu yolla bir siyasi mesaj vermek niyetinde olduğunu cinayeti planlamadığını ve bunu istemediğini  hatta bunu beklemediğini de izah etti.

18 mart 2001 günü Amna Muna aleyhinde   suç duyurusu ile dava açıldı 1970 yılında  yayınlanan Güvenlik kararnamesi  Ceza  maddesi 51 A ‘ya göre

” Taamüden cinayet’e  sebebiyet ” ile  suçlandı ve yargılandı. Amna Muna aynı zamanda  Ayını yardım derneğinin Bayan Avukatı Alegra Patchko tarafından da temsil edildi ve savunuldu.

SUÇ Kararı:

21 Ekim 2003 , Ofir Rahum’un oldürülmesinden 2 buçuk seneden fazla bir  süre sonra yargılandı ve  cinayet’e  ortaklıktan Ofer Askeri üssündeki askeri mahkemede suçlu bulundu ve cezasınnda  başka bir tarihte  karar’a bağlanacağı kararı alındı.

CEZA Kararı:

06 Kasım 2003 günü  Ofer Askeri Üssü Askeri mahkemesinde  Amna Muna’nın cezasının  kararı ilan edildi. Askeri mahkeme kendisine MÜEBBET HAPİS kararı verdi.  Suç ise  Rahmetli Ofir Rahum’un ölümüne  taamüden sebebşyet vermekti. Karar’ın teymiz hakkı ise  30  gündü.

Mahkeme kararının orijinal kopyası bu linkte mevcuttur.

 

Ve  AMNA MUNA  artık serbest.

 

Gilad Şalit  fidye anlaşması karşılığında  serbest bırakıldı ve Gazze’ye gitmesi kararlaştırıldı. Ancak Amna Muna gazze’ye giderse linç edileceğini iddia etti ve Türkiye’ye gidecek gruba nakledildi.

Amna Muna  şu anda Türkiye’de GÜVENLİ BİR  EV’DE.

Evet anlatmak istediğin ince konu buydu, Türk halkının bu olayları bilmek hakkı olduğunu düşünüyorum.

Vakit buldukça  diğer 10  teröristinde  yaptıkalrını ve nden hapiste o0lduklarını  sizlere anlatmaya çalışacağım , her ne kadar Dış İşleri Bakanımız  Sayın Davutoğlu İsrail Mahkemelerinin  suçlamalarını kabul etmiyorum derse bile gerçekleri görmek isteyenler için  vaktimi ayırıp yazacağım.

Amna Muna

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir