istikrarlı olarak Siyonist ve Semitist örgütlerle mücadele etmiş bir isim Altındal…Özellikle ‘Bilinmeyen Hitler’ eseri bilinen tarihi bile kökten değiştirecek kadar anlamlı;hele Hitler’in gerçek babasının bir yahudi ve Thule Alman Mason Örgütü’nce finanse edildiğini ve akrabalarının da hala Tel-Aviv’de yaşadığı gerçeğini her nedense yazabilecek fazla araştırmacı da yok dünyada ,belki de aynı nedenden:Kuşatılmaktan…
Budapeşte doğumlu Theodor Herzl ,1897’de Siyonist Örgütü’nü kurmasından sonra,yapılan İlk kongresinde:Ben bugün burada Yahudi Devleti’ni kurdum, ancak bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat beş sene içinde ya da elli sene sonra bunu herkes böyle bilecektir.” demiştir(1). 1890’lardan itibaren Filistin çevresinde toprak satın almaya başlayan Avrupa Siyonistleri;Romanya ve Yunanistan’dan kovulma ve ırkdaşlarını Filistin’e yöneltme uğraşları her daim başarısızlıkla sonuçlandı:Ortada Osmanlı hakimiyeti gerçeği vardı:Vaad edilmiş toprak ile aradaki tek engel,savaşlardan yorgun,borçlu bir Osmanlı idi.Ardı sıra 2.Abdülhamit ile görüşen Theodor Herzl,Avrupalı Yahudilerin Filistin karşılığı Osmanlı’nın tüm borçlarını ödemesi vaadini,2.Abdülhamit :’ Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır:sözüyle her iki görüşmede de reddedilmiştir. Aksine Özellikle İngilizler’in emelleri olan toprakları da(Musul-Kerkük gibi) kendi nüfusuna geçirerek koruma yolunu seçmiştir.Bu arada Herzl’i kullanarak borçların finansmanını da Avrupalı’lara yükleyerek kredibilitesini arttırmıştır.(2)
Bunun intikamını da 1908 Meşrutiyeti ve İttihat ve Terakki gücünün İsrail karşıtı 2.Abdülhamit’in devreden çıkarılabilmesi için,Volkan Gazetesi çevresinde toplatılan gericilerin Şeriat isteriz sloganları eşliğinde , Mektepli-Alaylı ayrımcılığında Harbiyeli infazları ve tedhiş-linç hareketinin sonucu, kısmi Ordu karşıtlığı alevlendirilerek;Ordu ve üyelerinin çoğu masonlardan oluşan İttihat Terakki eliyle sorunlu adam Abdülhamit tahttan uzaklaştırılmıştır.Ardı sıra Balkan savaşları ile yıpratılan Osmanlı,yine İttihat ve Terakki eliyle dünya savaşına sokulmuştur.
Bu aşamada parayla alınamayan Filistin, Dünya Savaşı dahilinde Müttefiklerin Osmanlı devleti topraklarına yönlendirilmesinde hakim güç:Kudüs kutsal yerler motifi ile beraber Petrol unsuru da kullanılmıştır.Bu arada gerek . dünya savaşının gerek ise 2. dünya savaşı finansörlerinin hep aynı Avrupalı Yahudi ailesi Rothschild olması da (3) pek garipsenmemeli…Ticaretin en önemli etmeni çıkarları beslemek ve siyasi uzlaştırma fonksiyonu;18.yüzyıldan beri her ülkedeki hakim unsurca etkinleştirilmiştir.
1937’de aynı amaçla (İsrail’in kuruluşu)destek isteği için gelen İngiliz Kralı’na Ata’nın cevabı netti:Ben yaşadıkça buna başaramazsınız! Aslında bundan çok önce Ata 1935’te mason localarını kapatarak kökü dışarıda ve yahudi amaçlarına hizmet eden bu sahte kardeşlik çıkar örgütünü yasaklatmıştır.Bu dönemde Ata’nın rest çektikten sadece 1 yıl sonra sağlığının bozularak şehit edilmesi vakası,sadece doktorlarının siyasi ve masonik bağlantıları (4) gerçek tarihsel çıkarım için sorgulanması zorunludur.
