KANDİL KAŞKARİKOSU
Yıllardır tribünlerde hançerelerini patlatırcasına,”Avrupa,Avrupa duy sesimizi” avazlarıyla haşır-neşir Türkiye için Guardian’da, Prof.Muhammed Eyub’ün,”Ortadoğu’yu Avrupa’ya bağlayan stratejik güç Türkiye’nin çağı geliyor.Ortadoğu bundan böyle asla aynı olmayacak” dediği yazısıyla verdiği gaz, o sloganın devamı,”Bu gelen Türklerin ayak sesleri” nidalarına neden oluyor.
Benzer bir nida gazetecilerin sınır ötesinde kara harekatıyla ilgili gelinen noktanın ne olduğunu sorması üzerine İçişleri Bakanı Naim Şahin’den geliyor,”Sınır ötesi harekat da havadan olduğu gibi karadan da sınır komşumuz ülkeyle yapılan görüşmelere bağlı olarak her an yapılabilir” diyor.
Allah’tan,türlü heyheylenmelere karşı Büyük Atatürk’ün,”Çeşitli ihtimalleri çok iyi hesap etmeli,en iyi görüneni süratle uygulamalı”meseli bir rehberdir!
*
ABD ve müttefiklerinin küreselleşmeyle daha fazla demokrasi,ekonomik büyüme ve istikrar vaadi önce güvenlik gerektiriyor.
Bilhassa küreselleşme felsefesinde Siyonizm ve bulunduğu bölge nedeniyle İsrail’in güvenliği önem arzediyor.
*
O nedenle Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ardından küresel güvenliği de tehdit ettiği iddiasında tek kalan İran İslam Cumhuriyeti hedefe konuyor.
Birincisi;İran’da demokratikleşme,hak ve özgürlüklerin gelişmesi halinde BM ekonomik ve siyasi yaptırımlarından daha etkili olunacağı varsayılıyor.
İkincisi;Arap İslam ülkelerinde din milliyetçiliğinin tasfiye edilmesi suretiyle İsrail’in bölgesinde güvende olması öngörülüyor.
Üçüncüsü;gerektiğinde İran İslam Cumhuriyeti rejiminin askeri usullerle yıkılmasının yolu döşeniyor.
*
Birinci ve ikinciyi teminen İslam ülkeleri devletlerinin varlık sebebinin halkın meşru talep ve beklentilerini karşılamak goygoyundan hareketle;
Ordu ve Polis takviyeli İslami sivil toplum kuruluşlarının güttüğü halklara; dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin hukukun üstünlüğü ve anayasal güvenceyle temel insan hakları, özgürlükler, ekonomik büyümenin hakça bölüşümü vaad edilmektedir-hemde, islami liberal bir düzen öngörülüyor!
Bu suretle farklı sosyal,etnik özelliklere sahip değişik mezhep,cemaat,aşiret,kabile ailesinden gelen,dini eğilimler üzerinden kardeşlik fikri ve dayanışma hissi içerisinde ahlaki fazilet ilkesine bağlı yeni bir ruh geliştirilirken,liberalizmde tutunabilmenin kıyasıya rekabetinde din ve etnik milliyetçiliğin yok olacağı farz ediliyor.
İşte,Başbakan Erdoğan Kahire’de Arap halklarının damarına,”Bizler aynı bedenin ve aynı ruhun unsurlarıyız”diyerek girerken yeni geliştirilen islami liberal ruhun lideridir!
“Şu iyi bilinmelidir: İsrail ne zaman makul, sorumlu, ciddi, insan hakkına, yaşam hakkına saygılı, normal bir devlet olarak davranırsa, ancak o zaman içine düştüğü yalnızlıktan kurtulmayı başarabilecektir” derken de -aslında, liderliğiyle Ortadoğu’nun şu konjonktüründe Arap halklarının İsrail’e nefretinin paratonerliğine soyunuyor.
Bölgesinde “yalnız” İsrail, paratoner Türkiye’nin arkasında güvenlikle saklanıyor!
*
Ya, İran İslam Cumhuriyeti rejiminin askeri usullerle yıkılmasının yolu nasıl döşeniyor?
*
Başbakan Erdoğan’ın “Kürt Açılımı” coşturması,Ayrılıkçı Hareketin “demokratik anayasa ulus,siyaset,vatan konsepti”nde “Kürt Statüsü”nün belirlenmesi taleplerini yoğunlaştırmıştır.
