KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, BM Genel Kurul çalışmaları çerçevesinde temaslarda bulunmak için gittiği New
York’ta, Türkiye ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması imzaladı.
Bu anlaşma, KKTC’nin ve Türkiye’nin, -tüm uyarılara rağmen- Rumların doğalgaz
çıkarma çalışmalarına devam etmeleri halinde alacakları önlemin ilk adımıydı.
Anlaşmada belirtilen koordinatlara göre Karpaz Burnunun 20 km doğusundan Kıbrıs adasının en batısındaki Arnavut
Burnundan Antalya kentine kadar çekilecek hayali bir çizginin arasında kalan bölge içinde bir Kıta Sahanlığı çizgisi belirlenmiş ve ilgili coğrafi koordinatlar da WGS 84 olarak ifade edilerek kayda geçirilmiş.
Anlaşma toplamda 6 madde.
Anlaşmanın 6. Maddesi ise son derece açık ve net ifadelerle yazılmış.
Madde 6’nın içeriği aynen “Bu anlaşma taraf devletlerce onaylandıktan sonra, onay belgelerinin değişimi tarihinden
itibaren yürürlüğe girecektir” şeklinde.
Anlaşma KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ve T.C. Başbakanı Recep T. Erdoğan tarafından imzalandıktan sonra gerek
Sayın Erdoğan, gerekse de Sayın Eroğlu, uluslararası anlaşmanın New York’ta iki taraf arasında olmasına rağmen bunu onaylayacak olanın TBMM ve KKTC Meclisi olduğunu birden fazla kez dile getirmişlerdir.
Cumhurbaşkanı, Anayasamızın Madde 102’sine göre Devletin başıdır ve bu sıfatla devletin, toplumun birliğini ve
bütünlüğünü temsil eder.
Anayasamızın 90. Maddesinin 1. Bendi “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle veya uluslararası
kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların onaylanması Cumhuriyet Meclisinin onaylamayı bir yasa ile uygun bulmasına bağlıdır” şeklindedir.
Yani bu maddeye göre KKTC Meclisi, KKTC adına yabancı devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla antlaşma yapma
yetkisine sahip değil. Antlaşmayı bir başkası yapacak ve KKTC Meclisi de uygun görürse bu antlaşmayı onaylayarak “Yasa” haline dönüştürecek.
Peki, KKTC adına yabancı devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla antlaşma yapma yetkisine sahip olanlar kim?
Hiyerarşik düzene göre ilk sıradaki, Anayasamızın madde 102’sine göre devletin başı olan Cumhurbaşkanıdır. Onun
arkasından, icranın başı olan Başbakan sonra da Bakanlar gelmektedir.
Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun, böylesi önemli bir konuda ve ortamda T.C. Başbakanı ile KKTC
adına “Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Antlaşması”nı imzalama yetkisi bulunmakta.
Bu karşılıklı imzalaşmanın yeri ve zamanı da çok önemli.
BM’nin Genel Kurul çalışmaları yaptığı bir anda ve ortamda -mükemmel bir basın duyurusu ile- Genel Kurul çalışmalarına
katılmak için gelen Devlet Başkanlarına, Devletini temsilen gelen Başbakanlara, T.C. ile KKTC arasındaki Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması’nın duyurulması ve ilan edilmesi, Rumların doğalgaz araştırmaları konusunda Türk tezleri ve
haklılığı açısından ileriye doğru çok önemli bir adım.
Bu anlaşmanın getirisi, daha mürekkebi bile kurumadan görüldü.
Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas’ın bu antlaşmadan sonra yaptığı açıklamalar, bunun en güzel bir örneği.
New York’ta bu konunun gündeme gelmesi ile adadaki her iki tarafında doğal zenginliklerden ortaklaşa
yararlanabilecekleri olgusu eş kapsamlı olarak müzakerelere alınabilecek konuma gelmiştir.
Şimdi görev KKTC Meclisindedir.
Türkiye ile KKTC arasında imzalanan Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşmasını ivedilikle onaylanması hem KKTC halkının çıkarlarına hizmet edecektir hem de müzakerelerin olumlu yolda ilerlemesine yardımcı olacaktır.
Prof. Dr. Ata ATUN
26 Eylül 2011