YENİ ANAYASA GÖLGESİNDE YEMİN KRİZİ
Bağımsız Milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi ve CHP,MHP ve BDP’den vekil seçilen tutuklu 8 ismin tahliye taleplerinin mahkemelerce reddedilmesi ardından BDP milletvekillerinin meclisi,CHP’lilerin ise yemini boykot etmesiyle TBMM 24.döneminin açılışına yansıyan krizin perdesi aralandıkça yeniTürkiye’ye biçilen ve ortaklaşılan hesabın güncellenmiş durumu bir bir ortaya çıkıyor.
*
ABD’nin elverdiği AKP; Türkiye odağı ile Arap piyasalarındaki sermayenin küresel hareketinin istikrar ve güvencesinin temininde Osmanlı deneyiminden geliştirilen islamcı ve çok kültürlülük politikasıyla topyekün siyaseti ve sosyo-kültürel yapıyı dönüştürmenin gayretindedir.
İslamcılık bütün varlıklara mutlak hakim Allah katından hareketleniyor ve hakimiyet O’na ait olduğuna göre kutsalmışcasına kimi esaslarıyla belirlenen bir devletin olamayacağı vurgusuyla siyaseten bu hakimiyetin bir ferdin,sınıfın ilahi hakkı olmaksızın müslüman halklar tarafından kullanılacağı düşüncesidir ve cihanşümul sayılıyor!
Gerçekten de Osmanlının başarısında İslam dininin diğer dinlere zorlayıcı olmayan,millet sistemini din üzerinden yapması algısı ile küresel sermaye hareketlerinin karşılıklı bağımlılıkları oluşturma karakteri almaşığından yapay milliyetçi politikalarla oluşturulmuş İslam coğrafyasında islamcılık ve çok kültürlülük hızla zemin kazanıyor.
*
İslamcılıkta insanlara, modern ulus devlet ve sanayi toplumunda bireyin güçlü ve büyük devlet tarafından kimlik ve bağlılık temelinde bir değer boşluğuna itilmiş oldukları savıyla yaklaşılıyor.
Din’in, ortak bir duyarlılık yaratma hassasıyla yaklaşılan yalnızlaştırmış bireye yeni bir toplumsal kimlik kazandırılıyor ve cihanşümul olmak üzere sosyal bir çatı altına alınıyor.
Süreci kararlılık, sadakat ve sebat belirliyor.
O nedenle yalnızca kendi dünyasında Başbakan Erdoğan grup konuşmasında yemin boykotu yapan CHP ve BDP’ye rest çekiyor,”İster gelin ister gelmeyin,parlamentonun çalışmasına mani yok”derken;kararlıdır, davasına sadakatle bağlıdır ve sebat ediyor!
AKP yeni anayasanın gölgesinde yemin krizinde bu eşikte bulunuyor…
*
Bu vizyonunda AKP iktidarına inat Ayrılıkçı Kürt Hareketi;Kürtlerin birlikteliğinin sağlanmasıyla bölgenin feodal yapısı üzerinde yaratmaya çalıştığı fiili çözücü etkinin giderek Türkiye’nin merkezcil yapısını dağıtmaya dayalı lâik ve aydınlanmacı sosyalist temelli örgütsel yapısından devlet olmaya yükselmek istemektedir.
Konfederal anayasa,ulus,vatan ve siyaset talebiyle bireysel ve kültürel özgürlükleri değil coğrafya temelli kitlesel çatışmalara sonuç verecek bir anayasa öngörüsü; bölgeye de gerilim ihraç ediyor!
Öte yanda Ergenekon ya da benzeri davalarda herhangi bir ödünün AKP’nin vizyonu doğrultusunda Türkiye’nin kurumlarında vesayetin yani Atatürkçülüğün tasfiyesinde geriye atılmış bir adım olacağı hesaplanıyor.
