ERDOĞAN DA YANIYOR
Uzun süre sonra Abdullah Öcalan kardeşi vasıtasıyla mesajında,”Devletle ve devletin yetkili birimleriyle görüşmeler yaptık.Bu görüşmelerin önünü biz değil,devlet ve hükümet kapatmıştır.Bunun önünün açılması ve akan kanların durdurulması için adım atılmasını bekliyoruz”çağrısında bulunuyor.
Irak Başbakanı El Maliki’nin Kuzey Irak’ta PKK ve PJAK’ın varlığına son vermek üzere kuzeye asker gönderileceği açıklaması ardından Dışişleri Bakanı Davutoğlu Irak’lı mevkidaşı Hoşyar Zebari ile ortak basın toplantısında,”Türkiye’ye dönük olarak Irak’ta odaklanmış terör yapılanması hem Irak’ın hem Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine tehdit oluşturuyor.Irak kendi topraklarında tam askeri kontrolü sağlarsa bu durumda Türkiye’nin herhangi bir sınır ötesi operasyonuna ihtiyaç hissedilmez” diyor.
Şam, Sebe Bahrat Meydanında milyonlarca vatandaş Suriye’nin ulusallığı ve istikrarı için hazır olduklarını ve reformlara olan desteklerini haykırmaktadır.
Fransız Le Nouvel Observateur, Batı’nın Suriye’de muhalif Ulusal Meclis’in bir lidere sahip olmayışı ve gücünün yetersiz olması nedeniyle El Esad rejiminin yıkılmasına dair umudun kalmadığını yazıyor.
O esnada Suriye Kürtlerinin en güçlü örgütü Demokratik Birlik Partisi,AKP iktidarının muhalif Ulusal Meclis ile yaptığı ve rejimin yıkılmasından sonra Kürtlere anayasal hak verilmemesini öngören anlaşmayı açıklamaktadır.
İran’ın Murat Karayılan’ı yakaladığı ve sonra serbest bıraktığı yönünde yoğun polemikler ise sürüyor.
*
Bu kaotik manzara;enerji kaynaklarının azaldığı dünyada,ABD’nin ekonomik,siyasal ve askeri potansiyelini kullanarak o kaynakları denetim altında tutmak,
Hem de İran’ı nükleer teknolojiden vazgeçirmek için BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkilisi,yaptırımların ancak bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı varsayımıyla farklı uluslar,kültürler,diller,dinler ve mezheplerde ülkelerin siyasal rejimlerine müdahale ettiği,
Fakat yürüyen küresel rekabette Rusya ve Çin’in jeopolitiğinde nüfuz oluşturabildikleri taktirde yeniden süper güç olmak mücadelesi verdikleri Ortadoğu’dur.
*
Türkiye, yeniOsmanlı AKP iktidarıyla ABD’nin Ortadoğu’da kaynaklara el koymasını teminen ilgili ülkelerde ordu ve polisin desteklediği “Laik Devlet” çatısı altında hükümetlerin önderliğinde tarikatlar,cemaat,dini örgütlerle islami sermayenin yaratacağı “İslami- Liberal Yapı”nın oluşturulması misyonundadır,bu modelin yansımasıyla İran’da da rejimin değişeceği umud ediliyor!
*
Ne ki Abdullah Öcalan’ın,”PKK Kürtlerdir” iddiasında PKK Terör Örgütü;Türkiye,Suriye,Irak ve İran coğrafyalarında kapitalist modernite tarafından yok edilmemek için yerleşik konuma oturtmak istediği kimliği için,”Demokratik Anayasa, Ulus,Siyaset,Vatan” konseptiyle özgürlük talebindedir.
