Site icon Turkish Forum

USTANIN DÜKKÂNINDA

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ,"Bence, yemini yapmamaktan ne murat ediliyorsa, o yeteri kadar içeride de dışarıda da gündeme geldi.Maksat hasıl oldu.Sorunların çözüm yeri TBMM'dir"diyor! - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

USTANIN DÜKKÂNINDA
Başbakan Erdoğan TBMM’de yemin kriziyle ilgili ,”Kimse bizden yargı görevini beklemesin.Bizden  buna yönelik bir destek beklemesin. Parlamento içinde her şeyi konuşuruz ayrı, ama biz yargının şu andaki tasarrufuna asla müdahale etmeyiz ve edemeyiz”

TBMM Başkanı Cemil Çiçek ,”Bence, yemini yapmamaktan ne murat ediliyorsa, o yeteri kadar içeride de dışarıda da gündeme geldi.Maksat hasıl oldu.Sorunların çözüm yeri TBMM’dir”diyor!

*

CHP;AKP iktidarının icra,yasama  erklerinden sonra 12 Eylül Referandumuyla yargının yeniden yapılandırılmasıyla  hukuk erki üzerinde de  büyüyen muazzam  gücünden-sanki,bi-haberdir ve cari hukuka rağmen ve tutuklu milletvekillerinin nasıl tahliye edileceğine dair bir formülü olmaksızın yemin boykotunu bu güne taşımış bulunuyor!

Bir gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gruplar halinde milletvekilleriyle, ardından Deniz Baykal ile “yemin krizini” görüşmektedir.

Baykal,”AKP ile bir yol olmayacağı ortaya çıktı. Biz kendi yolumuzu kendimiz bulalım” diyor.

Kriz iyi yönetilmemiş,somut bir kazanc sağlanmamış ve CHP’nin aleyhine işleyen bir süreç oluşmuştur.

CHP’nin Pazartesi itibariyle Meclis’e gitmesi, yemin etmesi ve  güven oylamasına katılması olasılığı artıyor.

*

Çünkü Atatürk önderliğinde çağdaşlaşmayı temel ilke olarak benimseyen Türkiye,Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte siyaset,hukuk,ekonomi ve toplumla ilgili önemli reformlar yapmış,

Demokratik ve laik siyasi düzeni,serbest piyasa ekonomisi ve “Yurtta Barış Dünyada Barış”ilkesi temelinde güvenlik ve istikrar üreten bir model ülke olmuştur.
*

Rağmen AKP hükümeti Türkiye’nin temel stratejik hedefi AB üyeliğine katılımın ön şartı olan Kopenhag Kriterlerini yerine getirmek sürecinde  kapsamlı .anayasal ve yasal değişikliklerin  yapılmasının amilidir.
ABD’nin elverdiği AKP; Osmanlı  deneyiminden geliştirilen islamcı ve çok kültürlülük politikasıyla Türkiye’den Arap İslam coğrafyasında  topyekün   siyaseti ve sosyo-kültürel yapıyı  dönüştürme görevindedir.

İslamcılık; bütün varlıklara mutlak hakim  Allah katından hareketleniyor ve hakimiyet O’na ait olduğuna göre  kutsalmışcasına kimi esaslarıyla belirlenen bir devletin olamayacağı vurgusuyla siyaseten bu hakimiyetin müslüman halklar  tarafından kullanılacağı düşüncesidir.

İslamcılığın asla demokrasiye aykırı olmadığı öngörülüyor.
*

Çünkü Atatürkçü ilke ve esaslarıyla Cumhuriyet Devleti yukarıdaki şablona uymuyor.

O ilke ve esasların işlediği Cumhuriyet Hukuku, kurumları ve kuruluşlarıyla,halka yansıyan zihniyetinin Türkiye Rejimine giydirilmiş bir vesayet olduğu kabul ediliyor.

Öyle bir vesayettir ki Türkiye’den  diğer Arap İslam toplumlarına da  çatışmacı ve ayrıştırmacı niteliğini aşılamaktadır!
*

Çünkü AKP iktidarı Kopenhag Kriterleriyle  demokratik kriterlerin genişletilmesinde  insan hakları,ifade özgürlükleri azınlık hakları vb.konularda ki açılımlarında;

Türkiye’nin öncelikli sorununun  PKK Bölücü Terör Örgütü ve yandaşlarından ürettiği Kürt Sorunu olduğunu belirliyor.