O nedenle seçilen vekillerin TBMM’ye girmesinin önü alınarak yaratılan krizin biricik amilinin AKP olduğunu belirtmek gerekiyor!
*
MHP gelenekleri, milli ve manevi değerleri,Cumhuriyetin kazanımları bağlamında Türklük iradesine bağlılığıyla Türk milliyetçiliği dışında bir role girmiyor.
Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi -özellikle, BDP den vekil seçilen tutuklu 5 ismin tahliyesine neden olabilecek bir oluşumda bölücü örgütün diğer taleplerine yol açılması ihtimali karşısında kararlı bir tutum sergiliyor ve TBMM’de yemin ediyorlar.
*
Yemin krizinde en garip çelişkileri yeniCHP yaşıyor…
Çünkü Türkiye’nin yukarıdaki vizyonda AKP liderliğinde demokratikleşme adıyla yürütülen değişiminde nadide kalan kimi Atatürkçü esasların tasfiyesini teminen CHP’de Deniz Baykal bir komploya uğratılmıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Atatürkçü şahsiyetleri partiden uzaklaştırılmasıyla Atatürkçülük tasfiyeye vardırılmış,yeniCHP ve misyonu; referandum ve Genel Seçimde başarısız kalmıştır.
Bu kadarda değil, bu karambol ortamında yeniCHP doğal olarak dışarıdan ve içeriden muhalefete, telkine ve provakasyona da açılmış bulunuyor!
*
Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniCHP konseptinde Genel Af’fa sıcak yaklaşım,Hakikatleri Araştırma ve Anayasa Komisyonu kurulmasında ön alma isteği,Dersim 38 arşivlerinin açılması benzeri söylemleri Atatürk Milliyetçiliğine sığdıramayan kitlesi ve yöneticilerinin de uzun vadeye serili mücadelesine zemin hazırlıyor-nitekim, kurultay toplanması ve parti meclisinin değiştirilmesini savunuluyor.
Tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddi üzerine muhalefet adına Deniz Baykal’ın CHP nin TBMM de yemini boykot etmesine önayak olan talebi yeniCHP’nin ulusalcı eksende vermesi zorunlu hale gelen bir sınavı niteliğine bürünüyor!
YeniCHP’nin siyasallaşan yargıya karşı Atatürkçü düşünce temelinde hukukun üstünlüğüne inancı sınanıyor!
*
Mesela Süleyman Demirel’in telkiniyle Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’in yeniCHP’den adaylığı ardından seçilmesi sonuçları Arap İslam coğrafyasında ABD ve elverdiği AKP’nin hesapları ötesinde bir İsrail girdisini akla getiriyor.
Çünkü Mehmet Haberal’den hareketle sonucu ne olursa olsun,diğer Ergenekon ya da terör tutuklularının salıverilmesi üzerinde oluşturulan polemikler-belli ki, Ortadoğu’da halk ayaklanmalarının oluşturduğu gerilimlerle ülkelerin düştüğü istikrarsızlığa Türkiye’nin de eklemlenmesi anlamına geliyor ve bu sonuç İsrail’e yarıyor!
*
AKP,MHP,BDP yeni bir anayasanın gölgesinde yemin krizinde durdukları eşikte bellidirler fakat Genel Başkanı ile liberal,sosyal demokrat,demokratik sol,cemaatçi ve kürtçü karma kadrosuyla yeniCHP’de yemin krizinin çözümünde Atatürk devrimlerinin eseri Türkiye Cumhuriyetinde hukukun üstünlüğü ilkesinden hareketle;Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler İnsan Hakları organlarının kararları tarafından vazgeçilmez bir hak olarak tanınan seçme ve seçilme hakkının benimsenmesi ve Yargının AİHM içtihatlarını kullanarak tutuklu milletvekillerinin tahliyelerine karar vermesi formülünün işletilmesi için mücadelenin kazanılması gerekiyor.
Durulan eşik belli olmayınca da sıkıntı basıyor…
Bir yanıt yazın