Ne ki AKP iktidarının 12 Haziran seçimlerine gidildiği süreçten itibaren Kürt toplumunun hassasiyetlerini önemsemeden
uyguladığı hukuki,operasyonel,ekonomik,dini ve kültürel tahrik ve baskılarla duyarsızlık yaratmak isteği
PKK terörünün yeniden başlamasına ve Türk halkının galeyanına neden oluyor!
*
İran İslam Cumhuriyeti de PKK terör örgütünün Siyonist felsefede ABD ve müttefiklerinin Türkiye,Suriye,İran ve Irak dörtgenindeki taşeronu olduğunu biliyor!
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın,”PKK ile temas kurulacağı”,
İran’ın PKK terör örgütüne Irak ABD ordusunun silah temin ettiği açıklamaları PKK’nın taşeron karakterini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
O nedenle bir süredir İran, taşeron PKK/PJAK örgütünün misyonunu kırmak, karar ve yönetimini tam çökertmek üzere Kandil’e mütemadiyen harekât düzenliyor!
Bu harekâtı önlemeye amade Mesut Barzani’nin karşısında, hareketine ikbal arıyan İran yanlısı Celal Talabani’den dolaylı destek alıyor.
O nedenle Kuzey Irak Kürt Yönetiminde Barzani, ancak bir kaç gün önce Irak ABD ordusuna İran’ın sınırları içinde yaptığı askeri harekatı engellemek üzere operasyon alanına sevk izni verebiliyor!
*
Kandil; terör örgütünün karar ve yönetim mekanizması olması dışında da stratejik önem arzediyor!
*
Türkiye,NATO stratejik konseptinin en önemli unsurunu oluşturan ve kumandasında,işleticiliğinde ABD ve NATO’nun bulunacağı Füze Kalkanı Radar Sistemini Malatya’ya,
Yine ABD kumandasında ve işleticiliğinde radar sisteminin kapsama alanı dışında Patriot Füzelerini topraklarında konumlanmasını kabul etmiş bulunuyor.
Öte yanda danışıklı oluşturulan gerilimle, İsrail’in Türkiye’ye PKK üsleri ve militanlarını tesbit etmek için kullandığı insansız casus uçaklarını vermemesi,Türkiye’nin ABD Hava Kuvvetlerinin kullandığı Predator uçaklarına talebine neden oluyor.
Bütünü;mevcutların ötesinde istihbarattan elektroniğine,uçağından piyadesine ABD ordusu uzmanlarının Türkiye’ye yerleşmesi anlamına geliyor.
Öyleyse İran Türkiye cephesinden de çembere alınıyor!
*
Fakat yorgun ve ekonomisi zorda ABD’nin tek başına İran’ı kuşatmasının hiç anlamı yoktur!
O nedenle Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müşteşarı Feridun Sinirlioğlu -görünürde,PKK varlığına son verilmesi için bir dizi teklifle Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüşüyor!
Kara harekâtı için 5 ilâ 7 kilometrelik operasyon alanı ve Kandil stratejik Çalkurna Bölgesinde askeri üs kurma izni istiyor.
*
Çalkurna Askeri Üssü! Türkiye’nin maruz kalacağı bir zararda NATO’nun 5.maddesi gereğince Kuzey Irak’a da NATO birliklerinin yerleşmesine yol açabilecek bir fırsat sunuyor.
Fırsat;Talabani ve Barzani dengesinden çıkacak kararı bekleyedursun,ABD yeniden NATO müttefiklerini Kuzey Irak’ta İran’ın hemen yanıbaşına yerleştirmeyi mi öngörüyor?
*
Eh! Türkiye’de bir Eşbaşkan Mısır’dan Arap toplumlarında İslam liderliği cakası atarken -fakat, Haçlı dünyasının gizliden aşağılanmasına uğrarken, yeniCHP temiz dudaklısının bir-bir giden Cumhuriyet ilkeleri için direnişini gösterir bir protestosu ya da ulusal ölçekte bir miting girişimi ya da bir gensoruyu dahi aklına getiremeyen küçücük hoşluğu ve boşluğu,
Tüh,dedirtiyor ve ulusumuzun rehberi büyük Atatürk’ü her daim hatırlatıyor…
Bir yanıt yazın