Her türlü şiddet ve şiddet içeren yöntemler reddediliyor ve Kürt Sorununun çözümü için sağlıklı bir diyalog ortamı oluşturulmasına  medyanında katkısıyla  bütün kişilerin ve grupların farklı düşünceleri ifade etmesinin önü açılıyor.

Cumhuriyetin ulusal anayasa, kimlik, dil, vatan ve siyaset konseptinin  Kürtlere ve diğer unsurlara yönelik homojenleştirmek, ötekileştirmek ve yabancılaştırmaya dayalı asimilasyon politikaları olduğu kabul edilmektedir.

Uluslaşma sürecinin  Kürt sorunu etrafında geçmişte çok acı olaylara neden olduğu ve yenilerinin yaşanmaması için ibret olması isteniyor!
*

Çünkü yemin krizinde  AKP anayasa yapım sürecinde güçlenmeyi teminen CHP’nin koalisyon yapısını bozarak bölmeyi planlamış ve başarılı da olmuştur.

CHP’de liberaller,sosyal demokratlar,demokratik solcular vd. ayrışmıştır.
*

Çünkü PKK lideri Abdullah Öcalan devletle yaptığı son görüşmesinde Barış Konseyi’nin kurulması için mutabakata vardıklarını belirtiyor,”Bir ay veya bir aydan daha kısa bir sürede Barış Konseyi kurulmalıdır” diyor.

BDP’nin hükümetle bir mutabakata varılarak yemin edebileceğini,mutabakat metninin Hatip Dicle’nin durumu, diğer beş tutuklu vekilin serbest bırakılması, KCK’lilerin serbest bırakılması, Terörle Mücadele Yasasının değiştirilmesi gibi hususları  ihtiva etmesi gerektiğini söylüyor.
*
Çünkü AKP;BDP’nin yemin boykotunun  kalıcı olması ve  marjinal bir halde Meclis dışında tutmaya çalışmıştır.
Bu suretle  BDP’yi kendi tabanıyla karşı karşıya getirmek ve yeni anayasa yapımı sürecinde BDP’yi dışarıda tutmak ya da etkisizleştirmek istiyor.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in,”Sorunların çözüm yeri TBMM’dir”ifadesi, BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş’ın beklediği  umut veren bir diğer haber niteliğindedir!

Demirtaş,”Yemin edeceğiz diye bir şey yok. Eğer bir mutabakat olmazsa, çok etkili ve AKP’yi sarsacak bir direniş sergileriz” diyor.

Bu BDP nin Öcalan’ın da işaret ettiği üzere  TBMM den pek yakında bir mutabakat beklediği anlamına geliyor.

 

*

Çünkü İslamcıların Atatürk Cumhuriyetini dönüştürmesine sadece bir anayasa adımı kalmıştır.
*

Rağmen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir tarafta dincinin öte yanda kürtçünün tehditinde Türkiye’de;olması gereken Atatürkçü Düşüncenin çok uzaklarına savrulmuş -şu dakikada, yabancısı olması gereken sosyal demokrat,liberal,sosyalist,cemaatçi v.s düşüncelerle  akıl dışı bir muhalefet yürütüyor.

Ya da Kılıçdaroğlu Twitter’da ”Bugün milletvekilinden öğrenciye on binlerce insan tutuklu olarak yıllarca yargılanmayı bekliyorsa demokrasiden ve adaletten bahsedilemez” yorumundan -milletvekilleri ve öğrencileri dışarda tutunuz, binlerce KCK tutuklusuna af getirmeye yönelik bir gizli gündemi mi yönetiyor?

Bu yüzden gündemi ısıtan, sosyal demokrat bir oportunizm mi sergiliyor?
*

Öyle ya da böyle!En azından Kılıçdaroğlu’nun  Parti Meclisinin çok yetersiz kaldığını anlamış olması gerekiyor.

Bakınız Baykal,” Biz kendi yolumuzu kendimiz bulalım” diyor.

Exit mobile version