Alman iç istihbarat teşkilatının yıllık raporunda, “İslamcılık” ve “uluslararası İslamcı terör” ayrımı yapıldı, terör tehdidinin sürdüğü vurgulandı. En büyük İslamcı grup, Milli Görüş. Jülide Danışman’ın haberi…
Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2010 yılı raporu İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich tarafından açıklandı. El Kaide lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesinin ardından da İslamcı terör tehdidinin devam ettiğine işaret eden Friedrich, bu nedenle teröre karşı önlemlerin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
İç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2010 yılı raporunda, “İslamcılık” ve “uluslararası İslamcı terör” farklı bölümler altında inceleniyor. Hrıstiyan Sosyal Birlik partili Bakan Friedrich, Almanya’da faaliyet gösteren 29 İslamcı örgüt bulunduğuna dikkat çekti. Bakanın açıkladığı rapora göre, bu örgütlerin toplam üye sayısı bir önceki yıla kıyasla 1100 artarak, 37 bin 370’e yükseldi. Bunlardan 31 bin 370’inin Türk kökenli örgütlere ve 3 bin 730’unun Arap kökenli gruplara üye olduğu kaydediliyor.
En büyük İslamcı örgüt ”Milli Görüş”
Bakan Friedrich, İslamcı grupların siyasal ve toplumsal alanda etkili olarak, Almanya’da şeriata uygun bir yaşam şekli yaratmayı hedeflediklerini belirtti. Friedrich, Almanya’daki en büyük İslamcı grubun İslam Toplumu Milli Görüş adlı derneğin olduğuna dikkati çekti.
İslam Toplumu Milli Görüş, Federal Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenen örgütler arasında yer alıyor. Raporda Kerpen merkezli İslam Toplumu Milli Görüş’ün Almanya’daki üye sayısının 2010’da bir önceki yıla göre yaklaşık 1000 artarak, 30 bin’e ulaştığı belirtiliyor. Ancak bu grubunun üyelerinin tümünün İslamcı olarak nitelenemeyeceği de raporda ifade ediliyor.
İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’in raporda dikkat çektiği bir diğer grup, bütün dünyada faaliyetlerini yaygınlaştırmaya çalışan Selefiler oldu. Özellikle internet üzerinden gençlere ulaşmaya çalışan grubun üye sayısı tam olarak bilinmiyor. Bakan Friedrich, geçtiğimiz mart ayında Frankfurt’ta ABD’li askerleri hedef alan ve iki kişiyi öldüren saldırganın, internet üzerinden radikal fikirlerin etkisinde kalan bir genç olduğunu anımsattı.
Raporda, Alman askerlerinin Afganistan’da çokuluslu güçte yer almaları nedeniyle, ülkenin uluslararası İslamcı terörizmin hedeflerinden biri olabileceği belirtiliyor. Raporda, Almanya’da El-Kaide, Ensar El-İslam, İslamî Cihad Birliği gibi örgütlerin ve bunlarla bağlantı kişilerin faaliyet gösterdiği belirtiliyor.
PKK izlenen örgütlerden
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporunda ülkelerindeki rejimi değiştirmek için çaba gösteren ve Almanya’da üyeleri bulunan yabancı kökenli örgütler de mercek altına alınıyor. Raporda, bu kapsamda toplam 44 örgüte işaret ediliyor ve bunların yaklaşık 25 bin üyesinin olduğu belirtiliyor.
İçişleri Bakanı Friedrich, en yüksek üye sayısına sahip olan örgütün PKK olduğuna dikkati çekti. Rapora göre, PKK’nın Almanya’da yaklaşık 11.500 üyesi bulunuyor. 1993 yılında Almanya’da yasaklanan PKK, 2002 yılından bu yana Avrupa Birliği’nin de terör örgütleri listesinde yer alıyor. Raporda, Almanya’da PKK üyelerinin çeşitli kentlerde şubeleri bulunan, kısa adı YEK-KOM olan Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu çatısı altında faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Alman Meclisi’nde grubu bulunan Sol Parti’nin PKK’yı siyasi olarak desteklediği, örgüt tarafından düzenlenen toplantılarda, parti üyesi bazı milletvekillerinin konuşma yaptığına dikkat çekiliyor.
Aşırı sol ve aşırı sağ
Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich’in dikkat çektiği bir diğer konu ise aşırı sol içerikli şiddet eylemlerindeki artış oldu. Bu artışı kaygıyla karşıladıklarını belirten Friedrich, bu yılın ilk beş ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla aşırı sol grupların şiddet eylemlerinin arttığını söyledi. Aşırı sol eylemlerin en çok yaşandığı kentlerin Berlin ve Hamburg olduğunu belirten Friedrich, geceleri araçların sık sık ateşe verilmesinin bu şiddete bir örnek olduğunu kaydetti. Bakan, şiddet eğilimli aşırı solcuların sayısının 2010’da bir önceki yıla göre 200 artarak, 6 bin 800’e ulaştığını söyledi.
Almanya’da faaliyet gösteren aşırı sağcıların sayısında ise 2009’a kıyasla düşüş kaydedildi. Aşırı sağcı parti ve örgütlerin 2009 yılında toplam 26 bin 600 olan üye sayısı 2010’da 25 bin 000’e düştü. Ancak Neonazi gruplarda yer alanların sayısı, 5 bin ‘den 5 bin 600’e geriledi. Neonazi grupların, özellikle aşırı sol gruplar karşısında şiddet eğilimine sahip olduğu belirtiliyor. Bakan Friedrich, Neonazilerin yabancılar yerine sol grupları hedef almasının yeni bir olgu olduğuna dikkati çekti. ”Siyasi hedeflere ulaşmada kullanılan şiddetin hiç bir şekilde meşru görülemeyeceğini” belirten Bakan Friedrich, ”aşırılıkların her zaman için özgürlük ve demokrasinin karşıtı” olduğunu dile getirdi.
Siyasi ve askeri alanda casusluk
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporunda dikkat çeken başlıklardan biri de casusluk. İçişleri Bakanı Friedrich, Almanya’nın yabancı ülkelerin istihbarat örgütlerinin hedefinde olmaya devam ettiğini ifade etti. Bakan, Almanya’nın AB ve NATO bünyesinde kilit ülkelerden biri olduğunu, bu nedenle Almanya’nın görüşlerinin önceden öğrenilmeye çalışıldığını kaydetti.
Casusluğun son dönemde siyasi ve askerî alandan, teknolojik alana kaymakta olduğunu belirten Friedrich, özellikle internet üzerinden şirketleri, hükümete ait kurumları hedef alan casusluğu engellemeye çalıştıklarını söyledi.
© Deutsche Welle Türkçe
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ayhan Şimşek
Bir yanıt yazın