KIYAKÇILIĞIN SONU

KIYAKÇILIĞIN   SONU

 

AKP hükümeti bir KHK ile azınlık vakıflarının 1939 yılından sonra edindikleri gayrimenkuller için hak sahibi olmalarının yolunu açmıştır.

Madem yol açılmıştır, ABD’de  “Soykırımdan Kurtulanlar Derneği” de, Nazilerin Türkiye’ye kaçırdığını iddia ettikleri

altınlarının iadesini istiyor!

Öte yanda  BM Palmer Komisyonu Mavi Marmara gemisi vakasıyla ilgili  raporunu ilan etmiştir;Türk hükümeti beklentilerinin karşılanmaması üzerine İsrail’e sert yaptırımlar uygulama kararı alıyor.

Başbakan Erdoğan İsrail ile mütemadiyen sertleşen,geren söylemini Ortadoğu’nun da başlıca gündemi haline getirmiş bulunuyor!
*
Bu gündemde İsrail’de basına sızan Türkiye karşıtı,”PKK’ya destek,Ermenilere yardım ve Türkiye’nin topyekün  diplomatik ve hukuk saldırısına maruz bırakılması” planiyla ilgili  İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon açıklamada bulunmaktadır,”Dışişleri her türlü senaryonun konuşulduğu ve tartışıldığı mekandır”diyor!
*
Kahire Tahrir Meydanı’ndaki  kalabalıktan kopan binlerce kişi 3 ölü ve binden fazla yaralı vererek  İsrail Büyükelçiliğini basıyor.

Onlarca diplomat ve elçilik çalışanı apar topar ülkesine kaçıyor ve İsrail’in Mısır’daki diplomatik temsili, fiilen ortadan kalkıyor.

İsrail Türkiye ardından Mısır’ı da kaybederken giderek yalnızlığa mı  gömülüyor?

Başkan Obama şiddet olaylarının artmasından duyduğu endişeyi Kahire’ye bildirirken, yalnızlaşan İsrail’in güvenliğinin sağlanmasını teminen Mısır’a uluslararası yükümlülüğünü hatırlatıyor.
*

İsrail,Arap ülkelerinin lâik felsefeden beslenmeyen halklarının akıldışı platformlarda büyüttükleri etnik ve din milliyetçiliğine karşı yılmaz bir savunma,acımasız bir saldırganlıkta -üstelik,Siyonizmiden geliştirdiği evrensellik idealinde  tam da merkez bir bölgede yaşıyor.

Siyonizmle idealize ettiği evrenselliğe ulaşabilmeyi teminen -şu aşamada, devamlı güncelleştirilen Genişletilmiş Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projeleriyle destekleniyor.
Çoğu İslam ülkesinde mesela, Mısır’da da Ordu ve Polis güçlerinin desteğiyle İslami Sivil Toplum Kuruluşları ardında ayaklanan halk’a; dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin hukukun üstünlüğü ve anayasal güvenceyle  temel insan hakları ve özgürlükler,ekonomik büyümenin hakça bölüşümü vaad ediliyor.

Elbette Başkan Obama’nın  Mısır’ı ikaz ettiği üzere İsrail’in güvenliğinin sağlanması da  bu vaadin karşılığını oluşturuyor…
*

Esasen nükleer programıyla İran antisemitizmi varken diğer Arap İslam ülkeleriyle tek tek uğraşmanın  nafile olduğu çok açıktır.

O nedenle-işte, Arap Baharıyla İslam toplumlarında  liberalizmin güçlendirilmesi, demokratik standartların genişlemesi, hak  ve özgürlüklerin gelişmesiyle  etnik ve din milliyetçiliği zayıflatılıyor.
Yerine farklı sosyal,etnik özelliklere sahip,değişik mezhep,cemaat,aşiret,kabile ailesinden gelen,dini eğilimler üzerinden kardeşlik fikri ve dayanışma hissi içerisinde ahlaki fazilet  ilkesine bağlı  islami sivil toplum kuruluşları, dini ve mesleki birlikleri,esnaflar,üreticiler, ticaret erbabı,sanayiciler,finansörlerin teşkilatlanmasıyla, aynı histe yeni devlet organizasyonu bileşkesinde  yeni bir Arap ruhu geliştiriliyor.

Ahlaki fazilet ilkesine bağlı kılınacak halkların,zenginlik ve otoriteye karşı ilgisizliğinin giderek iktidara karşı muhalefet yapmayı engelleyeceği düşüncesiyle;”Yalnız” kaldığı varsayılan  İsrail Devletinin güvenliğine  ve Siyonizmin evrensel idealine ulaşmasının yolu açılıyor.
*

Teminen Genişletilmiş Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projelerinin Eşbaşkanı Erdoğan’ın AKP iktidarı, Arap Baharı süreciyle Arap etnik ve din milliyetçiliğinin   absorberi olmak görevindedir -bu suretle,islam coğrafyasından İsrail’e,Yahudi dinine ve Siyonizme beslenen duygulara paratoner olunuyor;karşılığında yeniOsmanlı hayaline Sultan olmak hayal ediliyor!

Türkiye-İsrail ilişkisi tamamiyle danışıklıdır ve  Arapların yerine Türkiye konularak  çok sert söylemle tüm Arapların gazı alınıyor.

İnanınız,  danışıklı iki ülke; politikalarının samimi olduğunu  gösterebilmek için ufak çapta bir operasyonu dahi  sunabilir!
*

Ne ki, İsrail Dışişleri Bakanlığı mutfağından basına sızan Türkiye karşıtı,”PKK’ya destek,Ermenilere yardım ve Türkiye’nin topyekün diplomatik ve hukuk saldırısına maruz bırakılması” planı; sürecin hiçte beklenen  akışlı olmayacağını gösteriyor!

Önce şu Arap Baharı süreci oturmalıdır ve İran aşılmalıdır -ki,ardından Siyonizmin evrenselleşmesinin önü açılabilsin…

-Türkiye’nin kıyağına bakınız ki, İsrail’in  İran’ı aşması için topraklarının ötesinde halkının bağrını Füze Savar Sistemine de açıyor!
*

Türkiye’de ulusal azınlıklarının mülkiyetlerinin iadesi konusu uzunca bir süredir  gündemdedir.

Rum Patrikhanesi,Bulgaristan, Ermenistan  Ortadoks Kilisesi ve çok sayıda Yahudi ve Hristiyan Fonu hem AB müktesebatı gereğince hem de AİHM de açılan davalarla mülkiyetlerinin iadesini talep ediyor.

Türkiye  açılan mahkemeleri kaybederken, finansal yaptırımlarla  baskılanmanın ötesinde etnik azınlıkların statüleri,Cumhuriyetle başlayan uluslaşma  süreciyle yeniden değerlendirilmeye alınıyor.

Cumhuriyetin uluslaşma ilke ve esasları tartışılmakta ve bir çoğunda kayıplar oluşmaktadır.

O nedenle  ilgili mahfillerde AKP hükümetinin azınlıkların gayrimenkulleri için hak sahibi olmalarının yolunu açan kararı coşkuyla karşılanıyor…
*

Hükümetin  danışıklıda olsa İsrail’e  söylemini sertleştirmesi, ABD’de “Soykırımdan Kurtulanlar Derneği”ni de harekete geçirmiştir.

2.Dünya Savaşında Almanya Yahudilerinin Alman ve İsviçre bankalarındaki  12 milyar dolar değerinde 12 ton altının yağmalandığı ve Türkiye’den değişik ülkelere çıkarıldığı,bunun 1 milyar dolarlık bölümünün Türkiye’de olduğu ve geri ödenmesi talebinde bulunuluyor!

Bu suretle kimi  azınlık grupların  soykırım,asimilasyon,entegrasyon benzeri suçlarla  Türkiye’nin uluslaşma sürecine yaptıkları töhmetle işleyen diplomatik ve hukuki sürece ilk kez bir biçimde Yahudiler de katılıyor…
*

Bu sonuç Türkiye ipliğinin pazara dökülmüş olduğu ibretidir.

Elbette Başbakan Erdoğan Eşbaşkanlık misyonuyla sürecin hangi yönde evrildiğini biliyor ve o yönde yönetiyor!

yeniCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da, bir çömez aklıyla etkin olmak heyecanı ve aculluğundadır.

Biteviye  Ayrılıkçı Kürt Hareketinin Türkiye Cumhuriyetine töhmet ettiği soykırım,asimilasyon suçlamalarının en azından polemik edileceği, ” Dersim Arşivi” açılsın, “Hakikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonu” kurulsun istiyor!

Bu suretle Cumhuriyetin tertemiz  uluslaşma sürecini uluslararası camianın önüne atmak işgüzarlığı,finansal ya da toprak tazminatları ödenmesi riski, bölünmeye,yok olmaya ve sonuçta  Siyonizmin  evrensel idealine kavuşmasına hizmet ediliyor!
*

Büyük Atatürk,”Politika âleminde, birçok oyunlar görülür. Fakat kutsal bir idealin belirtisi olan Cumhuriyet idaresine, çağdaş harekete karşı cahillik ve tutuculuk ve her çeşit düşmanlık ayağa kalktığı zaman özellikle yenilikten ve cumhuriyetten yana olanların yeri, gerçekten yenilikten ve cumhuriyetten yana olanların yanıdır; yoksa gericilerin ümit ve faaliyet kaynağı olan taraf değildir” diyor.

KIYAKÇILIĞIN   SONU - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir