İSRAİL’İN ENDİŞESİ
Siyasallaşmış yargının yürütme ve TSK arasına getirmiş olduğu krizin çözümünde etkili olamayacaklarını anlayan Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve komuta kademesinde 3 komutan görevlerinden ayrıldı.
Komutanlar demokratik olgunlukla başta Türk kamuoyu vicdanının rahatlamasını teminen krizin çözümünü ardılı komuta heyetine bıraktı.
Başbakan Erdoğan Askeri Şura toplantısı öncesi Anıtkabir’de özel deftere,”Silahlı kuvvetlerimiz gerek üstlendiği savunma görevlerinde gerek vizyonunu çağın gereklerine uygun olarak yenilemede çok önemli atılımlar gerçekleştirmektedir”ifadesine rağmen,
Şura’nın iki günlük toplantısında net bir sonuç çıkmaması TSK’ya yansıyan rahatsızlığı gösteriyor;Ordu/Millet bütünlüğü oluşmuyor.
*
İsrail haber sitesi Ynet,”İslamcılara karşı son kale de düştü” başlığıyla çıkarken, İsrail’in Türkiye’de ki siyasi gelişmeleri derin endişeyle izlendiğini yazıyor.
Yetkililere dayanarak sürecin Mavi Marmara olayıyla ilgili BM Palmer raporu üzerinde bir uzlaşmaya varılmasını etkileyeceği ileri sürülüyor.
Başbakan Erdoğan’ın,TSK’nın birlik ve beraberlik içinde görevini sürdürmeye devam ettiğine işareti,
Cumhurbaşkanı Gül’ün de ”kimsenin olanları bir kriz gibi görmemesi gerektiği ve yaşananların kendi çapında olağanüstü bir durum olsa bile, herşeyin kendi yörüngesine girdiği” ifadesinin,endişeleri dağıtmaya yönelik çalışmalar olduğu değerlendiriliyor.
*
El Kaide küresel terör örgütünün marjinalize edilmesi ardından İsrail’i çevreleyen Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya Arap dünyasında yasaklı İslami örgütlerin yasallaşması,bu suretle küresel piyasaların amansız denetiminde ehlileştirilmeleri garantisiyle,hep sömürülen ve ılımlı İslam Medeniyetinin oluşturulması hedefi -bir yandan da, İsrail’in bölgesinde en büyük düşmanı İran’ın sünni çembere alınması planı işlemektedir.
Ne ki Libya’da Iraklaşma ihtimalinin yükselmesi, Bahreyn’de Şii/İslam ayrımı ve Suriye’de Beşar Esad’ın direnişi Arap Baharı’nın yörüngesinden kaydığı yönünde endişelere neden oluyor.
*
AKP iktidarının İran’ın İsrail’ ile gerginliğe yönelik söylemini gündemden düşürmek,bu suretle İran -İsrail arasında potansiyel sıcak bir gerilimi engellemek üzere yürüttüğü, Türkiye’nin İsrail ile ilişkisinde daha çok gerilimle yaratılan yapay ilişkilerin sürdürülmesi politikası amacını sağlanmış bulunuyor.
Nitekim Arap Baharının gelişmesinde AKP iktidarının çevresinde Mazlum-Der, AGD Üniversite Komisyonu, Genç İHH, Mavera Gençlik Hareketi, Özgür Açılım Hareketi, Milli Türk Talebe Birliği, Darul Hikme, Anadolu’da Ahde Vefa Derneği, Hür Beyan Hareketi gibi çok sayıda örgütün açıkça hem yurt içinde hem yurt dışında stratejik,taktik ve lojistik hizmetleri ; o politikanın değiştiğini gösteriyor.
*
Arap Baharının yörüngesinden kaydığı endişelerinin yaygınlaştığı ve Türkiye’de TSK Komuta heyetini saran krizin yaşandığı günlerde;
İsrail, Filistinlilerin topraklarına roket atmasından sonra Gazze Şeridi’nde bazı Hamas hedeflerine füze saldırısı düzenliyor.
Lübnan Parlamentosunda Direnişe Sadakat fraksiyonu,”İsrail ve dünya Siyonizmi karşısında Lübnan’ı savunmak, İslam ümmetini savunmak sayılır”diyor ve Hizbullah Hareketi, İsrail’in tehditlerine karşı nihai hesaplaşmaya hazır oldukları açıklaması yapıyor.
*
Şu sıralar İsrail için hiç bir şey Suriye Cumhurbaşkanı ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı Orgeneral Beşir Esad’ın,Suriye Arap Ordusunun 66.yılı münasebetiyle yayınladığı;
Suriye’nin her zaman ulusal kararlarında bağımsız ve uluslararası ilişkilerinin de efendisi kalacağına yönelik mesajı kadar etkili değildir!.
Esad, Golan’ın anavatanı Suriye’ye eksiksiz döneceğini,Suriye’nin her damla Arap suyunu geri alacağını ve İsrail’in işgal altındaki Arap topraklarından 1967 sınırlarına kadar çekilmesi şartını yineleniyor.
Suriye’ye jeostratejisi nedeniyle baskı ya da komplo kuran ülkelerin -Türkiye’yi de kast ediyor, Suriye’nin kendine has koşullarını, tüm komplo ve komploculara karşı asi olduklarını ve “Ümmet düşmanlarını hezimete uğratmaya alışkın” olduklarını unutmamalarına dikkat çekiyor.
Ardından tank destekli Suriye Ordu birlikleri kuşatmada tuttukları Hama kentine dört bir yandan saldırıyor!
*
Erişim olanakları,üstün kaynakları,diplomasi,etki sağlamaya yönelik gücüyle ABD nin büyük desteğinde İsrail, Arap İslam coğrafyasında ümmetin içinde bulunduğu hercümerc nedeniyle güvenliği konusunda endişelidir.
Arap dünyasınının dönüşüm rüzgarının dağılmasından endişelenilirken, Türkiye’de siyasallaşmış hukukun yürütme ve TSK’nın komuta heyeti arasında oluşan ve sonucunun alınması belki de uzun vadeye yansıyabilecek kriz; İsrail’in endişesini arttırıyor!
Çünkü Türkiye bölgede İsrail’in güvencesini tehdit eden her türlü unsurda,evvel emirde İsrail’in teminatı sayılıyor.
*
Endişeler, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın,”Mavi Marmara operasyonunda meydana gelen problemler için özür dilemeyi düşünmeye istekliyiz” ifadesine rağmen bu prosesi ileri vadeye bırakmasına ve artık sulanmış olan o gerginlik politikasının sürdürülmesine neden oluyor.
Şimdi Arap dünyasının dönüşüm rüzgarı Türkiye sınırına yaslanmıştır.
İşbirlikçi ajan yazar-çizer,akademisyen, AKP çevresinden yukarıdaki örgütler emirlerine açık medya ile Türklerin olayları evlerinin kapıları önünde hissetmelerini sağlamanın propagandasını yapılıyor.
Güya Ordu-Millet birlikteliğiyle Türkiye’nin Arap toplumlarının dönüşümüne ya da İsrail’in güvencesine motor olması isteniyor.
Bir yanıt yazın