Ey Türkiye Seçmeni,
Bugün Türkiye’nin seçim gündemine ilişkin uzun zamandan sonra ilk defa bir şeyler yazmak istedim. Çünkü biliyorum ki bizim görevimiz partizanlık değil, gördüğümüz doğruları ne pahasına olursa olsun söylemektir… İşte ben bu yazıda, bilimi de, hukuku da bir yana bırakıp, sadece bir insan olarak bunu yapmaya çalışacağım.
2003 yılından beri Türkiye’de Başbakanlık Makamında oturan şahıs, tüm baskılara karşı kendisine direnme cesaretini gösteren halkı yatıştırmaya çalışırken ölen bir vatandaş için şu ifadeyi kullanıyor: “…Bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek… Şu anda kimliğini bilmiyorum; üzerinde de fazla durmak istemiyorum, kalp krizi neticesinde öldüğü söyleniyor.”[1]
Evet, 2003 yılından beri bu yüce makamda oturan bu şahıs, 16’ncı yüzyıldan beri meşru sayılan “direnme hakkını” kullanırken, kendisine yapılan insan dışı muamele sonucunda kalça kemiği kırılan bir bayanı, miting meydanlarında halka şikâyet ederken onu şöyle tanımlıyor: “…kadın mı kız mı bilemem artık…”[2]
Ey Türkiye Seçmeni, bu şahıs kendisini oraya getiren kişilere bu hakaretleri hangi hakla yapıyor… Bu güveni ona kim veriyor…
Seçim propaganda süreci başladı başlayalı, önüne gelen, istediği her zaman hem siyaset bilimini hem de hukukçuluğu istediği yöne çekerek, istediği partiyi savunuyor veya yeriyor… Ben de bugün istesem, siyaset bilimin ve hukukun tüm dallarını kullanarak 9 yıldır yapılan tüm rezaletleri anlatabilir, ülkenin ne hale getirildiğine dikkatleri çekebilirdim. Ve hatta seçime 10 gün kala darbe mağdurlarının duygularını sömürerek, Kenan Evren’in ifadesine başvurma yoluyla, hala onun yargılanabileceğini, insanlara yutturmaya çalıştıkları gerçeğinin de ayrıntılı bir şekilde üstüne durabilirdim… Ama bugün izlediklerim bana her şeyden önce insan olunması gerektiğini ve bizim de her şeyden çok bunu anlatmamız gerektiğini hatırlattı…
Ey Türkiye Seçmeni, oy vermek toplumsal bir davranıştır. Bu toplumsal davranış, her türlü toplumsal etkenden farklı şekillerde etkilenebilir. Ama unutmayın ki bu toplumsal davranış, insana özgü bir şeydir ve en çok da insanlığa olan saygıdan etkilenmelidir…
Saygılar
Edgar Şar
[1]
[2]
Bir yanıt yazın