30 AĞUSTOS RUHU VE TSK

30 AĞUSTOS RUHU VE TSK
Bağımsızlık Savaşı  TBMM’nin Misak-ı Milli sınırlarında vatanın bütünlüğü ve parçalanmayacağı görüşünden hareketle Başkomutan Atatürk’ün İnönü savaşları ardından 1921’de Sakarya’da, “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır.Bu satıh bütün vatandır.Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emriyle genişliyor.

26-30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesinde düşman çemberdedir ve Türk Ordularının Büyük Taaruz’uyla savaş kazanılıyor.

Ülke topraklarının geri alınışını simgeleyen 30 Ağustos  Zafer Bayramlarında  ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e,silâh arkadaşlarına,şehid ve gazilere ve günümüz ardıllarına şükranlar sunuluyor, Türkiye Cumhuriyeti coşkuyla kutlanırken imanlar tazeleniyor…
*

Ne ki düşmanın,Türkiye Cumhuriyetine karmaşık ve uzun dönemli yeni savaş unsurlarıyla saldırdığı görülmelidir.

Düşman; cumhuriyet ve imanında TSK ve Türk Halkının  ateş veya manevra esas unsurları dışında maneviyatını,azmini bozmak,terörist saldırılarla yıldırmak,asimetrik savaş unsurlarıyla  harekât ve tepki kabiliyetini kırmak,iletişim araçları ve sivil toplum kuruluşlarıyla çaresizlik oluşturmak,etnik  ve mezhepsel çatışmayla düşmanlıklar peyda etmekte pek mahirdir!
*

O nedenle bu yıl -üstelik,Ramazan Bayramı ile çakışan 30 Ağustos Zafer Bayramında bilhassa TSK’da her mensubun, “Cumhuriyet fazilettir” inancında ebedi Başkomutanı Atatürk’ün,”Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam;her kişisi,özellikle subayı,komutanı;medeniyetin ve tekniğin gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek ahlakta bir topluluktur” ifadesini düşünmesi gerekiyor.
*

Mesela niçin,20 yıllık siyaset hayatını, çağdaşlaşmayı ilke olarak benimseyen Türkiye Cumhuriyetinin siyaset,hukuk,ekonomi ve toplumla ilgili demokratik ve lâik siyasi düzenine karşı  mücadele ile geçirmiş Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,-üstelik,Genelkurmay Başkanının teklifiyle,Zafer Bayramı kabülünü yapmaktadır?

Bu tavır, her kabulde Genelkurmay Başkanının  bir önünde yeraldığı varsayılan Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal’in aziz hatırasına saygısızlık ötesinde, o’nun  idealleri yerine sürdürülmek istenen islamcılığın Türkiye Cumhuriyeti gönderine çekilmeye hazırlığı anlamına mı geliyor?

Kimlerin yüreği, Gül’ün,”Silahlı Kuvvetlerimiz de komutanlarımız da bundan çok memnundur. Bunlar hep olması gereken şeyler. Her şeyin bir zamanı var demek ki! Uygulama bundan sonra böyle olacaktır” ifadesiyle burkuluyor?
*

Düşünmeye -mesela, iktidarın dünyaya nesnel bakışı güncelleştiren,dine karşı olmak yerine ondan bağımsız olmayı öneren Atatürk  Türkiye’sinin sosyolojisini,  durmaksızın “Demokratik Cumhuriyet” söylemiyle değiştirip, üzerinde bireysel dini duyguları ağır basan halklar yerine dini arayışları öne çıkaran partileşmeye inanan yeni bir jenerasyonla birlikte Türkiye’nin dönüştürülmesiyle mi devam edilmelidir?
*

Nasıl oluyor da,  Aczmendi tarikatı lideri Müslüm Gündüz,”90 senedir bu millete eziyet edenler,nihayet suçlarını itiraf ediyorlar.90 seneden beri yalnız Türk’ün,yalnız Kürt’ün,Acemin,Arabın,Alevinin,Sünninin değil topyekün milletin üzerinde bir zulüm vardı.Onun aralanması gibi bir durum görünüyor” diyebiliyor?
*

Ya bölücü Kürt Hareketinin  bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi,farklı kültürlerin yaşanması ve yaşatılmasının çok ötesinde,”Demokratik Özerklik” adıyla talepleri ve uygulamaları?

