TAMMO NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ
Meşal Tammo Suriye Kürtlerinin,”Gelecek Akım Hareketi” lideri,Batılı güçler ve Türkiye’nin desteklediği muhalefeti temsil eden Ulusal Konseyin de üyesiydi.
Kamışlı’da evinin avlusunda ev sahibi ve çocuklarıyla beraber kahve içerken -çalınan kapıyı açan ev sahibinin anlattığına göre, aniden içeriye Kürtçe konuşan bir kaç silahlı kişi girdi.
Ev sahibini yüz üstü yere yatırdılar ve 30 saniyeyi almayan Meşal Tammo’nun,”Kimsiniz” demesini bile bitiremediği bir sürede silahlarını ateşlediler, Tammo’yu öldürdüler.
*
Öldürülmesi Suriye Kürtlerini çok etkiledi-ardından tüm bölgenin geleceğiyle ilgili;
Suriyeli Kürtleri Müslüman Kardeşlerin hizmetine sokmak isteyip de bunda pek başarılı olamayanların -şimdi,Kürtleri kanlı bir çatışma içine çekerek El Esad rejimine karşı güçlenmek mi istedikleri,
Ya da kendi Kürt nüfusuna ilişkin endişeleri nedeniyle Türkiye’nin, Suriye muhalefetine verdiği desteğinde yumuşamasının mı istendiği,
Ya da Suriye’de Kürtlerin kazanım elde etmemesinin mi istendiği, soruları kaldı.
Ya da?
*
İslam coğrafyasının Arap olmayan Şii İran’ı sıkı bir yahudi ayrımcısı ve nükleer teknolojiye sahip olması halinde hem ideolojik hem de siyasi olarak İsrail’i ve Batı çıkarlarını dengeleyeceği iddiasındadır!
O nedenle bir süredir İran’ı nükleer teknolojiden vazgeçirmek için yürütülen BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkilisi, yaptırımların ancak bölge ülkeleri ve komşular işbirliğiyle etkili olacağı varsayımı işletiliyor.
ABD Ford Vakfı,Suudi Arabistan,Katar’ın finansal başta Türkiye’nin stratejik ve taktik desteğiyle bölge ülkelerinde polis ve askerden takviyeli islamcı savaşçılar ve aktivistlerle rejimler devriliyor.
*
Arap İslam ülkelerinin yeni rejimlere değişiminde YeniOsmanlı ya da yeniİttihatçı AKP’nin ezici iktidarıyla Türkiye model ülkedir.
Model;kaynaklarına güvenlikle el koymayı teminen İslam ülkelerinde yargı,ordu ve polis gücüyle desteklenen merkezi hükümetlerin önderliğinde tarikatlar,cemaatler,dini örgütler, islami- liberal sermaye yapılanmasıyla yaratılan tüm ekonomik ve sosyal değerleri küresel piyasalara transfer eden Lâik devlet organizasyonudur – ki; bu modelin yansıması halinde İran’da da rejimin değişeceği umud ediliyor!
*
Ne ki, El Esad,”Suriye laik olan tek Müslüman Arap devletidir. Laik ülkede mezheple uğraşılmaz.Suriye’yi karıştırmak için olayı mezhep boyutuna indiriyorlar.Her adımı atarım ama din eksenli şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem. PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o’dur”diyor ve ülkesine uygulanmak istenen modele direniyor.
*
O esnada PKK;küresel serbest piyasalara rağmen özel mülkiyeti tekelleşmeci karakteri nedeniyle reddetmektedir. Toplumsal mülkiyete dayanan ve ortaya çıkan ürünü onu yaratan emeğin olduğunu savlıyor-fakat,toplumun ortak denetimi nedeniyle mülkiyetin tekelleşmesinin engellendiği Demokratik Özerklik sosyal yapısını talep ediyor!
Kapitalist modernite tarafından yok edilmemek için yerleşik konuma oturtmak istediği kimliği için özgürlük talebinde terörizedir.
