Almanya’da hükümetin Suudi Arabistan’a zırhlı tank satacağı yönündeki haberler tartışmalara yolaçarken, ABD’de Suudi Arabistan’a yapılan silah satışları kimseyi rahatsız etmiyor.
Almanya’nın Suudi Arabistan’a 1 milyar 700 milyon euro değerinde son model 200 savaş tankı satma girişimi, siyasi partiler arasında ve medyada hararetli tartışmalara yol açtı. Başbakan Angela Merkel hükümetin bu konuda şimdiye dek suskun kalmasını savundu.
Hükümet muhalefetin eleştirilerine rağmen tank satışı konusunda bilgi vermekten kaçınıyorBildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Hükümet muhalefetin eleştirilerine rağmen tank satışı konusunda bilgi vermekten kaçınıyor
Merkel, Mittelbayerische Zeitung’a yaptığı açıklamada, bu konuda yapılan görüşmelerle alınan kararların, güvenlik nedeniyle gizli tutulduğunu vurguladı. Almanya’da tartışmalar sürerken, ABD’de ise Suudi Arabistan’a yapılan silah satışları kimseyi rahatsız etmiyor. ABD ile Suudi Arabistan arasındaki savunma işbirliğinde, ham petrol ihtiyacının karşılanması, İran’ın silahlanması ve terörle mücadele yüzünden bozulan karşılıklı güven ortamının tamiri rol oynuyor.
En büyük silah satışlarından biri
68 milyar dolar hacmindeki bu silah satışına ne Demokratlardan, ne de Cumhuriyetçi Parti’den ses çıkıyor. ABD önümüzdeki yıllarda Suudi Arabistan’a F-15’lerin en yeni versiyonu olan savaş uçaklarından 84 adet teslim edecek. Silah satışı Amerikan Kongresi’nde onaylandı. Suudi Arabistan hava kuvvetlerinin elindeki 70 adet F-15 de Hellfire roketleriyle teçhiz edilecek.
Suudi Arabistan, ABD’den Black Hawk, Apache ve Little Bird tipi 190 savaş helikopteri ile 12 bin 667 roket, 18 bin 350 bomba ve çok sayıda modern gece görüş sistemi almayı planlıyor.
Amerikan çıkarları söz konusu olunca
Amerikan Kongresi’nin tek bir endişesi var. O da, şimdiye kadar sadece İsrail’e verilen ve F 15’lerden fırlatılabilen uydu güdümlü doğrudan taarruz bombasına Suudi Arabistan’ın da talip olması. Obama yönetiminin İsrail’e tanınan bu ayrıcalığı sürdürmek istediği anlaşılıyor. Bunun dışındaki her türlü silahın Suudi Arabistan’a satılabilmesine Amerika’nın petrol çıkarlarının korunması gerekçe gösteriliyor. Beyaz Saray’ın Savunma Danışmanı Andrew Shapiro, Suudi Arabistan’ın bu silahlarla, ABD’nin ekonomik çıkarları açısından son derece önemli olan petrol tesislerini saldırılardan korumasına yardımcı olmak istediklerini söyledi.
Obama yönetimi İran tehdidine karşı Suudileri güçlendirmeye çalışıyor Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Obama yönetimi İran tehdidine karşı Suudileri güçlendirmeye çalışıyor
En sıkı müttefiki İsrail’in Suudi Arabistan’a silah satılmasına tolerans göstermesi, Washington yönetimi açısından büyük önem arz ediyor. Savunma uzmanı Andrew Shapiro, Suudi Arabistan’a verilen her uçak ve roketin İran’a ve Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın nükleer silahlanma arayışına yapılmış bir uyarı olduğunu belirtti. Shapiro, ‘Yaptığımız silah sevkiyatı aynı zamanda Suudi Arabistan’ın komşularına verilmiş açık bir mesajdır. ABD Basra Körfezi ve Ortadoğu’daki en değerli müttefiklerinin güvenliğine büyük önem atfetmektedir’ dedi.
‘Suudi Arabistan nükleer güç olmamalı’
ABD en çok Suudi Arabistan ile İran arasında nükleer silahlanma yarışı başlamasından endişe ediyor. Suudi Arabistan’ın eski Washington Büyükelçisi Prens Turki El Faysal, geçenlerde Amerikan savunma uzmanlarıyla yaptığı gizli buluşmada, İran’ın nükleer alanda silahlanmasının son derece vahim sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulunmuştu. Obama yönetimi, Suudi Arabistan’ın petrol zenginliğinin ve Pakistan’ın yardımıyla kısa zamanda nükleer güce dönüşmesini mutlaka önlemek istiyor.
Amerikan yönetimi milyarlarca dolarlık silah sevk ederek petrol ortağı ile arasındaki güven krizini aşmaya çalışıyor. Obama yönetimi, ’Suudi Arabistan en modern konvansiyonel silahlara sahip olduğu takdirde İran’a karşı nükleer silah edinmeye ihtiyacı kalmaz’ düşüncesiyle hareket ediyor. Ancak Suudi Arabistan Arap Baharı’ndan dolayı Amerikan süper gücüne olan güvenini kaybetti. En modern savaş uçaklarının bile güven kaybını telafi etmeye yeteceği sanılmıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Ralph Sina / Ahmet Günaltay
Editör: Murat Çelikkafa