SEVGİLİ okuyucularım, yurtdışında bulunan Fethullah okulları, Türkiye’de her yıl bir gösteri düzenliyor. Bu gösteriye bu okullarda okuyan yabancı uyruklu öğrencilerden seçilen çocuklar katılıyor.
Bunlar Türkçe şarkı söylüyor, şiir okuyor, halk dansları oynuyor.
Gösterilere bakanlar, valiler, AKP‘nin ve Fethullahçı kesimin önde gelenleri katılıyor. Törenden sonra her biri-sipariş üstüne- ayrı ayrı övgüler düzüyor.
Sonra birileri çocukları ellerinden tutup çeşitli yerlere götürüyor, oralarda da gösterileri yapılıyor.
Gazete bürolarına bile gidiliyor!
Biliyorusunuz, Türkiye’de Fethullah‘ın Zaman isimli bir gazetesi var. Verilen rakamlara bakıldığında, bu gazetenin bir milyona yakın “Sattığını (!)” görünce ister istemez “Maşallah, amma da çok satıyormuş” diyorsunuz… Çünkü Türkiye’nin bugünkü ortamında bir gazetenin bir milyon satması asla mümkün değil!..
Böylece Zaman, gazete satışları listesinde bir numaraya (!) oturmuş oluyor, en çok satan gazete (!) unvanını elde ediyor!
Ama gerçekler öyle değil. Bunu burada defalarca yazdım. Bu gazetenin bayi satışı sadece 21 bin! Yani parasını verip bayiden Zaman alan sadece 21 bin kişi var!
Peki geri kalan 900 bin‘den fazla gazete ne oluyor?
Onlar bütün Türkiye’de beleş dağıtılıyor. Her sabah en az 900 bin ev ve iş yerine, bir kuruş para istemeden Zaman gazetesi bırakılmış oluyor.
Sadece evlere ve işyerlerine değil, ülkemizin dört bir yanındaki tüm kamu kuruluşlarına, devlet dairelerine, hastane, karakol ve adliye binaları dahil her yere Zaman dağıtılıyor.
Bir hakim veya savcı düşünün, sabah odasına geldiğinde masasında dosyalardan önce Zaman gazetesini görüyor. Bir hastane düşünün, doktor işe geldiğinde hastalarından önce Zaman‘ı önünde buluyor.
Türkiye’de 40 sayfalık 900 bin adet gazeteyi bedava dağıtacak hiçbir güç yok. Buna devlet parası bile yetmez. O halde ne oluyor, nasıl oluyor? Soruyoruz, yanıt gelmiyor. almışlar iktidar gücünü arkalarına, kendilerinden hesap soran bir tek makam, merci yok. Fethullahçılar da yüzlerce trilyon liranın döndüğü bu olanların diyet borcunu seçimde AKP’ye oy vererek ödüyorlar. Hadise bu kadar basit!..
***
Dünkü Zaman gazetesinde çok, ama çok ilginç bir haber vardı. Fethullah okullarının yukarıda sözünü ettiğim yabancı uyruklu çocukları, adına Türkçe Olimpiyatları dedikleri bu gösteri kapsamında Ankara’da çeşitli ziyaretlerde bulunmuşlar. Şimdi “Olimpiyat çocukları HSYK’yı çoşturdu” başlıklı haberi gazeteden özetliyorum:
“Türkçe Olimpiyatları için Ankara’da bulunan çocuklar protokol ziyaretlerini sürdürüyor. Dün Kültür Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, HSYK Başkanı Ahmet Hamsici ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir grup çocuğu kabul etti.
Çocukların ilk durağı HSYK oldu. Çocuklar türkçe şarkı ve şiirler söyledi. HSYK çalışanlarının kimi zaman eğlendiği, kimi zaman gözyaşı döktüğü gösteri büyük beğeni topladı.
HSYK Başkanı Hamsici çocukları kabul etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi, emeği geçen öğretmenlere teşekkür etti…”
HSYK‘yı artık iyi biliyoruz. Hakim ve savcıların tüm atama, terfi, ceza işlerini yapan, Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçen Halimler Savcılar Yüksek Kurulu. Son anayasa değişikliği ile burası – ve dolayısıyla yargının tümü- tamamen AKP’nin eline geçti. AKP yandaşı olmayan, iktidarın hoşuna gitmeyen kararlar veren hakim ve savcılar duman edilirken, yandaşlar kollanıyor ve en sorumlu yerlere getiriliyor.
Yargının tüm yetkileri artık HSYK’nın ve dolayısıyla iktidarın elinde. Yargıya particilik bu yolla sokuldu. Sen bir yanda Fethullah ekibini binana getirtip şov yaptıracaksın, sonra da “Bağımsız yargı (!)” diyeceksin! Hangi bağımsız yargı?!
Şimdi soruyorum:
HSYK, gösterilerin yapıldığı bir tiyatro salonu mudur? Fethullah ekibi hangi sıfat ve yetkisiyle HSYK binasında gösteri yapabilmiştir? Buna nasıl, hangi gerekçeyle izin verilmiştir? İleride başka gruplar da HSYK’da şov yapmak isterse, acaba onlara da izin verilecek midir?
Bu sorulara yazıt veremezler. Ancak gerçekler ortadadır:
Bu gösteri Fethullah-AKP-HSYK üçlüsü arasındaki siyasi ilişkiyi kanıtlamış, yargının kimlerin eline geçtiğini göstermiştir. HSYK bu atraksiyona kapı açmakla Fethullah’a bir yeşil ışık daha yakmış, hakim savcı atamalarının nasıl ve hangi ilişkilerle yapıldığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Düşünebiliyor musunuz, bu kurulun yargı toplantıları yapılan salonlarında Fethullah ekibi gösteri yapıyor ve izleyen görevli hakimlerden alkış alıyor!
Demek ki Fethullah’ın ağırlığı HSYK binasında bile ses veriyor. Ötesini hakimlerimiz ve savcılarımız düşünsün!
HSYK Başkanı olan Ahmet Hamsici, hiç ilgisiz bir cemaate binasını nasıl açtığını, böyle bir gösterinin HSYK binasında “Ne alaka” olduğunu belki lütfedip birkaç satırla açıklama zhmetinde bulunur!
Emin Çölaşan/SÖZCÜ
Bir yanıt yazın