Bu karakteriyle de Kürt sorununa endeksli olmaktan çıkmış bulunuyor…
*
Çünkü, yeniOsmanlı ya da yeni İttihatçı AKP iktidarıyla Türkiye ve Fethullah Gülen cemaati Mesud Barzani’nin KDP,Celal Talabani’nin YNK partileri ve yerel-bilhassa, Hizbullah örgütünün dinsel mekanları denetimde tutan gücüyle başta petrol olmak üzere ekonomik zenginliklerin değerlendirilmesinde Kuzey Irak Kürt Bölge Yönetiminin tüm organizasyonunda tedbirleri almıştır.
Geliştirilen ekonomik zemin üzerinden politik, kültürel, sosyal ve yaşamın her alanına ilişkin etkinlik sağlanmıştır.
Bu vasfıyla Kuzey Irak Kürt Bölgesi Yönetimi o coğrafyada uygulanmak istenen modele tam uyuyor ve Kürt sorununda ana tema olan Kürt statüsünü temsil ediyor.
*
O yüzden Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerine gidildiği süreçten itibaren Türkiye’den Kandil coğrafyası alanına daraltılmış bölgede Kürt toplumunun hassasiyetlerine ve terörün pik yapacağı riskine rağmen PKK örgütü üzerinde yoğun askeri,hukuki,ekonomik,dini, kültürel tahrik ve baskı politikası uyguluyor.
Bir yanda Irak Başbakanı El Maliki, Kuzey Irak’ta PKK ve PJAK’ın varlığına son vermek üzere kuzeye asker gönderileceğini açıklamaktadır.
Öte yanda Suriye’nin parti yasası çıkarması ardından yeni parti kurma çalışmalarında Türkiye’den AKP iktidarı BAAS partisine alternatif ılımlı İslam partisi kurma çalışmalarında aktiftir ve Suriyeli Kürtleri kurulacak partinin çatısı altına almaya çalışıyor.
Son olarak Meşal Tammo’nun öldürülmesiyle Suriye’li Kürtlerin hassasiyetleri yükseltiliyor-bu suretle,Türkiye- Kandil coğrafyasında daraltılmış alanda bunaltığı PKK örgütünün alanını birdenbire genişletilirken;
Küresel piyasaların demokrasi şartında demokratik hakları için mücadele eden Kürt azınlığının isyanı olarak kabul edilen PKK’nın uluslararası terör örgütü statüsüne taşınması ve koca bir alanda hem Suriye,hem Irak, hem Türkiye karşısında yalnız,desteksiz, çaresiz ve şaşkın av olarak belirmesi planlanıyor.
*
İran, Batı güçleri ve Türkiye’nin PKK/PJAK örgütünün tasfiye etmekteki samimiyetini anlamış-o nedenle,bir süre önce bu örgütü kırmak,karar ve yönetimini tam çökertmek üzere Kandil’e düzenlediği harekâta son vermiştir.
Öte yanda İran, Batı adına Türkiye’nin El Esad rejiminin değiştirilmesi misyonunda Suriye’ye ekonomik,siyasi ve askeri gücünün tek başına yetmeyeceğini,bir şekilde mutlaka takviyeye ihtiyacı olduğunu da,
PKK’nın Irak,Suriye,Türkiye coğrafyasında uluslararası terör örgütü durumuna sokulduğunu-bu suretle,PKK terör örgütüyle mücadelede NATO takviyesine kapı açılabileceğini de biliyor!
*
Türkiye’nin Kuzey Irak’a kara harekâtı yapma olasılığı sürerken Kürt lider Meşal Tammo suikasti PKK terör örgütünü tasfiye edilmek üzere Türkiye,Suriye,Irak üçgeninden uluslararasılaştırmayı ve bu suretle ABD’nin nihai çekilmesi ardından bölgenin uluslararası askeri denetime açılması sürecini hedefliyor.
Fakat Büyük Atatürk,” Tarih bir milletin kanını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez” diyor.
Bir yanıt yazın