Öcalan’ın,”Devletle ve devletin yetkili birimleriyle görüşmeler yaptık.Bu görüşmelerin önünü biz değil,devlet ve hükümet kapatmıştır” ifadesinin gösterdiği üzere,AKP iktidarı 12 Haziran seçimleri bahanesiyle müzakereleri kesmiş, bir yanda Kürt toplumunun hassasiyetleri önemsemeden askeri,hukuki,ekonomik,dini ve kültürel tahrik ve baskılarla duyarsızlık yaratmak amacı yürütürken,öte yanda PKK’nın terör eylemlerinin yolu açılmıştır…
*
Çünkü AKP iktidarı politik, kültürel, sosyal alana ilişkin tüm organizasyonunda egemen olduğu Kuzey Irak Kürt Bölge Yönetimini Ortadoğu’da uygulanmak istenen modele tam uygun görmekte ve Kürt statüsünü onların temsil ettiği düşüncesindedir.
Çünkü Batı demokrasileri PKK terör örgütünü demokratik hakları mücadelesinde bir halkın isyanı olarak kabul ediyor.
NATO Genel Sekreteri Rassmussen,”Bildiğiniz gibi NATO uluslararası terörizmle mücadele ediyor.PKK’nın hem sivillere hem de güvenlik güçlerine yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz.NATO bu tür bir ulusal meselede terörle mücadele konusunda bir hükümetin nasıl tedbirler alacağına karışmaz”demektedir.
O nedenle AKP iktidarının Kürt sorununa endeksli olmaktan çıkmış kabul ettiği PKK Terör Örgütünü uluslararasılaştırılması planı devrededir.
*
Suriye de Kürtler, 2006’da Washington’da,”Suriye’de Demokrasi ve Kürt Hakları”konferansından bu yana El Esad rejimini tedirgin etmenin unsuru olarak kullanılmaktadır.
Rejimin sarsılmak istendiği şu süreçte Kürtler, ne El Esad’a ne de Arapların milliyetçi muhalefetine ne de Türkiye’ye güvenmemekte ve yoğun yaşadıkları Kamışlı’da,Haseke’de siyasi ve sosyal statüleriyle ilgili tutumlarını Türkiye’de PKK örgütünün Demokratik Özerklik ilanı gelişimiyle belirlemektedir.
AKP iktidarının PKK Terör Örgütünün uluslararasılaştırılmasını teminen Suriye’de çoğunluğunu Müslüman Kardeşlerin oluşturduğu muhalif Ulusal Meclis’le El Esad rejiminin yıkılması ardından yerine geçecek hükümetin Kürtlere anayasal haklar vermemesi,muhalefetlerinin daraltılması,Suriye içinde Kürt bölgelerinin teröre karşı Türkiye’ye açılması konularında anlaştığı ortaya çıkınca;Kürtler El Esad’a dönmüş bulunuyor!
*
İran,Ortadoğu’da rejimler değiştirilirken Arapların neden olacağı olası gerilimleri kompanse etmek üzere bilhassa gerilimi kendisi üreten-bu suretle İsrail’i saklayan AKP hükümetinin paratoner olmak siyasetini deşifre etmiştir.
Türkiye-İran arasına soğukluk girerken;İran AKP iktidarının her hamlesine başarıyla karşı koyuyor.
ABD’nin Ortadoğu’da hedef ülkesi İran, PKK/PJAK’la ateş kes anlaşması yaparak, PKK’nın uluslararası terör örgütü edilmesi prosesinde İran ve Irak ayağını bertaraf ediyor.
Murat Karayılan’ı yakalamışsa eğer-bu yüzden serbest bırakıyor-belki,Barzani idaresinde Kuzey Irak’ta güvende olmadığı bilincinde PKK örgütüne güvenilir bir liman oluşturuyor.
*
Suriye’de El Esad,Rusya ve Çin desteği ve Kürtlerin nasıl bir oyun hazırlandığına dair uyanıklığıyla-şimdi,güçlüdür.
Irak’ta Barzani ve Talabani arasındaki siyasi rekabette Talabani İran yanlısı olarak tabanında gelişmenin fırsatını yakalamışa benziyor.
PKK Terör Örgütü Türkiye’nin ulusal sorunu olmaya devam etmektedir.
Kaotik Ortadoğu jeopolitiği yeni çok kutuplu dünyayı kurmaya yol alırken,Başbakan Erdoğan ve bakanı Davutoğlu sadece Türkiye’yi yakmıyor!
Bir yanıt yazın