Uluslararası alanda Yunanistan ile ilgili mali durum ve mali porte hızla değişmekte.
Avrupa’da Yunanistan’ın “koordineli iflası” gündemde ve bu yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
Her an, her saat, her dakika Yunanistan için kritik.
AB üyesi devlerin Yunanistan’a karşı hoş görüsü bitti ve dayanma sınırlarının da sonuna gelindi.
Avrupa Birliğinde Yunanistan’ın dipsiz kuyu gibi para yutmasına artık sempatik bakılmıyor. Yunanistan
için ortada olasılığı yüksek iki senaryo var.
Her ikisi de Yunanistan’ın iflası sonrasında nelerin olacağı ve yapılabileceği ile ilgili.
Birinci senaryoda, iflastan sonra Yunanistan’ın müflis bir devlet olarak Euro bölgesinde kalması ve AB tarafından yönetilmesi var.
İkinci senaryoda ise Atina yönetiminin ortak para birimi Euro’dan vazgeçerek, Yunan para birimi “Drahmi”ye geri dönmesi ve daha birinci günde Drahmi’yi yüzde yüzlere varan bir oranda düşürmesi hesapları yer alıyor.
Yani ilk günkü enflasyon oranı yüzde 100 olacak demektir.
Allah Kerim diğer günlerdekilere.
Yunanistan’la ilgili iflas senaryoları Euro Bölgesi ve dünya borsalarını derinden etkilemeye başladı. Ülkenin geleceği pek de parlak değil.
Yunanistan mali iflası ile ilgili oluşturulan bu senaryolar, AB içinde yeni gelişmelerin de habercisi.
Yeni gelişmelerin en önemlisi, AB üyesi ülkelerin mali durumlarına göre Euro bölgesinden çıkışlarının serbest bırakılması düşüncesi.
Fransa Frank’a, İtalya Liret’e, İspanya’da Pezo’ya dönebilir başı sıkışınca. İngiltere zaten Euro bölgesine girmemiş ve kendi para
birimi olan Sterling’i kullanmaya devam etmişti.
Yunanistan’ın olası iflasının tabu olmaktan çıkarak açıkça tartışılmaya başlanması ve bu olasılığın özellikle Almanya’da giderek
yoğunlaşan bir şekilde dile getirilmesi Euro Bölgesi’nin bir krize doğru gittiğinin en açık bir göstergesi.
Euro, Yunanistan paniğiyle uluslararası piyasalarda tepetaklak olurken başta Fransız bankaları olmak üzere piyasalar kelimenin tam anlamıyla kara günler yaşamaya başladı.
Fransa’nın durumu da kritik.
Dış borcu dört buçuk trilyon Dolar’a yakın. Aynen ABD gibi Fransa ekonomisinin de bu borcu ödeyebilmesi olanaksız.
Fransa’nın en önemli üç bankası olan Societe Generale, BNP Paribas ve Credit Agricole’nün hisseleri, kasalarında bulunan Yunan Bankalarına ait hisse senetleri ve Yunanistan Devlet Tahvili nedeni ile yüzde 10’a varan düzeylerde değer kaybetti.
Sıra İtalya’da.
İtalya’nın da mali durumu da çok parlak görünmüyor .
Batış kuyruğunda, (AB ülkeleri içinde) Kıbrıs Rum Cumhuriyetinden sonra beşinci sırada yer alıyor.
Zaten Fransız Bankalarının hisselerinin değer kaybetmesine Yunanistan’ın ne denli etkisi olmuşsa, İtalya’nın da o kadar etkisi oldu.
Söz konusu Fransız Bankaları, İtalya’ya ciddi oranda kaynak sağlayan para kaynakları aynı zamanda.
Yunanistan batarken İtalya’yı da beraberinde aşağıya çekiyor.
Dibe giden iki ülke şimdi göbeklerinden bağlı oldukları Fransa’yı da aşağıya çekmeye başladılar.
Avrupa Birliği’nin uzun yıllar içinde kurmaya başardığı Euro Bölgesi, dağılma süreci içine girdi.
Biraz daha bu sarsıntılar devam ederse, içinde Kıbrıs Rum Cumhuriyetinin de yer aldığı 1 Mayıs 2004 tarihinde ve sonrasında AB’ye katılan 12 devletten birçoğu 2012 sonuna kadar mali baskılara dayanamayıp Euro bölgesinden çıkmak zorunda kalabilir.
Prof. Dr. Ata ATUN
ata.atun@atun.com
16 Eylül 2011