Elin Amerikalısı elini kolunu sallaya sallaya nasıl gümrükten geçiyorsa, benim yurdum insanı da öyle geçmeli!
Bilindiği gibi dün AB-Türkiye diyaloğunun ana maddelerinden olan “Türk vatandaşlarına AB vizesi” konusu Avrupa Parlamentosu’nun genel kurul oturumları paralelinde düzenlenen bir toplantıda masaya yatırıldı.İlk defa AB Komisyonu tarafından ele alınan bu hassas konu hakkında söylenenler şaşırtıcı ve incitici idi. Toplantıya AB’yi temsilen katılan Avrupa Komisyonu İçişleri Komiseri Cecilia Malmström, vize kolaylığından yana olduklarını dile getirdikten sonra ileride Diyarbakır, Antalya ve Konya gibi şehirlerden de vize alınabileceğini açıkladı. Cecilia Malmström, bilim insanı ve iş dünyası için spesifik vize uygulaması, çok giriş-çıkışlı ve uzun süreli vize üzerinde çalışıldığını da gündeme getirdi.
Peki, başka ne dedi?
Hiç birsey…!
Yani, ‘Saldım çayıra, mevlam kayıra’ misali birşey oldu…
Vah vah, bunun için mi alemi velveleye verdiniz?
Bu mudur yani?…
Türk milletinden vize talep edilmesi, Avrupa Toplulukları Adalet Divanı ve onlarca başka mahkeme kararına göre yasal dışı bir uygulama olduğunu ben mi size hatırlatmam gerek acaba? Yasal dışı olan bir uygulamanın nesini kolaylaştırıyorsunuz siz? Yani hem bize “sizler özgürsünüz”, hem de “durun size kolaylık olsun diye şu zincirleri takalım, özgür olacaksınız nasıl olsa ileride” diyorsunuz?
Öyle mi…?
Tekrar edelim, ne demişti Avrupa Adalet Divanı?
19 Şubat 2009’da açıkladığı kararında, Katma Protokol’ün yürürlüğe girdiği tarih olan 1 Mart 1973 tarihinde Türk vatandaşlarına vize uygulamayan ülkelerin, o tarihten sonra Türk vatandaşlarına vize uygulaması getiremeyeceğini belirtmemiş miydi.
Kararın özeti ise şöyle: “Türkiye ile dönemin AET’si, yani bugünün AB’si arasında imzalanan Ortaklık Anlaşmaları’nın katma protokolları uyarınca bir Türk vatandaşına vize uygulanamaz…” Adalet Divanı, Katma Protokol’ün 41’inci Maddesinin birinci fıkrası (standstill hükmü) uyarınca, üye devletler tarafından hizmet sunmak, almak veya iş kurmak amacıyla AB ülkelerine giden Türk vatandaşlarına usuli koşulların ağırlaştırılamayacağını açıkça ifade etmişti. Katma Protokol’ün, 41/1’inci madde uyarınca yeni bir kısıtlama getirmenin yasak olduğu açıktı. Buna rağmen hiç utanmadan birileri kalkıp, “Vize kolaylaştıracağız” diyorsa, bu olsa olsa ikiyüzlülüktür.
Şu pişkinliğe bakar mısınız?
Serbest gelip gitme hakkım varken kalkmış, “ee vize kolaylaştırıyoruz ya” diyerek laf salatası yapıyorlar…
Boş sözlerle insanların gözünü boyamaya gerek yoktur sayın Cecilia Malmström! Elin Amerikalısını nasıl AB’ye vizesiz alıyorsanız, benim yurdum insanını da öyle kabul edeceksiniz.
Aksi takdirde bu apaçık, “Adaletsizlik ve ırkçılık” göstergesidir!
Türk Milletini lütfen salak yerine koymaya çalışmayın!
Mustafa Çelebi
Bir yanıt yazın