SAHİBİNİN SESİ
Başbakan Erdoğan,27 Nisan e-muhtırasının Genelkurmay internet sitesinden kaldırılmasıyla önemli bir adım atıldığını belirtiyor,
“Biz bu arzumuzu daha önceki yönetimlere ifade etmiştik fakat onlar o adımı nedense atmamıştı.Ama şu andaki TSK yönetimi,Genelkurmay Başkanlığımız bu adımı atmıştır” diyor.
*
Bendeniz bu ifadeleri dinlerken,sizlere de-tam şu dakikada ve bu yazıyı okumanızdan önce, samimi olarak tatbik etmenizi önereceğim,”Ciddiyiz-Biz” sitesinde bulduğum,
linki içeriği ile ekran temizliği yapıyor,”Pati” sayesinde tükürük yalayıcılığının ne menem şey olduğunu anlamaya çalışıyor ve geçmişi de yâd ediyordum.
*
30 Ağustos 1922’de Onlar Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in emrinde, Başkomutanlık Meydan Muharebesinde,
Kısıtlanmadan yaşamak, seçimlerini kendileri yapmak özgürlüğünde ruhları kanatlıydılar.
Her riski göze aldılar, savaştılar
Aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarılmasını;
Tam bağımsız, millet egemenliğinde huzur ve refah için,
Toplumun temel kurumlarından devletin rejimi ve işleyişine sistematik oluşturdular.
Akılcı ve bilimci,
Vicdan ve düşünce özgürlüğünde,
Fakat ulusal birlik ve bütünlükle,
Söz ve karar sahipliğinde millete ve insanlığa adanmışlıkla özgür bireyler yaşasın istediler.
Bu düşünce temelinden Türkiye Cumhuriyetini kurdular.
*
Mustafa Kemal’in,”Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalı ve her yeni şeye karşı mutlaka bir kuvvet çıkar. Buna bizim dilimizde İrtica derler. İşte bu irticanın imhası için gerekli tedbirleri evvelden almış olmak lazımdır” ikazı,
Ve “Cumhuriyet Orduları, Cumhuriyeti ve kutsal topraklarını güvenle koruma ve savunma kudretindedir ve hazırdır” emanetine
-rağmen;
*
Bir süre sonra Genelkurmay Başkanı Org.Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun,”28 Şubat bin yıl yaşayacaktır” ifadesini,
Ardından Org.İlker Başbuğ’un medyaya tertiplenen bir toplantıda,”Artık TSK üzerinden elinizi çekiniz.TSK üzerinden siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz.TSK ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekât yürütmeye son veriniz” çağrısını,
Ya da Org.Işık Koşaner’in,”TSK’nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin oluşturulmaya çalışıldığı,yüce ulusumuzun kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik edildiği dikkatlerden kaçmamaktadır.Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan” bahisle işgal ettiği yüce makamdan ayrılışını hatırladım.
*
Bugün 30 Ağustos 2011 de TSK general ve amiral kadrosunun yüzde 15’i tutukludur.
Zafer Bayramı ve TSK günü dolayısıyla yapılan kabulde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in, Türk milletinin kendine emaneten tevcih ettiği ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını, 20 yıllık siyasi hayatını çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin lâik siyasi düzenine karşı mücadele ile geçirmiş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile somutlaştırdığını gördüğümde irkildim!
*
Mustafa Kemal’in,”Bir Türk komutanının, ordusunu kullanmaksızın, herhangi bir kötü tesadüf ve kötü şans eseri bile olsa, düşmana esir düşmesini biz mazur görsek de, tarih bunu asla affetmez ve affetmemelidir” sözüyle,sarsıldım.
*
Genelkurmay Karargahı’nda düzenlenen törende zafer kazanmış bir Başkomutan edasında Abdullah Gül’ün tebrikleri kabul ederken karşısında general ve amirallerin birerli kol düzeninde önce rugan pabuçlarından çıkan “tak” topuk sesi ve esas duruşları, aniden ve sertçe yaptıkları başlarını indirme reveransıyla üniformalarının ağır aksesurlarından senkronize çıkan “şak” sesiyle hazırolda, “Sağ ol” avazlarına şaştım,kaldım!
*
Yıllar sonra bir Zafer Bayramı gününde Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in,TSK ya karşı açılan asimetrik psikolojik harekâtı kazanmış olduğunu anladım!
*
TSK’nın Harb Okulları,karargâhları, kışlaları,sınırlarda ve mevzilerindeki mensuplarının,
“Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız
Tufanları gösteren tarihlerin yâdıyız
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti
Cehennemler kudursa ölmez nigâhbanıyız” diyen nefeslerini duymaya ve umutlanmaya çalıştım.
*
İyi Bayramlar,Efendim.