Ata’nın öldürülüşü hemen sonrası 2 .dünya savaşı neticesinde;başarısız olan koloniciliğin İliştirilmiş tehdit ve Antisemitizm kampanyasının gizli destekçilerinin yine Almanya örneğinde olduğu gibi mason ve siyonist örgütler olması pek de garipsenmemeli;aynı güçler Avusturya kralı ve Rus çarı ile anlaşarak zaten mülklerinin devletleştirilmesi karşılığında Yahudi azınlıkların kovdurulmasını Büyük İsrail anlamında zaten sağlamışlardı.Geride kalıp antisemitizme kurban verilenlerin de çoğunlukla siyonist olmayan veya Aşkenaz-Karay Yahudileri(Hazar Türkleri) içinden çıkmasıyla da amaç aşikar edilmiştir.(5)
Filistinde israil devleti kurmak isteyen ingiliz kralı edward, buna engel olmamasını Atatürk’e söylemek için 1937’de İstanbul ‘a geldi. sevgilisi Fransız prensesi Virjin’i de kaçak yolcu olarak yatındaydı. Dolmabahçe’de o akşam protokol yemeği yerken, kral Edward Atatürk’e niyetini açtı. Atatürk’ün ona yanıtı kesindi:”ben sağ olduğum sürece buna asla izin vermem!
Mustafa Kemal, Dolmabahçe yemeğinde, İngiliz Kralı’na ve birlikte hareket ettikleri aşikâr olan Fransızlar’a verdiği cevabı Ankara’ya döner dönmez mecliste yaptığı nutukla türk halkına ve dünyaya açıkladı:
Filistin’e el sürülemez!
“Arapların avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda arap memleketlerini avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. biz vakıa bir kaç sene araplardan uzak kaldık. fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için islamiyetin mukaddes yerlerini musevilerin ve hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.
Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik. fakat bu ithamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız;cedlerimizin, Selâhaddin’in idaresi altında, uğrunda hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bu gün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur”
Mustafa Kemal Atatürk’ün, mecliste yaptığı bu konuşmayı, önce, Ankara’da Türkçe yayınlanan Hakimiyeti Milliye gazetesi yayınlamış. Hindistan’da yayınlanan Bombay Chronicle gazetesi de bu açıklamayı Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nden almış ve 27.8.1937 tarihli nüshasında ‘Filistin’e el sürülemez, Kemal paşa Avrupa’ya ihtar ediyor’ başlığı altında bir yazı yayınlamıştır.(6)
.
Ata’nın ölümü sonrası süreç hızlandırılarak 10 yıl sonra amaca ulaşılmıştır(14 Mayıs 1948).Bu süreç dahilinde 1945’ten itibaren imzalatılan ikili antlaşmalar ile Türkiye bağımlı ülke haline getirilirken ,1946’dan itibaren Mason Locaları yeniden açılarak siyasi,Sabatay ve kripto ermeni unsurlar ile İslam dini ve siyasal örgütlenmeye hız verildi.
1946’dan itibaren Türk Siyasi Hayatı içinde iki kutupta da örgütlenen güçler İnönü döneminde ,Adnan Menderes’i Nato ve Türkiye’nin borçlandırılması ile ilgili siyasi ,askeri ve iktisadi anlamda kullanılırken ,amaç dışına çıkmaya başlayınca(Rusya’dan yerli sanayi için kredi talebi) ortadan kaldırılmıştır.
