Beyaz Kimlik konusunda aslında biz “Vatandaşlar” veya da Lüzinyan’ların sınıflamasıyla “Asiller”, açıkçası neler
olup bittiğini pek bilmeden “Ahkam Kesiyoruz”.
Eğer KKTC’de bir takım hizmetler verilebiliyorsa ve biz bunları makul ücretlerle satın alabiliyorsak, bunları
yapanların “Beyaz Kimlik”e mahkûm ettiğimiz kişiler olduğunu unutuyoruz veya da
görmezden geliyoruz.
Yoğun hizmet veren yerler olan hastanelerdeki ara elemanlar ve teknik personel, otellerdeki ara elemanlar ve
teknik personel veya da diğer iş kollarındaki bu ara elemanlar olmazsa bu
hizmetleri nasıl ve kimden alabileceğimizi ya da kaça alabileceğimizi pek
düşünen yok.
Zannediyoruz ki “Beyaz Kimlik”li bu insanlar giderse, her işi biz yapabileceğiz ve her şey güllük gülistanlık
olacak. Buna Kantara’daki veya Buffavento’daki yaban keçileri bile güler.
Garanti ederim ki maliyetler hemen iki üç misli artar ve işyerlerinin çoğu da
kısa bir müddet sonra kapanır.
Önce eğer hepimiz devlet memuru olursak devlet memurlarının maaşı, emeklilikleri ve emeklilik ikramiyeleri kimlerin
verdiği vergilerle ödenecek, onu düşünmemiz lazım.
Uzun uzun tatil yapmanın, günün yarısında çalışıp diğer yarısında da yan gelip yatmanın, çalışmadan, üretmeden yaşamanın
bedelini Yunanistan ödemeye başladı. Yakında, aramızdaki bazı kişilerin her
fırsatta örnek göstermek istedikleri Kıbrıs Rum tarafı da bu tembelliğin
bedelini ödeyecek. Zaten başladı bile.
Beyaz Kimlik sahibi olanlara, “devlette çalışma ile seçme ve seçilme hakkı dışında her hakka sahip olacak” deniyor ama
gerçek öyle değil.
Açıkçası hiçbir hakka sahip değiller.
Bütün hakları- buna kazançları da diyebiliriz- her yıl çalışma ve ikamet izni çıkartmak zorunda olmamaları. Gerisi
Kıbrıs Türkçesi tabiri ile “fasa fiso” ve başka bir hakları da yok.
Bana bu konuda gönderilen sayısız mesajlardan bir tanesini burada yayınlamak istiyordum. İçeriği çok ders verici
ve açıklayıcıydı. Bilmediğimiz, yaşamadığımız ve duymadığımız sorunlarla yüz
yüze kalmış bu Beyaz Kimlikli vatandaşımız. Üstelik Beyaz Kimliğini de 2008
yılında almış. Yani dün değil, bugün değil, tamı tamına 3 yıl önce.
Mesajı uzun olduğu için bir başka yazımda yer vermeye karar verdim ama içinden seçtiğim ibret verici alıntıları
da siz sevgili okurlarıma aktarmak isterim. Okuyucumun ismini kısaltım ve nokta
ile belirtilen yerleri herhangi bir siyasi yoruma neden olmaması için
çıkarttım.
“Ben A. Z. Y. , Kıbrıs’a Nisan 1996 yılında yerleştim, İlk çalışma iznimi Ocak 1997 yılında aldım.1997 yılından
Temmuz 2011 ayına kadar 1 gün dahi eksik olmadan kesintisiz SS, İH ve vergi
primlerimi yatırdım, halen de yatırmaya devam ediyorum.1997 yılı ile Haziran
2008 yılı arası 10 çalışma izninden dolayı … iktidarı döneminde beyaz kimlik aldım
ve 2008 yılında 1,050 TL harç parası ödedim.
… iktidarı döneminde bize, “bu kimliği aldığınızda seçme seçilme ve devlette istihdam hariç KKTC vatandaşlık
haklarının tamamından yararlanacaksınız” dendi. Maalesef Beyaz Kimlik tüzüğü
tamamlanmadan bu kimlikler bize o tarihte yüksek harç parasıyla verilmesine
rağmen, hiç bir işe yaramadı….”
Ve mesaj akıcı bir şekilde bu güne değin Beyaz Kimlik sahibi olmasına rağmen karşılaştığı zorlukları dile getirerek
devam ediyor.
Beyaz Kimlik sahipleri kısaca;
Yabancılara tanınan sınırlamaların üzerinde konut veya arsa alamıyor,
Beyaz Kimlikle Türkiye’ye seyahat edemiyor,
KKTC’de yapılamayan tedaviler için Türkiye’ye Kurul Kararı ile gönderilemiyor,
Çocukları burada doğmuş olsa bile Türkiye’de tedavi olanakları yok,
Ve bunlara benzer en az yirmi tane daha olması gereken ama uygulamada olmayan hakları var.
İyi de biz niye bu kişilere “Beyaz Kimlik alırsan devlette çalışma ile
seçme ve seçilme hakkı dışında her hakka sahip olacaksın” diyoruz da hiçbir
hakkı vermiyoruz?
Aslında bizler “İnsan Hakları” suçu işliyoruz.
Yıllar önce adamıza gelmiş, alışkanlığıyla, teriyle, verimiyle KKTC devletinin ve halkının yaşamına katkı
koymuş, çocukları burada doğmuş büyümüş ve bu yıllar içinde hiçbir suç
işlememiş insanlara “sen çalışmana devam et, bize hizmet ver ama senin bu
toprakların vatandaşı olmak hakkın yok” diyoruz.
Ne, birçok kişinin örnek göstermek stediği Avrupa Birliği’nde vatandaş olma kuralları bizdeki gibi katı ve
ayırımcıdır, ne de Amerika’da.
Prof. D. Ata ATUN
12 Ağustos 2011
Bir yanıt yazın