11 Eylül dünyada birçok köklü değişiklik yarattığı gibi Türkiye’nin dünya siyasetindeki ve kendi bölgesindeki konumunu da dönüştürdü. İstanbul’dan gazeteci Selçuk Oktay’ın notları…
Arap Baharı rüzgârı tüm hızıyla devam ederken yeni döneme ilişkin dile getirilen kavramlardan bir tanesi de ‘Türkiye modeli’. Siyasal İslam ile batılı değerleri aynı anda yaşadığı ifade edilen Türkiye’nin bu ülkelere model olabileceği konuşuluyor. Tam da 11 Eylül’ün 10. yıldönümünün yaşandığı bu dönemde bu tartışmalar ayrı bir anlam kazanıyor. Zira, o dönemden sonra İslamın Batılı değerleri dışlamaması durumu ayrı bir önem kazandı. Uzmanlar, 11 Eylül’den bu yana Türkiye’nin dünya politikasında ve kendi bölgesinde aldığı konumu değerlendirirken bu yeni sürecin etkileri üzerinde duruyor.
“Türkiye 11 Eylül’ün kazananlarından oldu”
11 Eylül dünyada dengeleri sarsarken etkinliği yükselen yeni aktörlerin de ortaya çıkışına sebep oldu. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı bu aktörlerden bir tanesinin Türkiye olduğunu söylüyor. Prof. Bağcı, 11 Eylül sonrası Türkiye’nin konumunu şöyle açıklıyor: “11 Eylül, Türkiye dış politikası için önemli bir dönüm noktası oldu. Yeni İslam tsunamisi Türkiye’de de AKP yönetimi ile etkisini gösterdi. 11 Eylül’den sonra Türkiye, İslam dünyasına örnek olarak gösterildi. Bunun yanında bu süreçte Türkiye, ABD’nin stratejik ortağı konumuna ulaştı ve yumuşak bir güç niteliği kazandı. Arap liderlerine örnek olan Türkiye, İslam dünyasının manevi önderi ve vicdanı rolünü oynamaya başladı.”
Bağcı bu dönemde Türkiye’nin Batı dünyası ile ilişkilerinin de olumlu seyrettiğini belirtiyor. Prof. Bağcı, “Türkiye, 11 Eylül’den sonra Batı ile ilişkilerini de düzenleyen yeni bir bakış geliştirdi. Avrupa Birliği adaylık süreci hızlandırıldı. Daimi bir güç olmasa da Türkiye kendi bölgesinde küresel bir oyuncu oldu. Bunun yanında El Kaide, Taliban gibi örgütlerden de kendini soyutladı. Tüm bu değerlendirmelerden sonra Türkiye’nin 11 Eylül sürecinin kazananlarından olduğunu ifade edebiliriz.”
“Yeni mücadele konsepti Türkiye’ye de yaradı”
Türkiye’nin kendi bölgesinde edindiği konum ile birlikte 11 Eylül’ün iç sorunlarına da önemli etkisi olduğu belirtiliyor. Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı bu etkilerle ilgili şu açıklamaları yapıyor: “11 Eylül’ün Türkiye’ye en önemli etkisi maruz kaldığı terör olayları ile ilgili oldu. ABD, Türkiye’nin yaşadığı bu sıkıntıyı çok fazla ciddiye almıyordu. Ancak 11 Eylül olaylarından sonra başta ABD olmak üzere Batı dünyası Türkiye’ye anlayış göstermeye başladı. 11 Eylül’den önce sadece devletlerin yaptığı saldırılarda meşru müdafaa söz konusuydu. Bu olaylarla meşru müdafaanın tanımı da değişti. Bunun yanında Türkiye, Taliban ve El Kaide gibi örgütlenmelere karşı düzenlenen ittifakta da yer aldı.” Prof. Pazarcı, Türkiye’nin model olma tartışmalarına ise farklı bir açıdan yaklaşıyor. Pazarcı, “11 Eylül, Türkiye için bir milat olmadı. ABD, radikal İslama karşı önlemler almayı düşündü anlaşılan. Ilımlı İslamı destekleyen bir anlayış kurguladı. Bu kapsamda AKP’yi destekleyen bir yaklaşım benimsedi. ABD, AKP’nin ilk dönemi boyunca ortaya koyduğu sonuçlar itibariyle Türkiye modelini teşvik etmiş olabilir. Ancak ABD ve Batı dünyası güçlenen AKP iktidarını tercih etmeyecektir. Dolayısıyla bu aşamada bir Türkiye modeli söz konusu değil. Bugün Arap Baharı’nın estiği ülkelerden biri olan Tunus aslında Türkiye modeline çok benziyordu. Batıda böyle bir model arayışı varsa neden Suudi Arabistan ya da Bahreyn için Türkiye modeli örnek gösterilmiyor? Bu model kavramının Türkiye kamuoyunun gururunu okşamak için ifade edildiğini düşünüyorum.”
“Türkiye batılı olmaya devam etti”
Neredeyse 11 Eylül’den bu yana Türkiye’de yaşanan siyasal istikrarın da 11 Eylül olaylarının Türkiye’ye etkileri açısından dikkate değer bir anlamı bulunuyor. Emekli diplomat Hasan Tolon, “Türkiye’de başka bir hükümet olsaydı 11 Eylül’ün Türkiye’ye hiçbir etkisi olmazdı” diyor. Kültür Üniversitesi Devletler Hukuku Profesörü Hasan Köni ise Türkiye’nin bu süreçte batılı olmaya devam ettiğinin altını çiziyor. Prof. Köni, 11 Eylül’ü takip eden 10 yıl boyunca Türkiye’nin gidişatını şöyle açıklıyor: “11 Eylül’den sonra Türkiye klasik batı yapısı içindeki davranışını devam ettirdi. 11 Eylül ile ilk defa terör saldırısı NATO ülkelerine yapılan saldırı başlığı altında değerlendirildi. Devletler hukukunda yeni olan bu algıya Türkiye de uydu ve Batı’nın yanında yer aldı. Bu süreçte Türkiye’de iktidarda bulunan siyasal yönetimin bir atılım yaptığını ve Kopenhag Kriterleri’ni uyguladığını görüyoruz. Bunun yanında ‘Komşularla sıfır sorun’ politikası ortaya çıktı. Türkiye, Afrika’da etkili olmaya başladı. Ancak son dönemde Türkiye’nin dış politikada yaptıklarına da dikkat çekmek gerekiyor. Türkiye, Hamas ve Filistin sorunları konusunda çözücü bir rol oynamaya çalıştı. Ama gelinen noktada İsrail ile karşı karşıya gelmeye başladı.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Selçuk Oktay / İstanbul
Editör: Nihat Halıcı