EN ALTTAN ÜSTE SİYONİST YAPILANMA:
1. Altta LİONSLAR (Mahalle komiteleri vb. Genç Leo (Lioness) kızlar ve genç Leon erkekler)
2. Bunun üstünde Rotaryenler.
3. Bunun üstünde Carbonary ve Masonnry (Farmasonlar)
4. Bunun üzerinde yani alttakilere emir verme yetkisine sahip;BİLDERBERG GROUP (Fethullah bunların içinde. Mason olacak kadar küçülmedi)
5. Siyonizm kuruluşları (Bunlar sadece Yahudilerdir. Diğer alt sınıflar ise “Yerli uşak”lardır. (Goyim:Öküz))Goyim olarak anılanlar örgütlere üye olan yahudi asıllı olmayan işbirlikçi ve Büyük İsrail planı çerçevesinde vaad edilmiş topraklarda Yahudiler için toprak üstünde çalışan halklardır(Kürt Türkleri-Tarikatlar-Şirketler)
Fethullah Gülen Siyonizmin bir alt kuruluşlarından olan Bilderberg’in (üç YÜKSEK üyesinden biridir. ABD’ye ömür.boyu transferi yapılmıştır.(7)
Aslında bu Türkler ile Siyonistler arasındaki ilk örgütlü savaş da değildi;2. Abdülhamit’in devrilmesinin ardından Aaron Aaronson yönetiminde kurulan NILI (Netzah Yisrael Lo Yeshaker) isimli istihbarat örgütü ile İngilizlere casusluk yapanlar;idam,hapis ,sürgün cezasına muhatap oldular.Osmanlı’da 1914 dönemine gelindiğinde A.b.d. desteğinde Mısır İskenderiye ‘de çoğunluğu Rus yahudisi 12.000 yahudi nüfusundan 737 kişilik bir gönüllü birlik oluşturularak İngilizlerle karma yapılan Yahudi Katır Birliği lojistik amaçlı olarak hem Çanakkale hem de Filistin muharebelerinde(Lejyon)Türkler’e karşı kurşun olarak kendilerini kullandırmışlardı.Bu çabaları Filistin’den 2. kovuluş anlamında Anti -Türkçü kampanyada Avrupa ve Abd dahilinde sadık Millet olarak yükselmelerinde Haim Weizman(cordite-Dumansız barutun kaşifi) örneğinde olduğu gibi müttefik silah sanayinin gelişmesinde aktif olarak yeralarak göstermişlerdi.(8)
Türkiye içerisinde askeri manada A.b.d. ikili anlaşmaları ile T.S.K. ve Mit içerisinde hareket kabiliyeti bulan bu örgütlenme darbeler döneminde kendini açıkça gösteriyordu.A.b.d.karşıtı her lider,hareketin önü hemen kesilebilen bir teşkilatlanma yapılandırılmıştı.
1950’lerden itibaren çok yönlü olarak Din Afyon’dur inancıyla gerek Sebatay gerekse gayri Türk unsurların(Kripto ermeni-mecusi arap v.s.) aracılığı ile Tarikatlar içine yerleşerek asgari müştereklerin aleyhine işlemeye başlayan din örgütlenmesi,1980 öncesinde Anti-komünist fonlamalarıyla güçlenerek 2 kutuplu dünyada tarafını aşikar ediyordu.1970 ve 1980 sonrası bir çok Türk Milliyetçisinin idrak edemeyip afyonla uyutulmuş gibi Süleymancılık,Fettullahçılık akımlarında proleter-işçi- haline gelmeye başlamasıyla,A.B.D ,İngiltere ve İsrail Büyük İsrail Planı içinde önemli bir S.T.K. anlamında 5.kola da kavuşmuş oluyordu.
1992’den itibaren A.b.d. rayından çıkan ve Özel Savaş Konsepti dahilinde Milli Kuvvet haline getirilen Özel Kuvvetler’in dahil olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri şimşekleri üzerine çekerken;planı aşikar eden ve karşı gelenler suikastlara kurban gidiyor(Eşref Bitlis,Uğur Mumcu,Cem Ersever,,Necip Hablemitoğlu,Ahmet Taner Kışlalı,Behçet Oktay v.s.),suçlamalara muhatap oluyordu.
28 Şubat, Ordu içindeki Amerikancıların Milliyetçi Kurmay’ları son kez kandırdığı bir özel savaştı;Hedef halk ile ordu arasında sosyal mesafenin açılmasıydı.Gerek E.D.O.K. gerekse Batı çalışma Gurubu’nun amaçta doğru ancak yaptırımda süreklilik ve halkla ilişkilerde ve psikolojik harekatta yetersizlik sebebiyle 1000 yıl sürmesi gereken hareketi 5 yılla sınırlayarak,yeni Gladıo yapılanmasının eşliğinde hedef tahtası haline gelmesine sebep oldu.Asimetrik Psikolojik Harp ,”Bilinmesi Gereken Prensibiyle” sessiz kalması gereken askeri kurmay Heyeti’nin dış güçlerce yerli işbirlikçilerce daimi hedefte tutulmasını sağladı.Beşiktaş Terör Örgütü A.B.D. desteğinde harekete geçirilerek Büyük İsrail önündeki tek engel olarak halen iddianamesiz ,savunmasız olarak esir alınmaya çalışılan Türk askerini etkisizleştirmeye yönelik olarak karalama ve beyin kontrol yöntemleri içinde farklı imgelendirmelerle halkın beyninin yıkanmasında araç olarak kullanılmaya çalışmaktadır.
Büyük İsrail önündeki tek engel Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.Bu bakımdan dış güçlerin siyasi,iktisadi ve askeri örgütlenmelerinin önündeki bu engelin kaldırılması,mümkünse devşirilmesi(Sınır Muhafaza Müdürlüğü’ne dair kanun ile kaldırılması planlanan Sahil Güvenlik Komutanlığı,İçişleri Bakanlığı’na devri düşünülen Jandarma Genel Komutanlığı gibi) ve sınırlardan çekilecek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerini mümkünse Uluslar arası Paravan Güç’e doldurtularak,Büyük İsrail Planı’na kalındığı yerden devam edilecektir:
Türk genci Bursa Nutku’nu ,Atatürk’ün Son T.S.K. konuşmasını hatırından çıkartmamalıdır.Milli Güçlerin yalan iddialar ile tutuklanmasının ardındaki esas gerçek:Millenyum Challenge -1992’de Nevada Çölü’nde Yüzyılın Meydan Okuması rumuzuyla Türkiye’yi işgal planları yapan A.b.d. ve bağlaşıklarına karşı savunma hattı:Balyoz Eylem Planı ile karşılık cüretini gösteren Milli Güçler’den Yerli taşeronlar yolu ile intikam almak amacıdır.
1897’den itibaren harekete geçirilmiş bir plan olan Büyük Orta Doğu Projesi’nin tüm yerleşik işbirlikçilerine karşın,bu hareketi durduracak tek güç; Türk Millet’in kendine güvenen kararlılığı olacaktır.!
Yeter ki Kendimizi Bilelim,Unutmayalım ve her şeyden önce …
Uyanın! ve Uyandırın!!!
A. Serdar Ateş
23.02.2011
1-Filistin’in Gölgesinde Abdulhamit ve Theodor Herzl-Selim Okuyan-Selis Kitaplar
2-http://tr.wikipedia.org/wiki/Theodor_Herzl
3-Bilinen Tarihin Bilinmeyen yanları-Texe Marrs-Timaş Yayınları
4-Agoni: Atatürk’ün Ölümündeki Sır Perdesi Yazılamayan Tarih
5-13. Kabile -Arthur Koestler-Plato Film Yayınları
6-http://www.uludagsozluk.com/k/atat%C3%BCrk-%C3%BCn-filistin-hakk%C4%B1ndaki-s%C3%B6zleri/
7-
8-İki Bin Sene Sonra Kurulan İlk Yahudi Bölüğü İlk Kurşunu Bize Sıkmıştı-YETKİN İŞÇEN _HaberTürk Tarih Dergisi-13.06.2010
Bir yanıt yazın