Yeni bir toplum düzeni için,”Kongre esaslı genel kamu otoritesi”olarak kırsal-komünal yaşam biçimi?
*

Hükümetin güvenlik önlemleri yanı sıra halkı kazanmayı öngördüğü yeni terörle mücadele stratejisi?

Sahil Güvenlik Komutanlığı’na, Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait sınır karakollarının ve hudut birliklerinin  oluşturulacak yeni Sınır Muhafaza Genel Müdürlüğü’ne devri?

Gerektiği durumda, TSK’nın Sınır Muhafaza Teşkilatı’nın emri altına girmesi?
*
Vay anam! Bakınız yeni Terörle Mücadele Stratejisindeterör bölgesinde halkı kazanmaya yönelik  olduğu savlanan sivil hârekatta; madolyonun arkasında bulunan devletin ekonomik birimlerinde islamcı kadrolar ve islamcı sermayenin denetim ve gözetiminde olmak kaydıyla 20 ile teşvik,50 bin gence iş vaadinde bulunuluyor.
Siyasi islamı kabul etmek  teşvik almaktır, aş ve iş anlamına geliyor.

Binlerce insana kaynaşma yemekleri,spor müsabakaları islam kardeşliğinin  tanışmasını, dayanışmasını ve propagandasını amaçlıyor!
*
Yeni  Terörle Mücadele Stratejisinde inisyatifi yüklenen özel harekâtçı polis, hem arazide hem de  şehirde daha etkin ve operasyonel bir işlev üstlenebilmesi -fakat, sadece nokta operasyonlarında  kullanmasına yönelik  araçlar ve ağır silahlarla teçhiz ediliyor.

Siyasetin emrinde Özel Harekât Polisi, ülke bütünlüğünü tehdit eden teröre karşı TSK’nın vatan sathında  güvenliğe matuf caydırıcılık,harekât ortamının şekillendirilmesi,barışı destekleme ve iç güvenlik harekâtı,kriz yönetimi,güç kullanımı gibi faaliyetlerini akamete uğratıyor.

Yine siyaset emrinde Sınır Muhafaza’da  özel harekât polisleri  TSK’dan, sınır karakollarını ve hudut birliklerindeki görevleri de devralmaya hazırlanıyor.
*

Çünkü ABD nin Genişletilmiş Ortadoğu  Projesi ortağı AKP iktidarının İslam kardeşliği,dayanışma ve sadakaların  oluşturduğu sosyolojik yapısı  islam ülkeleri arasında sınır tanımıyor.
TSK,ebedi Başkomutanı Atatürk’ün emri,”Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır.Bu satıh bütün vatandır” emrinden düşürülmek üzereyken,

Allah’ın egemenliğini dünyevi-siyasal alanda da tesis etmek üzere İslam kardeşliğinin sürdürülebilir gelişimi,karşılıklı işbirliği çerçevesinde teknik ve sosyal çalışmalar ve birlik gayesiyle günü geldiğinde  serbest geçişler ve serbest ticaret üzerinden İslam coğrafyasında cihan şümul yeniOsmanlı’ya  gidiliyor!

*

Komşu Rusya,İsrail,İran yeni nesil savaşta çok öndeyken Türkiye komşularıyla sıfır sorun politikasıyla afyonu yutmuştur.

Öyleki TSK, en üst rütbeli komutanının en yakınına kadar yaklaşmaya cüret eden- üstelik, üst rütbeli ajanları farkedemiyor!

Türk ekonomisini,siyasetini,güvenliğini kurgulayan Siyonisti ve yardakçısı asker ve sivilleri  görmüyor!

Bunları benim ya da senin  görmemizin de bir anlamı bulunmuyor.

*

Türkiye’nin Ramazan Bayramının,30 Ağustos ruhunu anlayabilenlere mübarek olacağı inancıyla…

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir